Sevdiğim adam beni dolandırdı mı?

“Merhaba Yeşim Hanım. 2 yaşımdayken babam bizi terk etti... Baba sevgisi nasıl bir şey bilmiyorum. 12 yaşına kadar annemin yanındaydım. Babam da üvey annemle başka bir ülkedeydi . Sonra babam beni de yanına getirdi... Üvey annem beni istemiyordu. Ben de kendime kaçış yolu olarak evlenmeyi buldum. 14 yaşında eşimle kaçtım ve daha kötü günler yaşadım. Eşimden şiddet dahil her şeyi gördüm ve 20 yıl sonra ayrıldım...


Geçen yıl da internetten bir adamla tanıştım... Görüntü olarak tıpatıp babama benzeyen bu adamı ilk gördügümde içimde bir şeyler aktı gitti. Sohbet ettik, evli olduğunu öğrendim ve uzaklaştım yanlış bir şey olduğu için. Bu adam peşimi bırakmadı aylarca, ben de pes ettim, sevgili olduk. Bu adam bana öyle değer verdi ki, hayatımda hiçbir erkekten duymadığım sevgi dolu şeyler söylüyordu. Ama sevgili olduktan sonra bana sıkıntıları olduğunu söyledi, zaman geçti, durgunlaştı. Sonunda çok borcu olduğunu öğrendim, ben de ona para verdim. Bu olaydan sonra çok değişti, artık bana çok az zaman ayırıyordu. İçimi kötü hisler kapladı, bendi dolandırdın mı yoksa dedim, kavga ettik. Ama bu arada ben bu adama çok bağlanmıştım, hayatımda ilk defa sevmiştim. Aynı babam gibi vicdansızdı o da. Babama benzediği için bana ne acılar yaşatırsa yaşatsın bırakamıyordum. Ağır hakaretler işittim. Bana yüzlerce yalan söyledi. Güvenim kalmamıştı ama bırakamıyordum da. Beşinci aydan sonra benden yine farklı zamanlarda para istedi, vermedim. Sonunda bana borcumu ödeyip benden ayrıldı. ‘paran bende kaldığı sürece sana cevap vermek zorundaymış gibi hissediyorum’ dedi.


Çok kötü bir sürece girdim, boğuluyordum, psikoloğa da gittim ama yapılanları hazmedemedim. Yaşama tutunmaya çalışıyorum ama sık sık intihar etmeyi düşünüyorum. Sadece para vermedim, telefonundan tutun da, aklınıza ne gelirse aldım ona. Evet evliydi, yaptığım yanlıştı ama o da insan olsaydı, kendini başka yollarla uzaklaştırsaydı benden.


Bu adam neden böyle yaptı Yeşim Hanım? Bir yıl beraberdik ve ben onu çözemedim. Şimdi çok korkuyorum canıma kıyarım diye. Telefon numaramı da engellememiş, acaba açık kapı mı bırakıyor? Ne yapmalıyım? Lütfen bana yardım edin...”


Yeşim Tijen'in cevabı:

Hepimiz ayrı ayrı şartlarda olsa da aynı şekilde ağlayarak bu dünyaya geldik. Aramızda gülerek gelen yok. Popomuza birer şaplak patlattılar, hayata ağlatarak uyandırdılar. Yaşam bu haliyle bile bize kendini anlatıyor, bak ben buyum, hepinizi ağlatırım diyor. Büyürken bazılarımız biraz eksik, bazılarımız kararında, bünyelerine aldıkları sevgiyle sevginin mutlu edici gücünü gördük. Hayatın mutluluktan ibaret olmadığını kaybettiklerimizde, sevilmediğimizde, içimiz acıdığında keşfettik. Biz hepimiz aslında en çok gülmeyi istedik. O nedenle zaman zaman ağlanacak halimize bile kahkahalarla güldük. İnsanın yaşam görevi her şeye rağmen, ama her şeye rağmen ayakta kalmak, vazgeçmemek. Bu rağmen ler o kadar çok ki ülkemizde, bunu fark ettik ama milletçe umut etmekten hiç vazgeçmedik. Öyle ki, umut yalnız fakirin değil tüm Türk halkının ekmeği oldu. Bugünlerde de en çok o umuda ihtiyacımız var. Umudumuzu kaybetmemeye, birbirimize inanmaya, birbirimize güvenmeye, bir olmaya ve biz olmaktan vazgeçmemeye. O yüzden sevgili okurlarım, naçizane diyeceğim ki bu günleri de aşacağız. Umudumuzu ve birbirimize olan inancımızı kaybetmeyelim. Kendimizi kontrol edelim. Öfkemize hakim olalım. Gözümüzü açık tutalım. Ben kendi adıma her bomba patladığında bir an için inancımı kaybetsem de sonra hemen kendimi topluyorum, içimden diyorum ki ‘hangi aptal bizi yıkabileceğini sanıyor, biz ufacık bir umuttan bile yeniden doğarız...’ Bunu bilmiyorlar mı? Yıllar önce bunu tüm dünyaya gösterdik. Umut demek Türk halkı demek. Küçücük umutlara tutunup yaşamayı başarmıyor muyuz hepimiz? Tüm rağmenlere rağmen ayakta kalmıyor mu asgari ücretli, başka örneğe ihtiyaç var mı? Tüm rağmenleri yine yıkar yakar ama yine geçeriz. Bu teröristlerin ve destekçilerinin akıllarına şaşarım...


