Ne oldu da rüyaları unuttuk?

Rüyalar, ruhsal yaşamımızın en etkili kişisel gelişim basamağı. Belki de en önemlisi. Rüyaların tarihine baktığımızda, daha ilk kabilelerden günümüze kadar önemini korumuş ve doğru anlaşılıp değerlendirildiğinde, inanılmaz iyileştirici gücü ile insanlara şifa olmuştu. Sevgili peygamberimizin de her sabah, güne rüyaları yorumlayarak başladığını ve çok önem verdiğini biliyor muydunuz? Pek çok buluşun rüyalar aracılığıyla ortaya çıktığını, yetenek geliştirmeden tutun da, bağımlılıklarımıza kadar rüyalardan faydalandığımızı?

Peki, ne oldu da rüyalardan korkar bir hale geldik? Ne oldu da, bize kendimizle ilgili en güzel aynayı tutan o ruhsal faydayı hayatımızdan çıkardık?

Yanlış bilgiler, yanlış yorumlar… Okyanus kadar geniş bir zenginliğe sahip rüyaları bir kaba sığdırmaya çalışmak… Her zaman yaptığımız gibi, işin gerçeğini araştırmamak ve önümüze ne gelirse kabul etmek.

Hepimiz, her gece rüya görürüz. Ama çoğumuz hatırlamayız. Yıllardır yaptığım çalışmalarda elde ettiğim sonuç şu; Eğer kişiler yaşamda sorumluluk almaktan kaçınıyorlarsa, kızgınlık, keşke, pişmanlık duygularının esiri olmuşsa, deneyimlerinde sebebi de, çözümü de kendisinde arıyorsa , hayatı bir robot gibi yaşıyorsa, yaşamın güzelliklerini görmeyi seçmiyorsa ve belki de en önemlisi yaratana inanmıyorsa, rüyalarla olan bağını zayıflatıyor ve hatırlamamayı seçiyor. Bazen de yanlış rüya yorumları nedeniyle olumsuz durumlar yaşayan kişiler, hayatlarında olan olumsuz durumlar için suçluluk duygusu hissediyorlar ve rüyalarını hatırlamamak konusunda, farkında olmadan karar alıyorlar.

Bilinçaltı, inanılmaz bir kaynak ve çok güçlü. Yanlış bir yorum, bilinçaltımızda arşivleniyor ve inancımızla onu besliyoruz. Sonra hayatımızda bu durum gerçekleştiğinde, rüyalara olan inancımızı kaybediyoruz.

Geçen gün genç bir hanım bana mail attı. Yıllar önce bir rüya görmüş ve tabir kitaplarından hiç de pozitif olmayan yorumları okumuş. Ve ne diyor biliyor musunuz? “Aynen çıktı”… O tabirlerde, asla mutlu bir ilişki kuramayacağı yazıyormuş! Çıkmasının sebebi inanması. Odağını, olmasını istediği pozitif sonuca değil, negatif duruma çevirmesi.

Sonuç; rüyalara inancını yitirmiş ve aynı zamanda güzel, sevgi dolu bir ilişkiyi de hayatında var edememiş.

İlerleyen günlerde, nasıl yorum yapmalıyız? Adımlarımız, süreçlerimiz neler olacak? Sizlerle paylaşacağım.

Bir TV sunucusu arkadaşımın söylediği gibi, “Sen, Türkiye’yi rüyalara inandıran ve sevdiren kadınsın”… Onunla bir yıl boyunca rüyalarını yorumlayarak çalışmalar yaptık ve şimdi, bir zamanlar uzakta olan tüm güzel düşlerini, uyanık yaşamda yaşıyor. Ben de onun bana yakıştırdığı bu misyona, Ht Hayat’taki yazılarımla devam edeceğim. En doğru yerde olduğumu hissediyorum. Çünkü etrafım rüyalarına inanıp, onu gerçekleştiren, birbirinden özel kadınla dolu…

