Bizi kimler sevmedi de bu hale geldik...
Hastalandık. Yaralandık. Kırıldık komple. Aylar mı oldu yıllar mı karıştırıyor aklım. Ne zamandır böyle güçsüz, zayıf, güvensiz hissediyorum kendimi. Siz öyle değil misiniz?
Bir tarafta bombalar, öteki tarafta tacizciler, diğer tarafta dinmeyen bir şiddetin farklı farklı yüzleri var. Ringe çıkmışım karşımda bir izbandut. Tam kendimi toparlayacağım bir yumruk daha atıyor, bir daha, bir daha...
Olaylar kimin eseri, kimin suçu, kim planladı, kim uyguladı bilmiyorum. Bildiğim bir şey var ki isimleri farklı olsa da çocuklukları aynıydı hepsinin. Sevilmemiş çocuklar büyüdüklerinde böyle bir dünya yaratırlar.
Kim bilir nasıl bir çocukluktu geçirdikleri. Kimler sevmedi bu toprağı bu hale getirenleri?
Kim bilir kaç kere dayak yedi babasından. "Dayak cennetten çıkmadır" diye o zamanlar öğrendi. "Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" dendi. O zaman babasına karşı koyamadığı için, şimdi "ötekini" döverek çocukluğunun intikamını aldığını muhtemelen hiç fark etmedi. Çıkardı kemerini, hiç karşı gelemediği babasının hayaletini dövdükçe dövdü. Yara alanın kim olduğu artık önemli değildi.
Sadece var olduğu, insan olduğu, nefes aldığı için sevilmedi hiç. Hep koşulluydu annesinin sevgisi. "Uslu durursan severim seni" dedi, "Akıllı olursan, her dediğimi yaparsan severim seni". Var olduğu için sevilmeyen çocuk şimdi bir şeyler yaparak sevilme peşinde. Ne yaptığının önemi yok. Ne denirse onu yaptı!
Merakı, hayal gücü bastırıldı hiç durmadan. Ne kitap okumasına izin verildi, ne hayaller kurmasına. Kendi bedenini keşfetmek istediğinde eline sopayla vurdular ama bir yandan da "göster amcalara pipini" diye keşfetmesine izni olmayan bedenini sergilemeyi öğrettiler. Apartmanların kapılarında kadınları sıkıştırıp sergilemeye çalışması ondan.
İnsan olmak, kendini diğerinin yerine koyabilmek, diğerleriyle iletişime geçmek, birine dokunmayı sevmek doğuştan gelen değil öğrenilen olgular. İşte bazı insanlar bunları öğrenebilecek yaşantılardan mahrum kaldıkları için kötüler. İşte bu dünya bunların sayıca çokluğundan bu kadar çirkin. Neresinden baksan sevgisizlik.
Şimdi, iki bomba arası yaşantımızda yapabileceğimiz tek şey çocuklarımıza sarılmak. Onları dış dünyanın zehirli etkisinden, sarıp sarmalayıp korumak. Çünkü sevilen çocuklar birini öldüremezler, sevilen çocuklar kimseyi dövemezler, sevilen çocuklar kendilerini kanıtlamak için şiddete, erkekliğini kanıtlamak için tacize başvurmazlar. Çocuklarımızı sevelim. Başkalarının çocuklarını da. Annesi babası olmayan çocukları daha çok sevelim, çıplak ayaklıları mesela... Bütün çocukları sevelim ki değişebilsin bu dünya...
YORUMLAR