Dolunay...
Ayın döngüleri ile uyumlanma sürecinde en hareketli, en karmaşık ve çoğunlukla en yoğun zaman kuşkusuz Dolunay.
14 gündür yavaşça büyümeye başlayan Ay artık yüzünü tamamen gösteriyor, şairlere ve aşıklara ilham olurken efsanelerdeki uğursuz varlıkların da daha güçlü olmasını sağlıyor. Pek çok hikayeye konu olmuş bir klişenin bilinçaltı imgeleri ile nasıl bağlantıları olabileceği bambaşka bir yazının konusu, ama şimdi özellikle Ay ile ilgili neler bildiğimizi ve duyduğumuzu şöyle bir gözden geçirdiğimizde aslında aylık döngülerin bizim için ne ifade ettiğini kolaylıkla fark edebiliriz.
Modern zamanlarda bile pek çok insan uykusuzluk çekiyor bu dönemde, kafa karışıklığı yaşıyor. İngiltere’de yapılmış bir araştırmaya göre suç oranları bile artıyor Dolunay gecelerinde, canlılar daha sabırsız, daha öfkeli, daha hareketli oluveriyorlar.
Dörtte biri suyla kaplı olan dünyadaki çekim dengelerini etkilemesiyle gelgitlere neden olan Ay’ın %70’i sudan ibaret insanlarda ne tür git-gellere neden olduğu hala bilimsel olarak tam anlamıyla açıklanamamış olsa da içten içe herkes biliyor Dolunay gecelerinin diğer gecelerden farklı olduğunu.
Dolunay zamanında daha fazla doğum olduğu söyleniyor. Sular üzerindeki etkisi ile bağlantılı olduğu düşünülüyor olsa da tam olarak ispatlanmış bir gerçek değil. Yine de bazı doğum kliniklerinde Dolunay zamanında fazladan mesai yapan kişiler olduğunu duyuyoruz.
Ay anlamına gelen “Luna” kelimesinden lunatic (deli, çılgın) kelimesi türetiliyor. Benim de yeni öğrenmiş olduğum üzere Türkçe’de de aysar denirmiş kararsız, değişken huylu kişilere..
***
Ay ile uyumlanma üzerine çalışanlar biliyorlar ki Dolunay, gücünün zirvesinde olan Ay’ın enerjilerinden faydalanmak için en iyi zaman.
Yeni Ay’da içimize döndük, önceki aydan kalan fazlalıklarımızdan arındık, yaşam döngüsünün bu yeni evresinde neler olacağına sezgilerimizle karar verdik. İlk dördün harekete geçmek için en uygun zaman ve Dolunay da bu ayki kararları hayata geçirmek için güçlü bir destek. Tarih boyunca dişil enerji ile özdeşleştirilmiş olan ay Dolunay evresinde artık Anne’yi simgeliyor; olgunluğa erişmeyi, gücünün ve üretkenliğin zirvesinde olmayı, doğurganlığı.
Ay’la ilişkimizi anladığımızda ay hallerinden verimli bir şekilde faydalanabilmek mümkün. Bizi delirten, kararsız ve sinirli yapan, doğumu tetikleyen, hatta hayaletlere ve perilere inananlar için bazılarını Kurtadama bile dönüştüren, uykularımızı kaçıran bu enerjiyi kontrol altına almak neden mümkün olmasın? Hep dediğim gibi, biraz daha dinlemek lazım…
YORUMLAR