Geçen gün bir kitap okudum. Güzel bir roman; Rüyanın Öte Yakası. İnanılmaz keyifliydi. Ve orda okuduğum bir şey beni çok, ama çok etkiledi. Ben de yeni bir şey öğrenmiştim. Benim için rüyaları hatırlamak, rüyaları hayatı geçirmek, nefes kadar önemli. Aç kalabilirim, ama eğer rüyalarımla bağımı yitirirsem hem özümle, hem yaratanla aramda kocaman bir boşluk olacağını bilirim. Kitapta okuduğum kısım ise, beni bir adım daha ileri götürdü. Şöyle yazıyordu ; “Vücudunuzun, rüyalı uyku hakkını nasıl şiddetle talep ettiğini biliyor musunuz? Sistemli olarak rüyalardan yoksun bırakılması halinde beyniniz, size çok tuhaf oyunlar oynamaya başlar. Sizi asabileştirir, sürekli aç hissetmenize yol açar. Herhangi bir şeye odaklanmanızı engeller. Bilmem bunlar size bir yerlerden tanıdık geliyor mu? Tek suçlu amfetamin değildi! Size gündüz düşleri gördürür, tepki sürelerinizi istikrarsızlaştırır, unutkanlığa sebep olur, sizi sorumsuz bir insana dönüştürür ve paranoyak fantezilere meyilli hale getirir”. İşte beni kalbimden vuran bilgi. Yukarıdaki tüm cümlelere aynen katılıyorum ama işin bu kadar uzun boylu olduğunu tahmin etmemiştim. Örneğin ileri boyuttaki alkolizm, santral pontin miyelinolizis adı verilen, ölümcül bir duruma yol açabilir. Nedeni, beynin altında, rüya görme eksikliği yüzünden oluşan doku bozukluğudur. Dikkatinizi çekerim, uykusuzluk yüzünden değil! Uyku sırasında baş gösteren son derece özel bir halin, REM uykusunun, rüya halinin eksikliği yüzünden!

Evet, bir kez daha bilimsel olarak da, rüyaları hatırlamamızın, görmemizin ne kadar önemli olduğunun kanıtı bu.

Rüyalarımızı hatırlamak için ne yapmalıyız? Bir sonraki makalemde bunları paylaşacağım. Ama bir an önce sizi rüyalarınıza kavuşturmam gerekiyor… Çok önemli bir hatırlatma; rüyayı hatırlamayı seçmek kadar, onların yorumunu da hayata geçirmek önemli… İşte o zaman, rüyaların iyileştirici gücünden bahsedebiliriz…

Yorum yerine aradaki farkı görmeniz için de, rüya analizi diyeceğim. Çünkü bu çalışmanın bir matematiği var ve dünyada bu kadar ruhsal olup, aynı zamanda bu kadar bilimle bütünleşen başka bir bilgi, çalışma bulamazsınız…

Aşk’la…

***

Rüya

Merhaba Sevgili Işık.

İki gün önce gördüğüm rüyama dair bir şeyler söyleyebilirsen çok mutlu olacağım.

Şimdiden teşekkürler. Alacakaranlıkta yürürken, bir tepede mezarlık görüyorum. Mezar taşları bir bayrak gibi dalgalanıyor ve kırmızı beyaz renkteler. Yaklaştıkça mezar taşlarının üzerinde gülen yüzler görüyorum. Sadece iki göz ve gülen dudakları görüyorum. Aynen şu ifade gibi daha sonra bir ses bana “Bunlar şehit mezarlığı” diyor ve uyanıyorum...

Hakan K.

