Bu gemiden mutlu inmek istiyorsak eyleme geçmek şart
Düşünceler duyguları, duygular davranışları belirlediğini öğrendiğimden itibaren kendi zihnimde düşünce avına çıkmaya başladım. Zihnimde düşünceler nasıl oluşuyordu? Benim şu anki halimin düşüncelerime etkisi var mı? Düşünceler geçmişten gelen bir miras mı? Aklımda yine bir sürü soru oluşuyor.
İnsanlarla yaptığım sohbetlerde dört elle sarıldıkları düşünce kalıplarıyla yaşadıklarını fark ediyorum. Toplum olarak tek birikim yapma alışkanlığımız altın. Tutturmuşuz aynı şarkıyı, yıllardır söyleyip duruyoruz. Değişen ve dönüşen dünyada ise geçmişte öğrendiklerimizin işimize yaramadığı aşikar…
Hayat yolculuğumuzu bir nehire benzetecek olursak, bazılarımız nehrin kenarında oturmuş seyrederken, bazılarımızda nehrin içinde yolculuğuna devam ediyor. Seyredenler oturdukları yerden nehirle beraber yol alanlara çoğu zaman akıl veriyor. Kendileri akıllarından geçenleri uygulamaya cesaret edemiyor ya da korkuyor. Nehirde yol alanlar ise çoğu zaman dışardan gelen tavsiyeler ve algı oyunlarıyla yolculuğa devam ettiklerinin bile farkında değiller. Algı oyunlarıyla emeğimizi, zamanımızı ve paramızı yönetiyoruz. Bizimle hiç alakası olmayan bir oyunun içinde dönüp duruyoruz.
Biz kadınlara ise çocukluğumuzdan itibaren uyumlu olmayı öğrettikleri için dışardan gelen akıl ve algı yönlendirmelerine kayıtsız kalamıyoruz. Kendi öz benliğimizin sesini duyana kadar kayalara çarpa çarpa yol alıyoruz. Ne zaman kendimizi tanımaya başlıyoruz, hikayemiz o andan itibaren değişmeye başlıyor. Yaşadığımız memlekette birçoğumuzun hikayesi yarım kalıyor, birçoğumuz yolda kalıyor. Şanslıysak, hayatta kalmışsak, tacize uğramadan büyüyebildiysek şükrediyoruz. Hele birde kendi emekleriyle ayaklarının üzerinde durabilen bir kadınsanız tüm ödüller sizlere.
Hepimizin yüreğine bir yerlerden dokunan 'Nadide Hayat' filmini bilirsiniz. Filmde baş karakter isyan eder ve şu cümleler ağzından dökülür.
“Bu hayat benim. Yarısını başkaları için yaşadım. Geriye ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum. Belki kırk yıl, belki bir gün. Geriye kalan hayat benim ve ben nasıl istiyorsam öyle geçecek. Ben bu gemiden mutlu ineceğim.”
Bu gemiden mutlu inmek isteyenlere mesajımdır. Hepimizin sağlığa, finansal güce ve ruhsal dayanaklılığa ihtiyacı var. Ekonomik durumu halletmeden yola çıkanların üstü başı yırtılıyor. Her şeyin sınıfsal olduğu bir toplumda kendin olarak bu dünyada var olmanın acısını çeken kadınlarız biz. Kendimizi yetersiz ve değersiz hissettirip bizi devamlı tüketime sevk eden bir dünya burası. Yaşadığımız çağ tüketim odaklı. Biraz kafamız dağılsın diye açtığımız sosyal medyamızda link bombardımanına tutuluyoruz. Televizyonlardaki reklamlar sosyal medyada hayatını sergileyenlerin verdiği linklere dönüşmüş durumda. Değişmeyen tek şey, insanların istek ve arzularının tetiklenmesi.
Ne kadar her şey karmakarışık olsa da bu hayatı yaşamak için para şart. Sadece paraya nasıl ulaştığımız değişti ve dönüştü. Anlamını yitirdi emek ve üretmek kavramı. Oysa ki insan doğası değişmedi. Anlam arıyor her şeyde, ruhlarımızın üşümesinin tek sebebi bu.
Bu kadar gürültülü bir dönemde yaşarken kendi iç sesimizi nasıl duyacağız? Gerçekten ne istediğimizi, neye ihtiyaç duyduğumuzu nasıl bulacağız? Bize dayatılan algı bombardımanından nasıl kurtulacağız?
Durarak, yavaşlayarak ve hiçbir şey yapmayarak… Bedava olan şeylerin kıymetini umarım bir gün anlarız.
Dışardan bir gözle kendinize bakmayı dener misiniz?
Nasıl yaşıyor bu hayatı? Parayla ilişkisi nasıl?
Dayatılan algılarla mı yolu yürüyor yoksa kendi olmak için çaba mı gösteriyor?
Duygularıyla baş etmek için neler yapıyor? Durabiliyor mu, yavaş mı yaşıyor yoksa koşturuyor mu?
Parasının hepsini harcayıp bir de borçlanarak mı yoluna devam ediyor? Eğer birikim yapıyorsa yatırım sepetinde aynı yumurtalar var mı?
Bu gemiden mutlu inmek için önce fark etmek sonra eyleme geçmek gerekli. Eyleme geçilmeyen her farkındalık insanı zehirliyor. Fark etmek içinde durmak şart.
Eyleme geçmiş tüm kadınlara sesleniyorum. Biliyorum yorgunsun. Yola devam etmek için biraz dinlen. Dinlenmek en büyük hakkın. Biraz soluklan, çünkü yol uzun. Fark etmek sana yön verecek, eyleme geçmek seni taşıyacak, ekonomik gücün ise seni özgür kılacak.
İnanıyorum, biz kadınlar bu gemiden mutlu ineceğiz!
YORUMLAR