Sürdürülebilirlik: Reklam sloganından yaşamsal gerçeğe

Konya’daki Ekmeğin Paris Borsasıyla İmtihanı

Sürdürülebilirlik kavramı bugün çoğunlukla şehirli dillerde, mağaza vitrinlerinde ya da politika söylemlerinde karşımıza çıkıyor. “Sürdürülebilirlik” çoğu zaman eksik, hatta elit bir reklam sloganı gibi bir yerlerde asılı duruyor, sanki tam anlaşılmış değil… Sistem söylemi içine alıp, yoğurup ürün haline dönüştürdü. Şampuan şişelerindeki amblemlere, banka mesajlarına sıkıştı bu kavram.

Bir gün bir çiftçi şöyle demişti:

“Bu yıl yağmur zamanında gelmedi, su yok. Ama televizyonda sadece siyaset konuşuluyor.”

Sürdürülebilir hayatın en gerçek hâlini sabahın ilk ışığında tarlasına çıkan yaşlı bir çiftçi yaşıyor. Toprağa bakışı, tohumla kurduğu ilişki, yağmuru beklerken içinden geçirdiği dua, hiçbir borsa grafiğinde görünmez, hiçbir vitrine yansımaz. Ama aslında bütün denklemin en kritik değişkeni odur. Bahsettikleri sürdürülebilir olanı, sürdürülebilir hayatı o yaşar. Borsadaki artıştan da mazotun fiyatından da en çok etkilenen de yine odur, fakat çoğu zaman kimsenin bundan haberi olmaz.


Gerçekler: Küresel gıda ve tarım ticaretinin yıllık hacmi yaklaşık 1,9 trilyon dolar

Merceğimiz bu yazıda gıda borsasında. Sonraki yazılarda sürdürülebilirlik kavramı derinlemesine inceleyeceğim. Kavramın içi boş mu yoksa hakikaten işe yarar şeyler de yapılıyor mu, sizin kadar ben de merak ediyorum.

Bugün dünyanın gıda ticareti, finans piyasalarının parçası haline gelmiş durumda. OECD-FAO verilerine göre küresel gıda ve tarım ticaretinin yıllık hacmi yaklaşık 1,9 trilyon dolar.

Bir buğday tanesi artık yalnızca toprakla değil, ekranlardaki fiyat grafiklerine de bağlı. Chicago’da, Paris’te birkaç tuşla verilen bir alım emri, Konya’da bir ekmeğin fiyatını değiştirebiliyor. 2022’de Ukrayna’daki savaş başladığında, Paris borsasında buğday fiyatı haftalar içinde %50 arttı. Aynı dönemde Türkiye’de ithal edilen buğdayın tonu 400 dolara dayandı. Brezilya’da don olduğunda New York borsasında kahve kontratları yükseldi. Artık soframızdaki ekmekten kahveye kadar her şey bir yatırım aracı ve dalgalanan bir grafik.

Madenlerle işgal edilmiş bir avuç toprakta üretip yaşamak isteyen çiftçiler, yenidünya düzeninde mecburi aktivist oldu. Oysa köylerinde öylece yaşıyorlardı… Bu rakamların arkasında suya hasret tarlalar, kuruyan göller, yanan ormanlar, iklim kriziyle birleşip onları alt üst etmeye yemin etmiş, sonsuz iştahlı sermayeye karşı direnen çiftçiler var, geleceğimiz var.


Gerçekler: Her yıl yaklaşık 100 bin kişi kırsaldan şehre göç ediyor

Her yıl yaklaşık 100 bin kişi kırsaldan şehre göç ediyor. TÜİK verilerine göre son 20 yılda Türkiye’de tarımsal istihdam yaklaşık %50 azaldı; son 10 yılda ise istihdam oranı %23’ten %18’e geriledi. Suyu çekilmiş toprak, göç etmek zorunda kalan çiftçi, tohumu ithal edilen tarla da susturuluyor. Unun fiyatı yükseldiğinde yalnızca cebimiz etkilenmiyor. Bu zincirleme kaza hepimizi çemberine alıyor. (IFAD, 2024)

Avrupa Çevre Ajansı’nın raporlarına göre ise iklim değişikliği, 2050’ye kadar Akdeniz ülkelerinde tarımsal verimi %20 ile %50 arasında azaltabilir. Türkiye de bu risk grubunda Bu sadece bir nüfus hareketi değil; gıda krizinin sessiz ilerleyişi. (EEA, 2025)

Bugün gıda borsasında alınan kararların, bir çuval saman gibi mutfağımıza döküldüğünü kimse anlatmıyor. Çünkü gıda artık sadece besin değil; yatırım aracı. Bu nedenle sofralar bir tür finansal tabloya dönüşüyor. Bir şirketin kâr hanesinde yükselen rakam, çoğu zaman bir çiftçinin terk ettiği tarlanın gölgesinde büyüyor.

Geleceğe dair iki farklı ihtimal var: Ya bugünkü gibi devam edeceğiz ve kuruyan tarlalar, gıdanın altın gibi işlem gördüğü bir dünya göreceğiz; ya da denklemin değerini yeniden doğada arayacağız. 2050’nin dünyasında nasıl yaşanacağı, bugünkü tercihlerle belirlenecek.

Borsalar düşer, çıkar ama kurumuş bir kaynak geri gelmez. Ve bu denklemin en sessiz, ama en vazgeçilmez terimi doğa.


Bir sonraki yazı: Çöpün Göçü


Pınar Aksu



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.