Rüya Analizi

Sevgili Ht Hayat Dostu,

Tabii ki söylerim…

Güzel haber… Tepeye doğru yürümek, hayatında arzuladığın huzura kavuşacağını müjdeliyor. Sanki geçmiş için biraz üzüntü var. Mezarlıklar onu temsil ediyor. Geçmişe ait üzüntülerini. Kaybettiklerin olabilir, maddi ve manevi. Bunların yerine güzel bir merak duygusu koymayı seçebilirsin. Aklına bunlar geldiğinde lütfen geleceğini düşün ve arzuladığın şeylere odaklan. Şehit mezarlığı ise, geçmişi bırakmak konusundaki katılığına işaret ediyor. Şimdi şunu düşün; Eğer bırakmamayı seçersen, bir yıl sonra bu sana ne sağlayacak? Ben cevabı vereyim mi? Kocaman bir hiç ve zaman kaybı. Peki, ya tersini seçersen? İşte o zaman beni de, hayatındaki güzellikleri kutlamak için bir kahve içmeye çağırırsın artık.

Rüyamız ne diyor? “Geçmişi bırak”.

İyileştirici eylemin ise; Geleceğine odaklan… Doğmamış gün için plan yap…

***

Rüya

Merhaba Işık Hanım,

Geçenlerde gördüğüm bir rüyadan bahsetmek istiyorum.

Yemyeşil bir alanda, bembeyaz, dikdörtgen, uzun bir masanın bir ucunda ben, diğer ucunda sevgilim oturuyoruz. Masanın üzeri yemeklerle dolu, masada arkadaşlarımızla birlikte oturup sohbet ediyoruz. Daha çok onların problemlerini geleceğe dair planları vs. Erkek arkadaşımla ben, dinliyorum ve onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bana en ilginç gelen tarafı ise, masada oturan arkadaşlarımız bize çok yakın kişiler değil. Bazılarını yıllardır görmemişiz, bazılarıyla ise pek muhabbetimiz yok.

Erkek arkadaşımsa çok ilginç bir rüya görmüş, onu anlattı. Size de danışmak istedim. Kesin bir mesajı vardır.

Bir akvaryumun içinde 3 tane balık var. Bunlardan ikisi büyük biri ise küçük bir balık. Her gün düzenli olarak bakımını ve yemini veriyor. Fakat bir gün bakıyor ki, akvaryumun içi ağzına kadar yemle dolmuş ve 2 büyük balık ölmüş. Küçük balığı ise kendi elleriyle son anda ölmekten kurtarmış.

Kendinize iyi bakın. Şimdiden teşekkürler, umarım bize de "ışık" olursunuz...

AYŞEGÜL Ç.

Rüya Analizi

Sevgili HT Hayat Dostu,

İnsanın adı “Işık” olunca böyle bir beklenti oluyor tabii…Bakalım ışığımız oraya kadar gelecek mi?

Aman Allah’ım bu gördüğüm doğru mu? Yaşam sana sonsuz kaynaklarını sunmuş. Masa zenginlik içinde. Bolluk ve bereket… Ama biz ne yapıyoruz? Sıkıntıları konuşuyoruz. Ya da başka insanlara o kadar odaklıyız ki, onlara çare bulmaya çalışırken kendimize gecikiyoruz. Bu sadece senin sorunun değil, merak etme. Çoğu kişi sahip olduklarını, ona sunulanı görmeyi seçmez. Neden mi? Çünkü kendini değerli görmez. O halde, “ Yaşamın bana sunduklarını kabul ediyorum, ben değerliyim” diyoruz, sık sık… Bunun dışında İlişkilerde biraz mantığımız ağır basıyor. Acaba bu mantığın önde olması, sevgi anlamında da sana sunulanı görememene sebep oluyor olabilir mi? Biraz keskin köşelerimiz var. Güzel olan, rüyamızla bunun farkındayız… Davranışta da değiştirdik mi… Ohhh süper.

Rüya ne söylüyor: Her şeyden ve herkesten sen sorumlu değilsin.

İyileştirici eylem planımız; Olumlamamızı söylüyoruz,“ Yaşamın bana sunduklarını kabul ediyorum, ben değerliyim”.

