Kına-yorum

"Büyük Göçler"i izledik cuma gecesi.

Cumartesi ise Olimpiyat Komitesi’ni...

Pazar oldu, "İz Peşinde" devreye girdi.

İstihareye yattım yarın ne olacak diye...

Kafası güzel Rihanna’nın müziği eşliğinde havada kement sallayan kovboy kadınlar, koşan antilopların peşindeydi.

Bir anda “Nasip kısmet işte!” diyen birileri belirdi.

Cebinden çıkardıkları madalyaları antilop yakalayan kovboy kadınlara verip üstüne veriştirdi.

Ne hikmetse hepsi kına poşetleriyle Sultanahmet’te beklemekteydi.


***


Acıya alışmış bir toplumuz biz.

Alıştırılmışız.

Dönüp bakınca türlü melanet, türlü felaket sıralayabiliyoruz rahatça.

Sıradanlaştırılmış hepsi bir bir.

Kanıksatılmış.

Belki de bundandır, en küçük sevince ihtiyacımız. Tutunmak isteğinden...

Tutunamama yorgunlarıyız biz çünkü...

En küçüğünden en büyüğüne, sokaktaki çöpçüsünden devletin başındakine hepimiz mağduruz!

Sağından solundan, Allah’ına kurbanından ateistine yılgınız.

Yıldırılmışız.

Birisi sürüp gitmiş alnımıza "otur oturduğun yere" kaderini, ayağa kalkmak cesaret istiyor sanki, o zaman bile horlanırız.

O yüzden doğaldır taze kana ihtiyaç duymamız, taze kanın direnişine bel bağlamamız.


***


Ve işte bundandır birilerinin parkta oksijeni yok etmeye çalışması, oksijensiz kalınsın diye ağaçları savurup eli bol gazı sıkması.

Bundandır camide, kola kutusuna bile damıtılmış alkol muamelesi yapacak kadar alçalması.

Bundandır ODTÜ’de, avlayabildiğimi avlayayım da hiç olmazsa cemaate sokup hafızasız bırakayım çabası.

Ve bundandır basını, yargıyı, orduyu haşlama kıvamında tutması.


***


Gel gör ki, meğer taze kana o birilerinin daha çok ihtiyacı varmış.

Olimpiyat tanıtım filmini izleyince öğrendik...

Meğer içeride başörtüsüne dayanıp, dışarıda saçlarını savuran kızlarla gururlanırmış.

Meğer içeride kızlı-erkekli dolaşmayı ahlaksızlık addedip, dışarıda Boğaz’a karşı birlikte muhabbeti olumlarmış.

Meğer içeride şorta bozuk atıp, dışarıda yırtmaçlardan bacak taşırılmasını alkışlarmış.

Ve meğer içeride çapulcu diye aşağılayıp, dışarıda hepimiz çapulcuyuz diye bıyık burarmış.


***


Hoş, biz böyle takiyelere de alışkınız, şaşırmadık!

Öyle ya, ruhuna sahip değilken meşalesini İstanbul’da zaten yakamazdık.

Sonucu büyük bir olgunlukla karşılayıp, nedenlerinin sorgulanacağını sandık ama yine ve yeniden yanıldık!

Olimpiyat macerasını “Kına stokları tükendi” mesajıyla kapattık.


***


Netice o ki...

Bütün mesele bu seviyesizlikte!

Öyle yerlere eğilerek, sürünerek yaşamaya alışkın olmayınca...

Oradaki canlılarla değil anlaşmak, iletişime geçmek dahi mümkün görünmüyor.

Bakışmayı saymıyorum bile...






YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.