Sevgili okurum insanın yegane amacı önce kendisini bulmak. Bir zaman hepimiz kendimizi kendimizde aradık. Kolay olmadı ama bulduk. Siz de geç kalmayın, kendinizi arayın ve bulun. Birçok insan içinde bir yerlerde yaşamın ona getirdikleriyle kendini içsel olarak fakir hissediyor. Bu fakirliğini kendi düşüncesine göre dışsal kazanımlarla kapatmaya çalışıyor. Kimse bilmesin, sezmesin diye çabalarken aslında en önemli kişi olan kendisini es geçiyor. Herkesi es geçebilirsiniz ama kendinizi es geçemezsiniz. Çünkü insanın hayat boyu mücadelesi başkalarından çok kendisiyledir. Önce insan kendi sorunlarıyla yüzleşmeli sonra mutlaka diğer sorunlar peşi sıra yoluna girecektir. Çünkü ruhunuz güçlenecek. Kendisiyle yüzleşmemiş, kendisini çözmemiş kişi hep eksiktir. Varoluş insana bir sürü değer verir ama insanlar bu değerlerden ziyade hazineleri hep dışarıda ararlar. Hazineleri kendinde arayıp bulan insan kendisiyle barışık insandır. Bulamayan insan sağlıksızdır. Kafası gibi hayatı da karışıktır. İnsan yaşamın çocukluk döneminde zorluklar yaşamış olabilir ama bunu hayatı boyunca taşıyıp kendisine yük etmemeli. Hep derim, geçmiş gelmiş ve geçmiştir. Size kalan geçmişin size kattığı tecrübeleridir.


Geçmişten kendinizde taşıyacağınız yalnızca bunlardır. Babanız size yeterince sevgi ilgi vermemiş olabilir ama bu sevgisizlik bütün hayatınızı etkilememeli, bundan sıyrılıp kendinizi artık aydınlığa çıkarmalısınız. Çünkü artık çocuk değilsiniz, o babanızın hesabı, onu kendi zamanı gelince mutlaka verecektir. Kendi hatalarınıza bu sevgisizliği bahane edemezsiniz. İnsanoğlu kendini kendi var etmek zorundadır, tüm olumsuz koşullara rağmen bu sizin yükümlülüğünüz. Bu bir beceri. Bunu başarmak zorundasınız.


Bir kaçış olarak ilk evliliğinizi 14 yaşında yapmış olabilirsiniz ama artık sanıyorum 40 yaşlarına yaklaşıyorsunuz. Eğriyi doğruyu bilmek ve anlamak durumundasınız. Bunun için de önce kendinizle yüzleşmekle başlayın; ben kimim? Hayattan ne istiyorum? Bu hayata kendimden ne katıyorum? Nerelerde hatalar yaptım? Ne düşünerek, ne bekleyerek bu hataları yaptım? Bundan sonrasında bir hedefim var mı? Herkesin bir hedefi olmalı. Artılarınızı eksilerinizi gördükten sonra kendinizi geliştirmek durumundasınız. Kendinizi nasıl geliştireceğinize gelince: Öğrenmeye açık olarak, okuyarak, izleyerek, baktıklarınızı görerek ve sorgulayarak yapmalısınız bunu... Bunları yapmazsanız hayatınızda hatalar bitmez. Mutsuz, depresif, keyifsiz, tatminsiz bir hayat sürersiniz, böyle mi olmalı? Hepimiz bu hayata geldiysek kendimizden bir şeyler katmalıyız, değerlerimize sahip çıkarak, insanca yaşayarak, olumlu düşünerek... Yaşam bu şekilde anlamlı ve değerli olur.


