Yengeç sembolizmi ve yaz gündönümü: İstiridyenin sancısı




21 Haziran günü, Ekvator’un kuzeyinde yaşayanlar için yılın en uzun günü ve en kısa gecesi yaşanacak. Dünya tarihindeki en uzun gün 1912’nin yaz dönümünde gözlemlenmiştir. Aynı yıl, Güney Yarımküre’de ise tarihteki en uzun geceye denk gelir.


Antik Mısır’da yaz gündönümü başladığı zaman, Nil nehrinin ilk taştığı güne, yani Mısır yeni yılının ilk gününe işaret eder. Antik Çin’de yaz gündönümü enerjinin Yang’tan (eril) Yin’e (dişi) değişimi olarak benimsenir ve kutlamalar yapılırdı. Gün dönümleri ya da ekinoks zamanı yapılan kutlamalar ve ritüeller en temelde ışığın kaynağı olan güneşe bağımızı onurlandırmak için yapılır. Festivallerin çoğunda ise su ve ateşin kullanımı önemli yer tutar.


Işığın gücü yaşam verir, rehberlik eder, gölgeleri var eder, renkleri algılamamızı sağlar. Işık, bilinmeyeni aydınlatarak gerçeği, bilgiyi, saklı olanı ortaya çıkarır. Bu bağlamda ışık, bilmeye, karanlık, bilinmeze denktir. Ancak ışık ve karanlık birlikte var olabilirler.


Işığın azaldığı, Güneş’in oğlak burcuna ilerlediği zaman, yani en uzun gecede kışın derin karanlığında bir bahar bulmanın umudunu taşır, gitmek istediğimiz yönü seçeriz. Oğlak burcu bu bağlamda zorluklarla ve bilinmezlikle sınandığımız eşiktir.


En uzun günle açılış yapan yengeç evresinde ise ışığın saltanatı başlar. Fakat yılın yengeç evresi zahiri olan Güneş’in değil, batıni olan Ay’ın zamanıdır. Yengeç yüreğin ve insanlığın gizlerine açılır. Bu aşamada yakıcı ve kavurucu günler boyunca gölgede kalanları, “nereden geldiğimizi,” geçmişi, ailevi köklerini, evi, geçmişte yaşanan ilişkileri ve aidiyeti sorgular, gerçekleri bilmek isteriz. İçimizde dengeyi bularak dışarıda uyumu sağlamayı öğreniriz.


Ayın astrolojik arka planına baktığınızda hassas, korunaksız, değişken, koruyucu ve savunmasız bir gök cismi anlatılır. Fakat Ay aynı zamanda binyıllar boyunca dişiliğin, genetiğimizin, geldiğimiz yerin ve ruhsal arayışımızın en yakın tanığıdır. Dünya’nın yoldaşı Ay, hafızadır.




Yengeç glifi ve sembolizmi


İlk bakışta 69 sayısını anımsatan yengeç burcu glifine bakıp kıvrımlı, iki büyük kıskaç olduğunu düşünebilirsiniz. Yengeç burcu glifi kadın göğüslerine de benzetilir. Astrolojide daire sembolü ruhu, hilal sembolü ise aklı simgeler. Bu yüzden de yengeç glifinde görülen daireler ve daireleri tamamlayan hilal, yengecin hem spiritüel hem de maddi dünyaya bağlarına işaret eder. Yengeç burcu glifinin Ay’ın evrelerini simgelediğini söyleyenler olsa da bence en çok yin yang sembolünü çağrıştırır.


Ay’ın yöneticisi olduğu yengeç burcu, su elementini temsil ettiğinden her ortama kolayca uyum sağlayabilmesiyle tanınır. Şefkat ve sezginin simgesi olan su her şeyi temizler ve arındırır. Yine su elementi, şifanın en bilinen sembolüdür ve yengeç burcu zodyakın doğal şifacısıdır.


