Duygularımız bizi hasta mı ediyor?

Duygular bizi hasta eder mi?

Ne hissettiğimizin ve ne düşündüğümüzün sağlığımızı doğrudan etkilediğini biliyor muydunuz? Bütün gün yaşadığımız olumsuzlukları, akşam eve geldiğimizde düşünmeye başladığımızda, bir anda kendimizi fiziksel olarak gerilmiş hissetmeye başlarız, değil mi? Peki, tüm bu gerginlikler zamanla sağlığımızı nasıl etkiler?


Duygusal beden haritası

Bugün size duygusal beden haritasını(1) anlatmak istiyorum. Bu görseli belki aranızda daha önce görenler olmuştur. Bu araştırma Finlandiya'da yapılmış. Gördüğünüz gibi farklı duygular bedenin farklı bölümlerinde kendini gösteriyor. Bu araştırmada en çok etkilendiğim veri, duyguların coğrafya veya ırk ayırt etmeksizin benzer etkiler yaratması.


Mutluluk duygusu tüm vücudu sarıyor

Araştırmada Finlandiya, İsveç ve Tayvan gibi farklı coğrafyalardan seçilen 700'den fazla katılımcıya duyguları tetikleyen videolar, resimler, yüz ifadeleri ve kelimeler gösterilmiş. Deneklere bağlanan ve metabolizmadaki hareketleri ölçen alıcılar, hangi duyguların vücudun hangi bölgelerini harekete geçirdiğini tespit etmiş. Araştırmaya göre,


  • Kırmızı ve sarı rengin yoğunlaştığı bölgelerde duygu yoğunluğunu artıyor.
  • Mavi rengin hakim olduğu bölgelerde ise hislerin azaldığı keşfedilmiş.
  • Sinirlenme, kollar ve göğüs kafesini harekete geçiriyor.
  • Sevgi dizlerden yukarıyı etkiliyor.
  • Depresyon kollar ve bacaklarda his kaybına neden oluyor.
  • Kaygının da en çok göğüs kafesini ele geçirdiğini görülüyor.
  • Sadece mutluluk duygusunun tüm vücudu sardığını siz de görebilirsiniz.





Deneyin ortaya çıkardığı bir diğer şaşırtıcı sonuç ise tüm bu duyguların farklı etnik kökenlerden deneklerde aynı sonuçları vermesi oldu. Araştırma ekibi bu gibi temel duyguların insan vücudunda evrensel bir etki yarattığı sonucuna vardı. Uzmanlar "Duygusal Vücut Atlası" çalışmasının, önümüzdeki dönemlerde duygusal bozukluklardan kaynaklanan hastalıkları tedavi etmek için kullanılabileceğini düşünüyor.



Öfke kronik hastalıklarla ilişkili


Bu hafta, çok duygular ve hastalıklarla ilgili çok yeni bir araştırma daha yayınlandı. Amerikan Psikoloji Birliği tarafından yürütülen çok yeni bir araştırma(2), öfkenin yaşlılıkta inflamasyon ve kronik hastalık riskini arttırdığını buldu. Araştırmanın çarpıcı diğer sonucu da öfkenin üzüntüden daha zararlı olduğunun ortaya çıkmasıydı.


Araştırma, 59-93 yaş aralığındaki yetişkinlerle yürütüldü, bilim insanları bu grubun öfke ve üzüntü duygu sıklıklarını kaydettiler, bu sırada kronik hastalıkları olup olmadığını araştırma grubuna sordular ve inflamasyon seviyelerini ölçtüler.


Araştırmanın yürütücülerinden Concordia Üniversitesi’nde doktora yapan Carsten Wrosch “80 yaş ve üstü insanlarda öfke duygusunun deneyimlemenin, daha yüksek inflamasyon ve kronik hastalıklarla ilişkili olduğunu bulduk” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Öte yandan hüznün, iltihaplanma ya da kronik hastalıklarla ilgili olmadığı ortaya çıktı.”


Çalışmada, daha genç yaşlıların öfke kaynaklı inflamasyonlara ve kronik hastalıklara karşı daha az duyarlı olmalarının sebebinin, hala harekete geçebileceklerini ve öfkeleri hakkında bir şeyler yapabileceklerini hissetmelerinden dolayı olduğunu ortaya koyuyor. Oysa 80 yaş üstü yaşlıların öfke hissettikleri konuda çabuk hareket etme ve değişiklik yapma yeteneklerinin daha az olmasından dolayı bu durumdan sağlıklarının daha çok etkilendikleri sonucu çıkıyor.


Duyguları bastırmak sağlığımız için iyi değil


Her ne kadar, bu araştırma, yaş aralığı yüksek br grupla yapılmış olsa da, gençlerin de bu konuda dikkatli olmasında fayda var. Son araştırmalar, öfke, üzüntü ve keder gibi duyguları bastırmanın sağlıksız kortizol seviyelerinin yanı sıra kalp hastalığı, irritabl bağırsak sendromu, anksiyete ve depresyona yol açabileceğini gösteriyor ve duygularımız ve fiziksel sağlığımız arasındaki bu bağı destekliyor.


Peki bu konuda ne yapabiliriz?


Çalışmalar, güvendiğimiz biriyle duygularımız hakkında konuşmanın kortizol seviyelerimizin düşmesine yardımcı olabileceğini gösteriyor. "Yapmak istediğim son şey, nasıl hissettiğim hakkında konuşmak" diyorsanız, hisleriniz hakkında yazma, dans etme, çizim ve şarkı söyleme gibi kendinizi ifade edebileceğiniz araçlar kullanabilirsiniz.


Kendinize yargısızca yaklaşın


Bugün ne hissederseniz, hissedin, olumlu veya olumsuz olsun, bu duyguların sizi nasıl hissettirdiğini düşünün.


  • Ne zaman sinirlendiğinizi fark ettiniz?
  • Ne zaman utandığınızı hissettiniz?
  • Ne oldu da üzüldünüz?
  • Bu his bedeninizde ne yapıyor, fiziksel olarak hangi değişimleri görüyorsunuz?

Vücudunuzun farklı duygulara nasıl tepki gösterdiğini gözlemleyip daha fazla farkındalık, sağlarsanız, bu duygular bedeninizi yormaya başlamadan, kendinizi rahatlatmanın ve sağlığınızı korumanın yollarını bulmaya başlayabilirsiniz.

Referans:

(1) Bodily maps of emotions,Lauri Nummenmaa, Enrico Glerean, Riitta Hari, and Jari K. Hietanen, PNAS January 14, 2014 111 (2) 646-651

(2)American Psychological Association 2019, Vol. 34, No. 3, 330 –340, Is Anger, but Not Sadness, Associated With Chronic Inflammation and Illness in Older Adulthood?, Meaghan A. Barlow, Carsten Wrosch, and Jean-Philippe Gouin Concordia University, Ute Kunzmann University of Leipzig

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.