Erkek arkadaşının rüyasına gelince;

Evet balık, refah yaşam enerjisini temsil ediyor bu rüya için. Arkadaşın, olaylara sadece bir açıdan bakıyor ve bu da onun bütünü görüp kendisi için çıkarması gereken yaşam derslerini geciktiriyor. Çok fazla planları var. Ama kendine zaman ayırıp, adım adım bunları şekillendirmesi lazım. Zihinsel olarak yorgunluk yaşayabilir. Ölü balık, moral olarak çok iyi olmadığımız anlamına gelir. Bunun için yapılacak en güzel şey, yaşamı yeniden hissetmek için harekete geçmek.

Rüya bize ne söylüyor? Esnek ol ve zamana bırak...

İyileştirici eylem; kendine zaman ayır…

***

Rüya

Işık Hanım Merhaba,

Size daha önce de bir rüyamı göndermiştim. Yanıt gelmedi, yoğunluğunuzu tahmin edebiliyorum. Bu rüyamı yorumlarsanız çok memnun olacağım:

Rüyamda bir koşuşturma içindeyim. Ankara’dayım. Birilerini, ya da bir şeyleri arıyorum. Bir türlü bulamıyorum. Yolları kaybediyorum. İçimden diyorum ki,“Ben buraları da biliyorum aslında, ama neden ulaşamıyorum gideceğim yere?” Gideceğim yer de Çankaya’ymış. Taksiye biniyorum. İki tane takım elbiseli adam var. Beni bir yerde indiriyorlar, ama burası farklı bir yer. Bir de bakıyorum ki karşımda Tuz Gölü. Kocaman, ihtişamlı ve sadece tuz var gölde, başka bir şey yok. İçimin ferahladığını hatırlıyorum, buraya neden geldiğime anlam veremesem de rüyamda.

Çok teşekkür ederim

Saygı ve Sevgilerimle...

Aslı Fatma Burulday

Rüya Analizi

Sevgili HTHayat Dostu,

Rüyan bana sabırsız bir kişiliğin olduğunu söylüyor. Her şey hemen olsun, bitsin. Kontrol duygumuz biraz yüksek. Ama unutma, “Kontrol edeceğini düşünmek, boş bir hayal”. Aynı anda, her yerde olan, bir tek Yaratan. Ve her şey, herkesin hayrına, en güzel şekilde gelişiyor. Herkesin koruyanı-kollayanı “tek”… Önce tam anlamıyla güvenmekle başlayalım. Önce yaratana, sonra kendimize. Kontrol duygusunun bir sebebi de, kişinin kendisine güvenmemesidir. Çünkü deneyimler karşısında çaresiz kalacağımızı, gücümüzün yetmeyeceğini düşünürüz. Şimdi sana bir sır vereyim. “ Yalan, yok böyle bir şey”… Bizi o yola getiren, güven ve sevgi ile de yürütüyor.

Rüyalarımızda yolu kaybetmek, gideceğin yere ulaşamamak, hayallerimizden vazgeçtiğimizi ve ciddi bir karasızlık yaşadığımızı gösterir. Şimdi bir dur, rahat bir nefes al. Yüreğinin sesini dinle. Emin ol, defalarca arzuladığın cevap geldi. Şimdi duymayı seçme zamanı . “Gerçekten ne yapmak istiyorsun?” Buna odaklan ve tuz, rehber rüyalarımızda güzel sembollerden biri. Nasıl soframızın olmazsa olmazı, ruhumuzun da gıdası. Ve aynı zamanda koruyucunun simgesi. Yaratanla olan bağımızı temsil ediyor. Rüyan bize, senin bu bağının çok güçlü olduğunu ve yapman gereken şeyin, “görmek” olduğunu söylüyor.