Yengeç burcu ve istiridyenin sancısı


Herkesin yaşadığı zorluklardan öğrenerek daha iyi bir insan olmayı seçme şansı elbette vardır. Fakat bu durum en çok yengeç burcu için geçerlidir. Yengeç hayattaki en büyük derslerini kendisini en çok rahatsız eden, kışkırtan ve zorlayan şeylerden öğrenir. Karşılaştığı kötü niyetli insanlar ve nahoş olaylar daha iyi biri olması yönünde yengeci adeta teşvik ederler. Sağlıklı bir yengeç, verdiği mücadelelerden sonra yenilenmiş biri olarak, duyguların bulanık çamurlu sularından göz alıcı bir parlaklıkla yeniden doğmasını bilir.


İnci de suyun bir ürünüdür ve istiridye kabuğu içinde acı verici bir süreç sonunda oluşur; tıpkı yengeç burcunun iç alemindeki döngüsü gibi. İstiridye hassas dokusuna temas eden yabancı maddeyi yüreğinde ilk defa acı hisseden biri gibi yadırgar ve ondan kurtulmaya çalışır. Bunu başaramadığında kendini acıdan korumak için, kum tanesini zaman içinde sedeften katmanlarla sarmalamaya başlar.


İnci de yengeç burcu gibi fiziksel ve ruhsal doğumun embriyosu, Buddha’nın üçüncü gözüdür. Ay’ın dişi doğasını yansıtan inci, karanlıkta gezen, aydınlık giyinmiş bir peri kızına benzer. Eski insanlar incinin, özünde su ve ateşin birleşimini barındırdığına inanmışlar, kimileri ise bir yıldırımın ya da çiy tanesinin istiridyenin içine hapsolduğunu düşünmüşlerdir. Ay’ın fazlarına göre form kazandıklarına, ejderhaların incilerin hamileri olduğuna rivayet edilir.


Yengeç gecenin çekingen ve hassas yaratığıdır. Ayın her hareketine yanıt verir. Bazen bir adım geriye bazen iki adım yana bazen uyarmaksızın aniden ileriye yönelebilir. Bazen de yengecin enerjisiyle her yanı kapladığını hissedebilirsiniz.


Kıskaçlarına geçirdiği şeyden kolayca vazgeçmeyen yengeç, tehdit altında hissettiğinde kabuğuna çekilerek kendini korumaya çalışır. Ancak tehlikenin uzaklaştığına ikna olup yeniden kendini güvende hissettiğinde kabuğundan çıkacaktır. Kabukları, yengeç burcunun aynı zamanda dünyadan saklanabileceği, kendisiyle baş başa kalabileceği, kendine ait özel bir alandır.


Yengeç burcu tarihte karada yaşama becerisine sahip ve aynı zamanda suyla bağlantılı pek çok kabuklu canlıyla sembolize edilmiştir. Babil’de yengeç takım yıldızı hem yengeç hem de kaplumbağa anlamına gelen bir kelimeyle tanımlanıyordu. Antik Mısır’ın kutsal böceği scarab, yengeç burcu sembolüydü. Bunlar dışında yengeç takımyıldızının tarihte su böceği, kerevit ya da ıstakoz olarak da resmedildiğine rastlanır.


Yengeç burcu, çevresindeki insanlar için kendini, hayati kaynakları ve kıymetli olanı korumanın, yaratmanın ve ruh güzelliğinin bilgeliği ve dersidir. Fakat yengecin kendisi için hayat dersi, korunaklı alanlarından, yüksek duvarlı kalesinden ve tanıdık çevresinden çıkarak yaşamı tecrübe etmeye cesaret göstermesidir.


Son olarak…


Acılarımız birbirine ne kadar benzesede, hepsi özünde bir inci tanesi kadar eşsizdir. Yüreğimizde hissettiğimiz kırılganlık, sevme kabiliyetimizle orantılıdır. Acı dünyanın mayasıdır, derler. Sonunda, yaşanan en büyük kırgınlıkların bile yerini ebedi güzelliğe bırakacağı bilgisi, en tesirli şifadır…


Cesaret ve umutla

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir EZGİTORUNIAR
    CEVAPLA
  • Misafir 05.05.2000 sabah 9-10 civarında Azerbaycan da doğdum. Yükselenim de YENGEÇ çok kötü şeyler yaşadım, Harita çıkaradım yorumlayamıyorum.KRİSTİN hanım lütfen YORUMLARMISINIZ.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.