Cesur gençlere ihtiyacımız var…
Yüzüklerin Efendisini ilk okuma teşebbüsüm lise yıllarımın sonuna tekabül eder. Tabi bu teşebbüs üniversite sınavının vermiş olduğu saçma stresle son bulur, kitap daha sonra okunmak üzere bir köşeye bırakılır. Üniversite kazanıldıktan sonra ilk iş olarak Yüzüklerin Efendisi'ne başlanır, kitaba gömülünür, karakterler bir bir yaşanır. Tom Bombadil'in ormanı, yürüyen ağaçlar Ent'ler bir bir hafızaya kaydedilir, rüyalar girer, hafta sonlarında güzel İstanbul'umun korularına, parklarına gidilir. Tom Bombadil'in ya da Elf'lerin ormanları gibi değildir elbet, yürüyen ağaçlar da yoktur ama olsundur. Ağaç candır, bu küçükken öğrenilmiştir.
Henüz apartman çocuğu olmadığımdan hafta sonları anneyle bahçeye çiçekler, fidanların dikildiği zamanlardır. Tema kartım cüzdanımın başköşesinde yer almakta, Hayrettin Karaca ile keşke bir gün tanışabilsem denmektedir.
Yıllar geçer, üniversite biter, bahçeli evden apartmana geçilir. Yıl olmuş 2013'dür.
İstediğim işte çalışma özgürlüğünü kendine tanıdığım 2013'de Birleşmiş Milletler İstanbul'da bir orman forumu düzenler, forum 10.kez yapılmaktadır ve bendeniz 15 gün boyunca bu forumda çalışmaya başlarım.
15 gün boyunca inanılmaz insanlarla tanışırım. Sabahları günaydın demeler, gün içinde sohbet etmeler, hal hatır sormalar.
Cape Town'dan iki cesurla tanışırım. Yıllarca ağaç kesmiş birinin kendini doğaya affettirmek için neler yaptığını anlatan bir kısa film izlerim. Amazon Ormanları'nın cesur kahramanı Almir Narayamoga Surui'yi yakından görürüm.
Ama en önemlisi ben Hayrettin Karaca ile tanışırım. Birleşmiş Milletler Orman Forumu'nun düzenlediği törende Hayrettin Bey, kahraman seçilir. Canlı, kanlı karşımdadır, kırmızı kazağı, beyaz sakalları ile konuşuyordur işte. Tören biter, soluğu yanında alırım, sarılır öperim, sonra bir daha sarılırım. Gençlere ihtiyacımız var der Hayrettin Bey, cesur gençlere ihtiyacımız var.
"Ben varım" derim.
Ben bir hikâye anlatacağım derim ve söz veririm Hayrettin Bey'e.
Hatıra fotoğrafı çektiririm.
15 gün sonra neler yapabileceğimi düşünmeye başlarım. Ama bulamam.
Sonra birden bulurum hikâyeyi.
Biber gazı bombaları, coplar, direnenler.
Atılan bombalara karşı direnen arkadaşlarım.
Ağaçlara sarılan arkadaşlarım.
Hayrettin Bey'in sözleri gelir kulağıma.
"Cesur gençlere ihtiyacımız var"
YORUMLAR