Engelsiz insanlar!

Merhabalar sizlere bu hafta down sendromlu özel insanlardan bahsedeceğim. Down sendromu insanlar yazımın başında belirttiğim gibi çok özel insanlardır.


Birleşmiş Milletlerin kararı ile 21 Mart dünya down sendromlular günü olarak belirlenmiştir. Ülkemizde de çok sayıda bu tür özel insanlar var; işte o insanlardan biride habertürk’ün özel haberine konu oldu işte o haber ; İzmir'de yaşayan Gülsüm Tufan'nın down sendromlu oğlunu hayata kazandırma mücadelesi veriyor.


Doktorların, 'hiç büyümeyecek bir çocuğunuz olacak' teşhisi Gülsüm anayı yıldırmadı.


'Enes'te anne olduğumu hissettim' diyen Gülsüm Ana, "40 günde bir mandalı öğrettim. Belki milyonlarca nefesim kadar mandal dediğimi hatırlıyorum" dedi.





Birleşmiş Milletler Günü tarafından ilan edilen 21 Mart Dünya Down Sendromu Günü'nde AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlenen etkinlikle bir araya gelen down sendromlu çocukların aileleri sabır dolu zor yılları gözyaşları içinde anlattılar.


Çocukları ile birlikte ayrılmaz bir bütün olduklarını dile getiren aileler, downsendromu teşhisinin kendilerine anne olmanın gururunu yaşattığını söylediler.


“40 Günde mandalı öğretebildim”

3 çocuk annesi Gülsüm Tufan da eşinin terk etmesi üzerine hayata karşı yenilmemeyi çocuklarına olan sevgiyle kazandığını anlattı.

Henüz 24 günlükken oğluna down sendromu teşhisi konulduğunu anlatan Gülsüm Tufan, "İlk doktorum bana 'senin hiç büyümeyecek, geç yürüyecek, geç konuşacak senin hiç terk etmeyeceğin bir bebeğin olacak' dediğinde ayağımın altında yer kaymıştı. Şimdi üzüldüğüm için üzülüyorum 15 yılda çok emek verdim. Anne olduğumu hissettim Enes'te. Uyumadım, oturmadım, kalkmadım. Hiç uyumadım. Ne Enes ne de ben ölmedik ikimizde.



24 saatte bir biberonu bitirtebildim. Yürümedi. Kucağımda taşıdım 6 yaşına kadar. Diğer iki bebeğim daha vardı ama onlar kendi kendine toplumda büyüdüler." diye konuştu.


Gülsüm Tufan oğluna mandalı 40 günde öğretebildiğini belirterek, "İlk öğrendiği kırmızı mandaldır. Her çamaşır astığımda Enes'in o hali geliyor gözümün önüne. Belki milyonlarca nefesim kadar mandal dediğimi hatırlıyorum.


Enes benim her şeyim, hayat arkadaşım. Enes'siz hiçbir şey düşünemiyorum. Enes'le çayla şeker, içli köfte gibiyiz. Hiç ayrılmıyoruz. Babamız bizi 9 yıl önce terk etti. Benim çocuklarım babalar gününde bana hediyeler alıyor. Dışarıda pastalar börekler sattım.


Geçimimi öyle sağladım. Enes'te anne olduğumu hissetim. Şu an gerçekten iyiyiz.


Küçük bir yerden geldik ama kocaman şehirde kaybolmadık. Çok onurluyuz. Enes down sendromluların arasında yarışsa belki ilklerde olabilir. Kendini çok iyi ifade edebiliyor. Hiç uyumadığımı bilmiyorum. Onu hayata kazandırmak için kendimi 'bunun suçlusu benmişim' gibi hissetim. Ben ölünce Enes tek başında ayakta da kalacak inşallah" şeklinde konuştu.


Dünya başıma yıkıldı”


Selma Günay da 13 yaşındaki oğlu Enes'le mutlu bir aile olduklarını dile getirerek; "Enes 1 aylıkken öğrendim. Dünya başıma yıkıldı. Geceleri gündüzleri ağlıyordum.


Hastaneye gitmeye bile korkuyordum. 'Down sendromludur' söyleyecekler diye. Enes hasta ya da engelle değil. Asla böyle bir durumundan dolayı sıkılmıyorum. Babası ve kardeşleri ben de seviyorum. Hiç kimse dışlamadı onu" diye konuştu.



AK Parti İzmir İl Başkanlığı Engelli Koordinasyon Masası Başkanı Ahmet Uğur Baran da down sendromunun bir hastalık olmadığını saç ve göz rengi gibi genetik bir farklılık olduğunu dile getirdi. İl Başkan Yardımcısı Faika Altunay da hiç kimsenin bedensel ya da zihinsel engelli engelleri nedeniyle ayrımcılık yapılmaması gerektiğini ifade etti.


Herkese engelsiz bir hafta dilerim…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.