Kendimi nasıl kontrol edebilirim?
“Ben 23 yaşında genç bir kadınım. 3 yıl önce yaşadığım ilişki beni çok yıpratmıştı, bende iyileşmesi mümkün olmayan izler bıraktı. Eski sevgilim bana yalan söyleyerek hayatımdan ayrıldı.
Ben çok bocaladım, o boşlukla yanlış kişilere güvendim, çok hata yaptım. Daha sonrasında kendime geldim. "Ne yapıyorsun sen?" dedim kendime.
Sorun şu ki, ben yeni bir ilişkiye başlayamıyorum. Her konuştuğumun en ufak hatasını yüzüne çarpıp gidiyordum, şans vermiyorum. Öfkemi kontrol edemeyip kalp kırıyorum. Peki bu geçti mi? Hayır, geçmedi. Uzun bir aradan sonra hayatıma birini aldım isteyerek ama ben her kavgada ayrılalım diyorum. Bitsin, başta böyle kavga ediyorsak ilerleyen zamanlar da daha çok ederiz ya da benden bıkarsın, beni bırakırsın diyorum. Hep bir kaçış halindeyim. En ufak hareketinde öfkeleniyorum, yine tahammül edemiyorum. Ama seviyorum da onu, beni kızdırdığında normale dönemiyorum. Öfkem ağır basıyor. O alttan almasa şu an her şey bitmişti.
Kendimi nasıl kontrol edebilirim?
Sevgilimi kaybetmek istemiyorum.
Teşekkürler.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
23 Yaşında bir kadınım diyerek başlamışsınız... Evet ama küçücük bir kadın ve aynı zamanda yaralı… Kadın olmak zaten yaralı olmak değil mi? Kadınların dışı da içi de yaralarla dolu. Yaralarınız siz olgunlaştıkça ne açık kalacak ne acıtacak. Boş vermeyi akışa bırakmayı kabul edip onu aşmayı öğreneceksiniz. Hayatınızda giden aldatan biri varsa kaybedenin siz olmadığınızı, kazandığınızı bileceksiniz. Çünkü kendinize güvenip sevmeyi ve kendinize inanmayı öğreneceksiniz. Şu an yaralısınız, onların iyileşmesini beklemek yerine yeni yaralar açmış, daha fazla yaralanmışsınız. Beklemek belki yalnızlıkla eş ama ille ilişki yaşamak yerine seçici olup beklemek daha doğru olmaz mıydı sizin için? Bu kadar hırpalanmaz, ateş püskürmezdiniz...
Çok mu incindiniz, yaralandınız? Sonrasında o yaraları kapatamadınız. Kabuk bağlamamış yaralarla kanaya kanaya geziyorsunuz. Bakın, yaralarınız kabuk bağlamazlarsa iyileşemezsiniz. Sürekli aklınızda güncel tutarsanız, orada takılı kalırsanız pamuk prensesteki 7 cücelerden öfkeliyi hatırlıyor musunuz? Hep kızgın ve öfkeli, nasıl da iticiydi değil mi? Siz de öyle itici biri olur çıkarsınız. Alacağınız dersi alıp yolunuza devam edeceksiniz. Yaşadıklarınızla hesabınızı bitirememenizin sıkıntıları bunlar, hesap hala açık sevgili okurum, yaşamış olduklarınıza öfkeniz sürüyor. Bu kızgınlığınızla herkese acaba bu da aynı mı endişesiyle baştan tırnaklarınızı çıkarıp bir de o tırnakları göstermekle yetinmeyerek batırıyorsunuz. Yaşadıklarınıza “Yaşadım, tecrübeler edindim ve çok şükür de bitirdim,” diyerek bakmadığınızdan savaş halinde ilişkiler yaşıyorsunuz. Aklınızdan geçmişi, yaşadıklarınızı çıkarmalısınız. Bu tarz bir yaklaşımla kimseyle bir yere varamamanız kadar doğal bir durum olamaz.
