Hepimiz “inanılmak” istiyoruz!
Bu da nereden çıktı şimdi diyeceksiniz? Dün gece yakın arkadaşlarımla keyifli bir akşam yemeği keyfi yaptık… Sohbetimiz; arkadaşlıklar, iş- güç, annelik, evlilik, sevgililik derken en son döndü dolaştı kadın erkek ilişkilerinde yaklaşık 2 saat kadar takıldı… Amaan ne çok fikrimiz, hayalimiz, korkumuz, kendimizce deneyimimiz varmış meğer…
Özellikle aramızdaki tek erkek olan Yağmur’u zaman zaman sorularımızla itinayla baydık tabii! Bir de erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ten yaklaşımına tüm kalbimle inanıyorum artık. Biz kadınlar neden-sonuç, öyle olursa böyle, şöyle olursa öyle ikilemleri arasında kayboladuralım, onlar keyifle, detaylarda kaybolmadan, misler gibi yaşayıp gidiyorlar. Nedense bizler her anlamda kendimizi daha bir yoruyoruz galiba; üstelik gereksiz yere… İşte size çarpıcı bir araştırma sonucu; kadınlar iletişim kurmak için günde 20.000 kelime, mimik ve jest kullanırken bu sayı erkeklerde sadece 7.000… Anlayın yani!
İster evlilik hazırlığı içinde olun, ister arkadaş, ister evli, ister sevgili, ister boşanmış, ister yepyeni bir ilişkinin başında; huzurlu bir hayat için altın kuralları netleştirdik dün sohbetimizde. İlişki bir nevi alışveriş demek! Bir verirsen beş alıyorsun, bilemedin üç alıyorsun. Ama hiç vermezsen hiç alıyorsun… Bu her tür ilişki için geçerli. Kadınlar ve erkekler” inanılmak” istiyorlar… Kayıtsızca, sorgulamadan inanılmak!
İlişkiniz kaç yıllık olursa olsun flörtleşmeyi asla bırakmıyorsunuz… Kadınlar çiçek gibi; özel bakımını, ilgi alakasını eksik etmiyorsunuz… Konuşabilmek… İşte bu altın kural iletişimi asla kesmiyor, hep taze tutuyorsunuz… İletişim bittiği an, her şeyin bittiği andır. Siz halen fark etmemiş olsanız bile… Her şeyden önce her şeyinizi konuşabildiğiniz yakın arkadaş oluyorsunuz… Birlikte eğleniyorsunuz. Birbirinizi hep ilk günkü tazelikte seviyorsunuz… İlk gün tanıştığınız kişi hiç değişmiyor, bunu birbirinize hatırlatıyorsunuz. Sahip olduğunuz değerin farkındalığını elden bırakmıyorsunuz…
Tüketici değil, yapıcı oluyorsunuz… Önyargıyı tamamen rafa kaldırıyorsunuz… Erkeklere kaldırabileceklerinden fazla anlam ve yük yüklemiyor, onları olduğu gibi kabul ediyorsunuz. Karşılıklı olarak kimse kimseyi değiştirmeye uğraşmıyor. Elimizdekilerle yetinmeyi öğreniyoruz.
Dışarıdaki hayat evdeki kadın veya erkekten farklı değil, evde sahip olduğunuz değerin farkında oluyorsunuz… Kendi bahçenizdeki meyvelerin değerini bilin, yan bahçedekilerle ilgilenmenin hiçbir yararı yok.
Ve son olarak: Değer veriyorsunuz; değer görüyorsunuz…
YORUMLAR