Çantalı koltuk

Zannedilir ki karanlık, içinde sadece tehlikeyi, kötüyü, korkuyu saklar. Halbuki karanlığın içinde umut da saklıdır. Mesele şu ki; hangisini görmek istiyorsan onu görür, hangisine bağlanmak istiyorsan ona bağlanırsın. Ve hangisine inanıyorsan, o çıkar ortaya!

Bir arkadaşım, “Seçim öncesi çekilmez buralar, çekemem, duramam” dedi, gitti. Birkaç gün önce, Amerika’ya... Onun çekilmez bulduğu bana mecburi harita.

Nitekim önceki gün televizyonda kocası kalabalığa karşı kürsüde konuşurken, boş kalan koltuğa çantasını koyan very important hanımı görünce...

Mahalle düğününde bir başkasının oracığa yerleşmesinden korkan mütedeyyin kılıklı bir davetli hayaleti beliriverdi önümde.

Yanlışa düşüp biri yaklaşır;

-Burası dolu mu?

-Dolu gülüm. Kocam oturuyor. Kendisi çişe gittiydi ama birazdan gelecek!

-Pardon, belki boştur diye.

-Dolu gülüm, dolu, çişe gitti. Bak çantamı koymuşum üstüne, görmüyor musun?

Çantalı koltuk...

Böylesi de anca bizde olur herhalde. Adam ta oralardan buralara gelmiş, çıkmış ahalinin karşısına bir elinde makas, bir elinde kurdele... Herkes şak şak şak şak. Alkış kıyamet. Ama o ne! Elhamdülillah protokol koltuğu boş kalmasın, koyuvermiş hanım çantayı üstüne.

O koltuğa başkası oturamaz gülüm, en fazla çanta. Olsa olsa çanta... Çanta yoksa bak sahibi burada. Kürsüden inince çanta kucağa, sahibi koltuğa... Böyle de biline!

O yüzden gitmeyin bir çanta kadar olamayanların üstüne. Onların da elinden gelen belli ki şu koltuğun tadını çıkaran hanım çantasının eskimesini, kullanılamayacak hale gelmesini beklemek. Daha fazlası değil.

Hem nihayetinde Goethe der ki; “Duruma bakılırsa akşama fırtınalı ve boğucu bir yağmur yağacak. Ve bahar tüm ihtişamı ve güzelliği ile yine kendini gösterecek.”

Ben de karanlığın içinde saklı olan umuda inanıyorum işte.

***

Dizi koliklere tavsiye:

Dizilere ilişkin aklınıza gelen ne varsa, hepsinin bulunduğu Ekranella’yı gördünüz mü? Hadi, girin internete inceleyin. Dizi seyretmeyenlerin bile ilgisini çekeceğine bahse varım. Sadece iki dizi izleyen bendeniz, yerli-yabancı pek çok yapım hakkında merakımı giderdiğimi belirtmeliyim. Yazarları da es geçmeyin, hele Ranini’yi asla... Girin işte kendiniz bakın, benden söylemesi.