Arkadaşımla bir türlü anlaşamıyoruz
“Merhaba, sorunum bir arkadaşımla ilgili. Aynı yurtta kalıyoruz. Ancak en ufak şeylerden dolayı küsüyoruz. Bundan yaklaşık 10-15 gün önce en kötü kavgamızı etmiştik. O akşam bana kaldıramayacağım şekilde bir sürü olumsuz şey söyledi. Ben de "Biraz da kendinde bir şeyleri ara’’ dedim. Ama bir türlü anlatamadım ve ağladım. Sonraki günlerde de birbirimize hep soğuk davrandık. Sadece ihtiyaçlar çerçevesinde konuştuk. Doktora gittiğim bir günde de beni yarı yolda bıraktı. Ben de yurda gelince ona "dost kara günde belli olurmuş" dedim. Bana "biz artık dost değiliz" dedi. Günler sonra ben hasta olunca dolabıma bir mektup bırakmış. Mektupta beni ne kadar üzdüğünü, kırdığını ve beni hep alıngan olarak nitelediğini fark ettiğini yazmış. Mektubu okudum fakat ona bir şey demedim. Bir süre daha soğukluk devam etti. Ben ikinciye hasta olduğumda yanıma oturdu ve "özür dilerim sana soğuk davrandım" dedi. Ben de affettim,barıştık.
Daha dün ise ufacık bir olay yüzünden bana küstü. Aramız yine soğudu.
Ben anlamıyorum birisi bu kadar ufacık bir şey yüzünden, kendi istedigi olmadı diye küser mi? Ona karşı nasıl davranacağımı artık ben de bilmiyorum. Sizce nasıl davranmam gerekiyor?”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Aslına bakarsanız sevgili okurlar insansanız ve duygusalsanız başınıza dert bu yanınız, değilseniz sade mantıkla yaşıyorsanız da dert. Ne zor iş insan olmak. Daha küçücükken ailenizin ve etrafınızın size davranışları karakterinizi az çok biçimlendiriyor ama bunu kimse hesaba katmaz. Sonra da bütün bu karakterden siz sorumlusunuz. Sanki çok katkınız varmış gibi...
Anneniz, babanız ve etrafınızın hayata bakışı, algısı, size verdikleri, veremedikleri, alıp gittikleri hiç hesaba katılmadan, insafsızca yargılarlar. ‘’Aa bu çok huysuz, bu çok şımarık, bu alıngan, bu karamsar’’ Yaaa, bu nasıl bu hale geldi diyen yok! Sonrasında siz kendinizdekileri fark ettiğiniz de heykeltraş gibi ömür boyu kendini yont, törpüle ve ya yamala. Kısacası adam etmeye çalış. Tam adam ettiğinde de ömür nihayete varır. Ne büyük haksızlık değil mi? Nihayetinde insanoğlunun çilesi dolar, toprakla buluşur. Oh ondan sonrası rahat kimseyle uğraşmıyorsun, geride kalanlar düşünsün.
Sevgili okurum yaşamınız boyunca en büyük derdiniz bu olsun. Bunlar tabii sizlerin yaşında büyük dertler. Hele hele yurtta aynı odada yaşıyorsanız, siz de haklısınız. Aynı odada yaşamak kolay değil. İnsan aynı evde kardeşiyle bile kavga ederken, ayrı aile yapılarından gelmiş iki kız sürtüşmeler yaşayacaktır. Her ikiniz de çok önemli bir sorun yaşamadığınız sürece üstünde durmamayı öğrenmelisiniz. Bana yan baktı, bana gülmedi, yok kapıyı hızlı çarptı. Ufacık şeyleri aklınızda evirip çevirirseniz, o yaşadığınız yurdun odası korku evine döner yakında. İkiniz de ailelerinizden uzaktasınız birbirinize kenetlenmeyi bilmelisiniz. Anlattıklarınız çok eften püften şeyler. Sizlerin yaşı gereği bunları büyütüyorsunuz ama ileriki yıllarda amma da saçma şeylere kırılmışım diyeceğiniz şeyler olacak bunlar. İnsanın düşünceleri değişiyor yaşadıkça, olgunlaştıkça. Sizin için de böyle olacak. Yani hoş görmeyi öğreneceksiniz. Aynı odada kalıyorsanız paylaşmayı, fedakarlık yapmayı bileceksiniz.
Yazımın başında insanların karakterlerinin nasıl oluştuğundan ufacık dem vurdum. Sizler ergenlik çağındasınız henüz. Kimi kolay geçiriyor bu yaşları, kimi daha asabi bu durumda da sorunlu kişiler haline gelebiliyorlar. O sizi, siz onu alıngan buluyorsunuz. Bu durumda demek ki ikinizde de alınganlık var. O alınganlık yaptığında ‘’bak canım bundan dolayı böyle yaptım, alınacak bir şey yok.’’ diyerek konuşa konuşa birbirinize ulaşacaksınız. Birbirinizi tanıdığınızda, güven duyduğunuzda bu sorunları yaşamayacaksınız. Susarak, soğuk rüzgarlarla ancak birbirinizden uzaklaşırsınız. Alınganlık, özgüven eksikliğinden, şüpheci düşünmekten kaynaklı yaşanan bir durumdur. Sizler her ikiniz de bu özgüven eksikliğinizi aşarak, iki arkadaş olarak birbirinize güvenmeyi konuşa konuşa öğreneceksiniz.
Her ilişkide sorunlar olur anne-kız, anne-oğul, baba-oğul, iki yaşıt kuzen... Mühim olan karşındakine karşı iyi niyet besleyip, olumlu düşünmek. Bu iyi niyet aslında ikinizde de var. Sadece ‘’ben’’ diyorsunuz ikiniz de. Bunu aşacaksınız önce. Şunu da bilmelisiniz, insanlar karşılarındakinin gözünde davranışlarıyla değerli olurlar. Bu değeri zaman içinde oluştururlar. Şimdi siz ikiniz bu davranışı sergileyeceksiniz birbirinize. Ben duygusunu karşınızdakinin gözüne gözüne sokmaya çalışmakla, ancak kişilik çatışması yaşarsınız. İkiniz de ‘’ben’’ dedikçe bir yere varamayacağınızı bilmeli, ona göre karşınızdakini muhatap almalısınız. Arkadaşınız da duyarsız değil kendi çapında adımlar atmış, size mektup yazmış. Bunların size ulaşmak için atılan birer adım olduğunu bilmeli, ona göre sevgiyle yanaşmalısınız. Birbirinize üstünlük sağlamaya çalışmaktan kaçınmalısınız. Karakter olarak artı yanlarınız varsa, o zaten karşınızdaki tarafından dile gelmese bile bilinir. Bunları da bilmenizi isterim sevgili yavrum. Size tavsiyem arkadaşınızla kırıcı olmadan konuşun açık açık. İnsanlar birbirlerine konuşarak ulaşırlar bunu unutmayın. Ve diğer bir şık hoşgörü her şeyi abartmamak ,altında bir şeyler aramamak. İşte bunu her ikiniz de yaptığınız da o oda sizlere o kadar dar ve sıkıcı gelmez. İki kız ne çok şeyi konuşa konuşa geceyi sabaha vardırırsınız. Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
Twitter: @yesimtijen
YORUMLAR