Rüya bize ne söylüyor? Ruhsal olarak kendini besle…

İyileştirici eylem planı: Meditasyon, dua ya da namaz ( namaz çok daha etkili )

***

Rüya

Geçen gece rüyamda ben evlendim. Ama evlendiğim adamı, bu dünyada tanımıyorum. Bu adamı, rüya boyutunda ise biliyorum. Fakat kim bilmiyorum. Benden yaşça büyük, hiç evlenmemiş biri. Adama diyorum ki “Ben kız değilim”. “Olsun” diyor, “Evleneceğim seninle”. Biz evleniyoruz ama düğün görmedim. Zifaf gecesi yatak odasına gidiyoruz. Bir bakıyorum yatak odası eski model, ama sıfır değil, kullanılmış. “Bak bu adam kandırdı beni” diyorum. “Kimin acaba bu” diyorum. Cinsel ilişki olmadı. Uyuyup kaldım. Uyandığımda o adam yoktu yanımda. Aradım telefonla. “İşteyim ben” dedi. “Annemler gelir birazdan, merak etme gelirim” dedi. Söylendim adama, bak düğün gecesinde işe gidiyor, derken uyandım. Sabah olmuştu. Bir baktım, yatakta döşek katlanmış. Yatağın bir tarafında yatıyorum, çarşaf yok. Ama bir de ne görsem, kayınvalide evde “Eyvah, bunlar çarşafta kan bakacak, eyvah!” dedim. Öğrenecekler”.Sonra kalktım. Kayınvalideyle eve baktık, su basmış. Diyorum ki,” kadının yaşına rağmen evi pırıl pırıl, hayatta ben bu kadınla geçinemem, pasaklının tekiyim” diyorum. Sonra evi su basmış, onu temizledik. Bana demesin mi, “gelin, yemek yap”. Dolabı açıyorum. 1 avuç fasulye pişirsen kime yetecek falan derken öyle uyandım. Şimdiden teşekkür ederim Işık Ablacım.

Rüya Analizi

Bu gizemli adam kim? Açıklıyorum. O, senin “yüksek benliğin”. Rüyalarımızda tanımadığımız insanlar görürüz. Hepsi değil ama senin rüyandaki gibi, bize pozitif duygular veren, çok yakından tanıyormuşuz hissi uyandıranlar, bizim yüksek benliğimizdir. Bazen de ben onlara, “rüya ustaları” diyorum. Bu konuda bir makale yazacağım.

Rüyan bize, senin özünle bütünleştiğinin bilgisini veriyor. Bu rüya sonrası mutlaka huzur duygusu hissetmişsindir. Önemli olan şey, toplumsal kurallara çok önem veriyorsun. Sanırım sende de “toplum ne der” korkusu var. Yıllardır kim oldukları tespit edilemedi ama hepimiz bir şekilde bu bilinmeyenden etkilendik.

Haaa haaa, senin rüya sit com gibi olmuş. Adamı kaçırmışsın. Şaka yapıyorum. Yukarıdaki yorumu destekliyor rüyanın sonraki bölümleri. Özellikle kadınlar seni çok etkiliyor. Büyük bir ihtimalle annenin, babaannenle ilişkisi, yaşadıkları seni etkilemiş.

Kendini çok fazla eleştiriyorsun. Şimdi kendine vakit ayır. Sessiz bir yere çekil. Şu cümleyi tekrar et; “ Ben pasaklıyım” birkaç dakika bunu söyle. Ardından “Kim pasaklı” bu cümleyi tekrarla… Ardından “O pasaklı”..bu cümleyi bir kaç dakika söyle, arından “ o pasaklı olduğunu düşünmüştü” cümlesini tekrar et, ”O pasaklı olduğunu düşündüğünde sevileceğini zannetmişti” ve bu cümle ile finali yap.Ve işte bu kadar.

Rüya bize ne söylüyor? Kopya çekme, kendi deneyimlerinle hayatını yaşa.

İyileştirici eylem planın; “ Hiç kimse mükemmel değil. Kendimi ve insanları olduğu gibi seviyorum” olumlamasını söylemek.

Rüya yorumlarımız önümüzdeki günlerde tüm hızıyla devam edecek.

Güzel bir bayram rüyası görün…