Pilli Miyango

Her yılbaşından sonra ‘talihli’ kişi ya da kişilerin kim olduğuna dair ahâliyi bir merak alır. Ertesi sabah itibariyle gazeteler konuyu manşete taşır. Dünyada 6 milyar insan dururken bu büyük servet neden gidip o kişiyi bulmuştur.

Merak edilir.

Aslında herkesin asıl merakı biraz da o talihlinin neden kendisi değil de, fotoğraftaki o kişi olabileceğine dairdir. Çünkü kime sorsan, o büyük ikramiyeyi aslında kendisi hak etmiştir.

Tüm arzuları gerçekleştirecek bu kadar büyük para çok insanın gönlünden geçer. Yılbaşına doğru ‘ah bir bana çıksa’ rüyaları görülmeye, dost sohbeti sırasında ‘çıksa ne yaparım’ listeleri dile gelmeye başlar.

Büyük hayaller zaten bir köşede uzun zamandır hazır beklemektedir. Çekiliş günü yaklaştıkça, aldığı bileti arada bir cepten çıkarıp, bakıp bakıp da ‘hadi be, hadi bu sefer’ konuşmaları yapma halleri artar.

Kimi ilk iş karısını boşayacaktır.

Kimi hayatı boyunca gitmek istediği o okyanus aşırı seyahate gidecektir.

Kimi 20 yılı geçen ve artık canına tak eden kiracılığını bitirip benim diyebileceği bir eve sokacaktır başını. Her ay başı yaşadığı tedirginliği sona erecektir.

Çocukların bütün geleceğini garanti altına almak az şey midir? İstediği ülkede üniversiteye bile gönderebilir artık evladını.

Kimi sevdiğine kavuşacaktır bu sayede. Bu zamanda ev açmak kolay mı? Sonunda uğruna yanıp tutuştuğu o kızı istemeye gidecek yüzü olacaktır.

Oh be.

Ne büyük rahatlık.

Çok para.

Çok para çok güç demektir aynı zamanda. Bütün kapılar önünde açılıverir. Bir kere zengin olmaya gör. Sanki artık bir daha hiç fakir olmayacakmışsın gibi gelir. Hayali bile aklını başından almaya yeter.

İnsanların peşinde olduğu büyük zenginlikler, rüyaları süsleyen ihtişam, altın yaldızlı çerçeveler, kocaman hayaller hep maddiyata dâir.

Mazlumlar acımasızlığın, hırsın, savaşların denizinde boğulup giderken hala çok para ve güç hayalleri kuran insan, gerçekten de bazen bana kıyâmetin yakın olduğunu düşündürüyor.

Olan bitenlere dair herkes bir başkasını suçluyor. Oysa bakıyoruz da başkalarını suçlayanların da çoğunun uykusu gayet derin. Geceleri yumuşak yastığında fosurduyor ama bir yandan hep bir başkasının tavrını, inancını, insanlığını yargılar halde.

Bir insana bu hayatta çıkabilecek en büyük ikramiye bellidir.

Âşka düşmek.

Fakra düşmek.

Acze düşmek.

Teslim.

O yüzden kimse boşuna biletine güvenmesin.

Bedendeki tek bir hücrenin artık işini başka şekilde görmeye başlaması eldeki her zenginliği bırakıp gitmek için yeter de artar bile.

Sağlık en büyük zenginlik. Hem vücut sağlığı, hem de akıl ve ruh sağlığı.

Etrafımızdaki bütün bu büyük acılara rağmen hala sağlıkta kalabilmek, aklımızı koruyabilmek, ertesi günü görebilmek neyimize yetmiyor.

Hepimize bu gibi baş dönmelerinden uzak, şükür ve huzurla geçecek sağlıklı, hayırlı bir yeni yıl diliyorum.

Hala yaşıyor, oğlumun elinden sağlıkla tutabiliyor olduğum için Yüce Rabbime şükrediyorum...