Mutluluğa bir iki
Ebeveynler çocuklarının mutlu yetişkinlere dönüşmesini umut ederler. Kime sorsanız, "çocuğumun mutlu olmasını istiyorum" der fakat bunun yolunu kendileri de bildikleri söylenemez.
"Mutluluk nedir, ben neyden mutluyum, ben mutlu değilsem çocuğum mutlu olabilir mi?" gibi soruları kendine sormayan kişinin mutlu bir çocuk yetiştirmesi pek yüksek ihtimal gözükmüyor.
Mutluluğun tanımı kişiden kişiye değişse de ortalama insanı dengede tutacak bir takım ipuçlarının olduğunu iddia edebilirim. Ne de olsa zamanın ruhu maddeli haberleri ve herkese uygulanabilecek reçeteleri seviyor.
Dışarı çıkın
Açık havada oyun oynamanın gücünü hafife almayın. Çimlerde koşmak, ağaçlara tırmanmak, salıncakta sallanmak ve toprakla oynamak, bisiklete binmek hem çocuklar hem büyükler için iyidir.
Yapılan araştırmalar, çam ağacı, biçilmiş çim ve lavanta gibi doğa ile ilişkilendirilen kokuların çocukların ruh hallerini iyileştirdiğini gösteriyor. Dolayısıyla kitabını dışarıda okuması ya da ödevlerini balkonda yapması için çocuğunuzu teşvik etmek ve bu sırada size de iyi geleceğini bilerek ona eşlik etmek, bir öğün yemeğinizi sepete doldurup parkta açık havada yemek, gideceğiniz yere arabayla değil bisikletle gitmek, günlük planlamanızda açık havada, mümkünse doğada geçecek zamana bilinçli bir vakit ayırmak mutluluğa ulaşmanın basit yollarından biri bana kalırsa.
Ekran önünde geçirilen zamanı sınırlayın
Çocuğunuz, bitmeyen saatler boyunca bilgisayar oyunu oynamanın, çizgi film seyretmenin onu mutlu ettiğini iddia edebilir. ancak bu bunun gerçek olduğu anlamına gelmez. Bir çocuk, kendisiyle oynama gönüllü bir yetişkin varsa, bu yetişkin onun ebeveyniyse ve niyetinde samimiyse ekranı tercih etmez; bunu da unutmayın ve dönün kendinize bakın. O ekran başındayken siz ne yapıyorsunuz? Ekranı çocuğunuzu oyalama aracı olarak öne süren siz olmayın sakın?
Aile üyelerinin ekran kullanımına sınır koyacağınız zaman da işe kendinizden başlayın. Her boş anınızda elinizi telefonunuza atmamaya çalışın mesela. Yemek masalarında, sabah uyandığınızda ve gece yatağa gitmeden bir iki saat önce ekranlarla olan iletişiminizi de sınırlayın. Kendinize koyamadığınız sınırları çocuğunuza koymak anlamlı olmayacaktır.
Şükredin
Şükran duymayı günlük hayatınızın bir parçası haline getirmek, hem sizin hem de çocuklarınızın daha mutlu ve sağlıklı insanlar olmanıza yardımcı olabilir.
Bir kere şükretmeye başladığınızda aslında şükredilecek ne kadar çok şeyiniz olduğuna şaşırmaya başlama ihtimaliniz yüksek. Sadece büyük ve bariz mutluluklara değil, sağlıkla uyanmış olmak, birlikte bir kahvaltıyı paylaşmak, güneş batışını izlemiş olmak gibi sıradan güzelliklere de şükredin. Hayat genellikle o sıradan güzelliklerden oluşuyor çünkü...
Siz bunu yüksek sesle yaptıkça ve şükretmekte istikrarlı oldukça çocuğunuz da sizi model olarak alacağı için aynı tavrı içselleştirecek. Şikayet edip söylenmek yerine şükreden insanlardan oluşan bir çevrenin ne kadar konforlu olduğunu bir düşünün.
Hayatı ve sorumluluklarını paylaşın
Birlikte yaşamanın getirdiği belli görevler ve yapılması gereken işler var. Bir evde, bir arada yaşayan insanlar o evin olması gerektiği şekilde işlemesi için her biri farklı bir türlü katkı sunabilirler. Herkes kendi becerisi ve gücü kadar katkı sunsa bile yeter.
Kimi tamirat işlerini yaparken, kimi çamaşır katlayabilir ya da masayı hazırlayabilir. Ortak yaşam, ortak çabayla döner. Bazı işler zevklidir, bazıları daha sıkıcıdır ama her birinin yapılması hayata bir çeşit katkı sunar. Küçük, büyük ayırt etmeden bir yaşamın sorumluluklarını paylaşmak tüm paydaşları olduklarından daha mutlu edebilir.
Bir öğünü birlikte yiyin
Bu her aile için farklı bir öğün olabilir. Benim içinde büyüdüğüm ailede bu ortak öğün kahvaltıydı mesela. Sabahın saat yedisi de olsa, gece çok geç yatmış da olsak kahvaltı sofrasında bir arada olmaya gayret ederdik. Özellikle çocukların yaşı ilerledikçe ve kendilerine ait olan, ev dışı yaşamlarının oranı arttıkça bu, tek ortak öğün, paylaşma ritüeli birbirinizle olan bağınızı kuvvetli tutmada yardımcı olacaktır.
Henüz talep etmeden ona/onlara bir şeyler almayın
Bırakın ihtiyaç duysunlar, talep etsinler ve çaba göstersinler. Onlar henüz ihtiyaçlarının farkına varmadan anne baba tarafından sürekli bir şeyler sunulan çocuklarda kronik yetinmeme hissi görüldüğünden bahsediliyor. İstekler ile ihtiyaçlar arasındaki farkı ayırt etmede zorluk yaşayabiliyor ve nihayetinde mutluluğun materyal eşyalarda olduğuna inanmaya başlıyorlar. bu doymayan bir açlık içinde debelenmeye benziyor; aldıkları hiçbir şey de onları memnun edemiyor.
En yeni akıllı telefona, en pahalı marka elbiseye ya da en iyi bisiklete sahip olmanın onları mutlu edeceğinde ısrarcı olsalar da araştırmalar bunun tam tersini söylüyor.Yalnızca isteyerek sahip olmaktansa çabalayarak elde ettikleri bir şeyin kıymetini bildiklerini göreceksiniz.
Eğlenin
Dans etmek, birlikte şarkı söylemek, oyun oynamak, ezbere olandan öte ve içinizden geldiği gibi davranmak için bulduğunuz fırsatları kaçırmayın. Spontane partiler yapın beraber; çocuğunuz, sizin içinizdeki çocukla arkadaş olma fırsatı bulsun böylece. Ani eğlencelerin, saçmalıkların tadını çıkarın, her zaman sizin öğreten kişi olmanıza gerek yok. Bazen sadece "olsanız" yeter.
Abidin Dino, Çiçek
YORUMLAR