X

"Tam da ihtiyacınız olana sahip olmaktır" demiş uzun zamandır bu konuda yazan Joshua Becker. Minimalizmle ilk kez tanıştığınızda katı kurallara denk gelmiş olabilirsiniz. Bu kurallar size hangi kategoride kaç adet eşyanız olması gerektiğini ya da hangi renk kullanmanız gerektiğini söylemiş olabilir. Oysa minimalizm bu kadar net. Yapmamız gereken tam da ihtiyacımız kadarına sahip olmak. Tabii bu noktada ihtiyaçlarımız konusunda dürüst olmak gerekiyor. Yani elimizde hali hazırda bir şey varken onu yenilemeye gerçekten ihtiyaç var mı, yoksa sadece yeni olmasına mı kapılıyoruz? Ya da elimizdeki bir şeyden 1 adet daha almaya gerek var mı? Hayatı kolaylaştıracak mı yoksa aslında kendi ayağımıza mı çelme takıyoruz? Şunu da mutlaka belirtmeliyim ki ben görsel estetiğin de bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Yani tabloya, bibloya fiziken bir ihtiyaç duymayabilirsiniz ama gözünüzü gerçekten okşuyorsa evinizde olmasını isteyebilirsiniz. Ama sizin tercihiniz olmayan bir bibloyu, tabloyu da elden çıkarma hakkına sahipsiniz.


Neler ihtiyaç fazlası olabilir, bir düşünelim. Aşağıdakiler kesin cümleler değil, sizi düşündürmek için yazıyorum:



Sorulara cevap verirken kendinize karşı dürüst olmanız gerçekten önemli. Unutmayın ki söz konusu sizin eviniz, sizin eşyanız. Kimse için minimalist bir yaşam sürmüyoruz. Amacımız kendimiz için daha keyifli bir yaşam kurmak. Bir yandan da burada fazla eşyalara 'hayır' derken kendimize de 'evet' demiş oluyoruz. Kendimizi önceliklendirmeyi unuttuğumuz ya da bazen hak etmediğimizi düşündüğümüz bir dünyada gerektiği yerde 'hayır' demeyi hayatımıza eklemek için güzel bir fırsat. Gerçekten domino etkisi yarattığına inanıyorum bunun. Sadeleşerek kendimiz için iyi bir şey yapıyoruz ve daha başka güzelliklerin de yolunu açıyoruz.