Corona'nın sevdiğim tarafları var
Bunlardan ilki Türklere ya da Ortadoğululara özel olmaması. Son yıllarda biz, bu coğrafyalarda yaşayanlar pazartesiden cumaya 5 tür felakete maruz kalmaya alışmıştık zaten.
Bir yılbaşı gecesi kutlamayla uyuyup, felaket haberiyle uyandığımız,
Maça gitmiş arkadaşlarımızın öldüğünü duyduğumuz,
Köprüyü askerler kapattı,
Ağaçları kesiyorlar,
Çocukları öldürdüler,
Çocukları öldürdüler,
Çocukları ölüme yolluyorlar,
“Çocuklar evlerine dönemiyor, öldüler...” diye duyduğumuz senelerdi, son 7 sene mi, öncesi de mi var, hatırlamıyorum....
Şimdi, tüm dünya, bir virüsten korktu, evlerine kapandı. Oh!
Sadece Türklere özel bir felaket değil. Eşitlendik.
Doğu, batı, zengin, fakir, ileri, geri kalmadı.
Bir koca gezegen durdu.
Sonra insanın insanı kırmasına bir sürelik ara vermiş olmak güzel geliyor bana. Yukarıda saydıklarımı tekrarlayın, bakın, senelerdir birbirimizi ve doğayı nasıl katlediyoruz.
İnsanlık şu an virüsle savaşıyor ya; birbiriyle savaşamıyor, duyuyor musunuz?
Bunu da seviyorum. Yoksa biz, bir günde birbirimizi virüsün öldürdüğü kadar öldürüyorduk zaten, türlü türlü yollardan... Nedense, virüs geldi, biz birbirimizi öldürmeyi durdurduk. Öyle mi?
Ve sonra, eve kapanınca korunabilmek fikri iyi geliyor bana. Evime kapandığımda felaketten korunabiliyorsam, iyiyim demektir. Sevdiklerim yanımdaysa, iyi kötü yiyeceğim, içeceğim varsa, müzik dinleyebiliyorsam ve balkonda kahvemi içebiliyorsam hala. Baya iyiyim demektir. Kitaplarım, kedim, kocam, çocuğum, evimde rahatım, baya baya iyiyim demektir. İnsan bir felaketten başka ne ister? Düşünsenize insanın insana ettiklerini; en büyük korkumuz değil mi, evimizi başımıza yıkarlar, kaçmak sorunda kalırız... Bakın, Corona sağ olsun, evimizdeyiz. Dört duvarımızın arasında, sağlıklıyız, bir aradayız, internet sağ olsun, bağlantıdayız, bir arada değiliz ama kalplerimiz bir...
İstanbul, sanki şimdi, sokaklarında bu tenhalıkla, trafiksiz, egzozsuz, kalabalıksız bu haliyle, yaşanabilir bir şehre dönüştü. Sokakta değiliz ama pencereden görüyorum. Günün her saati birbirine korna çalan arabalarla dolu, evimin olduğu cadde, sakinledi, 14 gündür hiç otomobil gürültüsü yok. Arabalar geçmeye devam ediyor, sadece çılgın kalabalık yok. Hava bile temizlendi neredeyse, kafanızı çıkarın pencereden, nefes alın, derin nefes, hava bile temizlendi neredeyse...
Sanki bu virüs,
Bu salgın,
Bize neyin önemli olduğunu hatırlatıyor gibi.
Bana öyle geliyor.
Kapını kapattığında, olduğun yerden memnun musun?
Sonsuza kadar kapalı kalacak olsan, yanında kimler olsun isterdin?
Kendinle, bedeninde, evinde, yanındakilerle rahat mısın?
Uzun zamandır kendini meşgul ederek görmezden geldiğin şeyler şimdi büyüdüler, kocaman oldular bak, görmezden gelmeye devam edebilecek misin?
Kendinle, karşılaşmaya hazır mısın?
** **
Son not:
Bir tek doğa katlini durdurmaya Corona yetmedi, onun için başka bir haberci gerekecek belli ki, bu konuda iflah olmadı insan, betona tapanlar durmadılar..!
YORUMLAR