Hereke değil, öreke!

Babam kırkında var yok. O sıralar orta halli bir kasabada görevli.


Gel zaman git zaman, bir gün bir şey dikkatini çekiyor. Bankanın karşısındaki camiden ne zaman ezancının sesi duyulsa bir köpek de onu bastırmaya çalışır gibi gücü yettiğince uluyor. Bir değil, iki değil, üç değil. Babam takıyor bunu, her ezan vakti kulak kesiliyor. Keşfediyor ki, ezanın üçüncü tekrarından itibaren mırıltı tamamen ulumaya dönüşüyor ve köpeğin sesi yükseliyor.


Sonunda meseleyi anlıyor; bu ezancı ezanı yanlış okuyor!


Ezancı, eşhedü enna muhammedin resüllilah diyor.


Allah’ın işi işte, köpek de bu yanlışı duyurmaya çalışıyor.


Babam sonunda caminin imamını çağırıyor, anlatıyor, “Yok artık” diyor imam, “Olur mu öyle şey!”


Allah’tan denemesi bedava!


Ezan vakti oturtuyor imamı babam odasında, “Dinle bakalım” diyor.


İmam duyduğuna inanamıyor.


“Vallahi de doğruymuş müdür bey, Allah senden razı olsun. Derhal müezzini uyaracağım” diyor.


Tövbe ede ede babamın odasından çıkıp gidiyor.


Vesselam imam ezancıya iyi bir fırça çekmiş olmalı, köpek bir daha ulumuyor.


***


Yine aynı dönem, başka bir vakit...

Bir arkadaşı babamı ziyaret ediyor. Birer kahve eşliğinde muhabbet ediyorlar. Sohbet uzayınca babam, bir kez daha soruyor “Ne içersin?” diye.

Ziyaretçisinin canı pepsi istiyor.

Koltuğun arkasındaki duvarda bir düğme var, babam elini uzatıp basıyor ona, hizmetli koşup geliyor.

“Oğlum beyefendiye bir pepsi, bana da bir çay getir.”

Hizmetli afallamış, “Anlamadım müdürüm, ne getireyim?” diyor.

“Bir pepsi, bir çay oğlum.”

İfadesi yine değişmiyor bizimkinin ama itiraz edecek de değil, “Peki müdürüm” deyip çıkıyor.

Az biraz sonra şaşkın hizmetli geliyor. Çayı babamın masasına koyuyor. Diğer elindekini de misafirin sehpasına.

Önce babamı gülme alıyor, sonra pepsi bekleyen misafiri.

“Oğlum bu ne?” diyor.

“Sen istedin ya müdürüm, tepsi işte!”

“Oğlum, ne yapacağız tepsiyi?”

“Ne bileyim müdürüm, istedin diye getirdim.”


***


Babamda hikaye çoktu. Epeycesini unuttum ya, birkaçı kalmış bende. Size de şundan anlattım.

Babam şimdi bir ağacın gölgesinde...

Hikayelerindeki kahramanlar ise seviye atladı.

Çünkü...

Yanlışı söyleyince doğrusunu yapan imamlara anca hürmet edersin...

Ama bu dini imanı yalana bulanmış simsarlara, köpekler bile ulusa ne fayda!

Daha beteri...

Tepsiyi pepsi anlayana sağır duymaz yakıştırır, der geçersin de...

Örekeyi hereke anlayan millete ne demeli?




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.