Diğer konu evli biriyle olan birlikteliğiniz. Bu bey amacını açık olarak ortaya dökmüş sevgili okurum. Sizi madden ve manen kullanmak istemiş, bunu da başarmış. Siz bunu neden görmek istemiyorsunuz? Her şey ayan beyan ortada, lütfen açın gözlerinizi, saf olmayın... Sosyal paylaşım sitelerindeki avcılardan uzak durun, yem olmayın. Size söylenen iltifatların tuzağına düşmeyin. Bunlarla kadınları ağlarına düşürüyorlar. Her kadına rahatça bunları dile getiriyorlardır, hangisi tuzaklarına düşerse... Siz düşmüşsünüz ama artık uyanmalısınız. Allahtan belki de sizin yapacaklarınızdan korkarak sizin verdiklerinizin büyük bir kısmını iade etmiş. Artık hangi başka kadından aldı, orasınıda Allah bilir... O sizi hesaplarından silmediyse siz silin, ne bekliyorsunuz bu beyden hala? Daha da mı kandırılmak istiyorsunuz? Sizi niye silmemiştir biliyor musunuz? Kenarda dursun, bir ara yine kullanırım düşüncesi aklında hakimdir. Sevdiğinizi sandığınız kişi bu, siz hala bu kişiyi sevmeye devam mı edeceksiniz? Sizi kandırmış, paranızı ve duygularınızı, zamanınızı, inancınızı çalmış... Daha ne yapsın? Artık aklınızı başınıza toplamanızın zamanı gelmeli. Kendinize sizin gibi bekar sözleriyle davranışları örtüşen, davranışlarıyla size güven veren, aklınızda soru işareti oluşturmayan, sizi koruyacak sevecek birini layık görün. Bu kişiyi sosyal paylaşım sitelerinde bulamazsınız. Siz kendinizi geliştirip hayattaki varlığınızı gösterdikçe yaşam o kişiyi sizin karşınıza çıkaracaktır. Sabırlı olup bekleyin. Hayatınızda ne kadar olumsuzluklar yaşamış olursanız olun, olumsuzluklara teslim olmayın. Umut etmeye devam edin. Daha çok gençsiniz, yaşanacak güzel günleriniz olacak ama bu düşünce yapısıyla değil. Size dediğim gibi, kendinizi geliştirip bir şeyler katarsanız ancak bunlara ulaşabilirsiniz.


Yaşamak güzeldir sevgili okurum, daha önünüzde güzel günleriniz var. Ölmek çözüm mü? Belki şu anki psikolojinizle çözüm olarak görüyorsunuz ama inanın çözüm değil. Ölüm hastalık haricinde yenilgidir... Siz yenilgiyi kabul eden biri olsaydınız evliliğinize devam eder, o hayatı çekerdiniz. Demek ki sizde bir potansiyel var ama onu kullanmayı bilmiyorsunuz. Kendinizi doğru kullanmalısınız. Bunu da ancak kendinizi geliştirerek yaparsınız. Size tavsiyem, aklınızı kullanmaya çalışın. Bunun için de okuyun, öğrenin, kendinizi hiç hafife almayın. Yaşam güzel sevgili okurum ama yaşamı güzelleştirecek kişi insanın kendisidir. Aklı, kalbi, düşünce şekli... Bunları zenginleştirin. Göreceksiniz ki yaşamınızda her şey güzelleşecek. Her şeyin çözümü sizde, işte siz bu kadar önemlisiniz. Sevgiler...





***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Merhaba Yesim hanim..öncelikle cok ama cok tesekkürler..zaman ayirdiginiz icin.ve Yoluma isik oldugunuz icinde ayriyetten cok tesekkür ederim.bu güzel tavsiyelerinizi uygulayacagim.. tekrar tesekkürlerimi sunuyor saygilar sevgiler gönderiyorum..saglikla kalin..
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.