Herkesi aynı kefeye koyarak hep tedirgin, nerde yanlışı var, bu sözünün altında ne var, bunu mu demek istedi diyerek irdelerseniz huzurlu olamaz, huzur da vermezsiniz. Yaşadığınız ilişkiyi akışına bırakın bir yanlışlığı varsa zaten hissedersiniz. Aklınız, duygularınız ve de edindiğiniz tecrübelerle bunu algılarsınız ama “bunu neden dedin bakayım, seni istemiyorum, senin niyetin kötü” diye bağır çağır ne olur ilişkiler? Daha yaşanmadan biter. Bir de bu bitişlerin stresi ve yükü biner sırtınıza. Neden ben kimseyle yapamıyorum diyerek güvensiz, mutsuz daha da öfkeli olursunuz. İlk olarak yaşandı ve bitti diyerek, unutarak her şeye yeni bir başlangıç yapın, sonrasında kendinizi terbiye edeceksiniz. Terbiyesiz olduğunuzdan değil tabii, yönlendirmek babında. Durmayı, susmayı, beklemeyi, dinlemeyi bilerek öngörüsüz bu kesin kötüdür demeden tabiki size yakışmayan birine de fırsat vermezsiniz değil mi? Fırsat verdiyseniz bu şansı da hak ediyordur. Öfke kontrolü kendinizi telkinle sahip olacağınız bir durum. Kendinizi yönetmeyi bileceksiniz. Kızgın olduğumuz zaman düşüncelerimiz gerçeği yansıtmaz. Olaylar abartılıp, çarpıtılır. Bunları fark edin ve mantıklı düşünün.
Aklınızla öfkenizi yenebileceğinize göre ne yapacaksınız? Öfkelendiğinizde mantığınıza sığınacaksınız . Sinirlendiğinizde tepki vermeden önce birkaç kere derin derin nefes alın, kendinize düşünme payı bırakmış olacağınızdan öfkelenmekten vazgeçecek, sakinleşeceksinizdir. En önemlisi de bence öfkeli bir kadın hiç güzel gözükmez. O ne öyle! Öfkeli, stres saçan bir kadın... Yok, yakışmıyor, itici olursunuz yaklaşmayın yakarım der gibi…
Bir çözüm önerisi daha; elinizden geldiği kadar olumlu bakmaya çalışın yaşamınızdakilere. Olumlu düşünmekle güne başlayın mesela. Sabah yatakta gözlerinizi açtığınızda nasıl bakıyorsunuz sabaha, karamsar karamsar bugün neler olacak kaygısıyla mı veya “oh sabah oldu uyanabildim” (unutmayın uyanamamak da var) “yeni bir gün” diyerek mutlu mutlu yataktan kalkıp aynada kendinize bakıyor ve seni güzel surat seni deyip seviyor musunuz aynadan size bakan yüzünüzü? Aferin size, sevin o güzel yüzü. Hangisi sizsiniz sevgili okurlar? Belki de ortadasınız. Hadi kalkayım bari vazife, vazifedir. Kendi yaşamınız için böyle mi düşünüyorsunuz? Yaşamak anlamı ve tadı olmayan bir görev mi sizin için? Oldu mu ama, yaşamınıza güzel duygular katmalısınız… Uyandınız, baktınız sabah olmuş, günaydın diyerek gülümseyin kendinize, odanıza hayatınıza da gülümsemelisiniz. Gözlerinizi kapayın, bütün vücudunuzu, anı duyumsayın. Yeni bir gün bahşedildi size farkında değil misiniz? O yeni gün yeni güzellikleriyle gelecek, onun için gülümseyin hayata, gülün ki o da size gülsün. Hep suratı asık, hep mutsuz. Ne o siz size gülmeyene güler misiniz? Suratına bile bakmazsınız değil mi? O zaman hayatınıza gülümseyin, olumlu düşüncelerle yaşamınıza odaklanın. Her şey güzel olacak deyin, evet her şey güzel olacak! Neden olmasın? Olumlu düşünmeye alıştırın kendinizi. Bir, iki, üç tekrarlayın alışırsınız. Ve kalkın yataktan, yaşama nasıl bakarsanız o da siz öyle bakar aklınızdan çıkarmayın. Güzel olumlu düşünceler ruhunuzda aklınızda çoğaldıkça bir gün bir bakarsınız, o öfkeden iz bulamazsınız. Pıııııır uçup giderler o yüzden de size diyeceğim ki; güzel düşünün, kendinizi yönetin, öfkenizi mutlaka yenersiniz. Yenemezseniz yardım alırsınız. Çareler bitmez sevgili okurum ama en büyük çare sizde, bu her zaman için böyle. Sevgiler...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR