Sevgilim madde bağımlısı...
“Anlatacaklarıma Yeşim Anne diye başlamak istiyorum;
Annem, ben hayatım boyunca ailemden başka kimseyi sevmeyen bir insandım. Ta ki şuan hayatımda olan adamı sevene kadar. Birden oldu her şey, bitti dediğim anda karşıma çıktı. Görmeden, tanımadan, kokusunu içime çekmeden sevdim. Öyle güzel anlatmıştı ki kendisini bana, istediğim insandı benim için. Sanki dualarımın karşılığıydı. Madde bağımlısı olduğunu öğrenene kadar... Ne yapmalıydım? Nasıl olmalıydı? Gitmeli miydim? Bu kadar severken mi ? Hayatta hiçbir şey tesadüf değildi bana. O da beni seviyor. Maddenin verdiği dengesizliklere rağmen. Çok dualar ediyorum. Ne ayrılabiliyoruz ne de düzgün bir halde yürüyor. Canım çok yanıyor annem... 10 senedir bu illeti kullanıyor. Ben ki uzaktan yakından alakası olmayan bir insanım. Bir kere yanımda içmesine izin verdim ve komaya girdi, tam bir saat kollarımın arasında ölü kaldı... Öyle maddenin verdiği durum değil be anneciğim, gerçekten tıpkı ölü bir beden gibi mosmor ve soğuktu, çok soğuk... Yaşadıklarımı anlatırken bile çok kötü oluyorum. Ayrılıyorum, onun için konuştuğum doktorlar geliyor. Arıyor, görüşmek istiyor, yine dayanamıyorum. Ayrılıyorum, bakıyorum ağlıyor... O ayrılıyor, ben dayanamıyorum... Ailesiyle hiçbir problemi yok, varlıklı bir aile, problemi olsa da bana hissettirmedi diye düşünüyorum ama babasının annesini yıllardır bir kadın ile aldattığını duyduğunda başlamış ve üzüldüğünde bir şeye sıkıldığında direkt ona başvuruyor. Ne ben ne bir başkası önüne geçemiyor…”
Rumuz: D.E.
2. okur sorusu:
“Merhaba Yeşim Hanım. Sevdiğim adamla 5 sene bir birlikteliğimiz vardı, o sırada bonzai kullanıyordu ve ben çok sonrasında öğrendim bonzai kullandığını. O zamanlar bana, kendisine ve çevreye zarar vermeye başlamıştı, ayrılmıştım bu sebepten dolayı ve ailem de karşıydı. 3 sene sonrası karşıma çıktığında ‘değiştim bonzai’yi bıraktım, 8 aydır kullanmıyorum. Sana kendime ve ailelerimize çok zarar verdim şimdi çok pişmanım’ diyerek benden şans istedi ve ben ona bu şansı verdim. İlk 1 hafta çok güzel gidiyordu fakat 10 gün önce izin günümde görüşmemeye karar verdik. Telefonum bozuk, hattım yok, ben seni ararım, görüşürüz diyen adam şimdi ortada yok ve ben çok merak ediyorum, bıraktığını söylüyor ama ben buna inanmıyorum ve bu adam beni deli gibi seven insan, şimdi ise ne durumda... Beni unuttuğunu bile düşünüyorum şu an. Ne yapmalıyım? Lütfen yardım edin...”
Rumuz: Dilek
**
Yeşim Tijen’in cevabı:
Seçimlerimiz kaderimizi belirliyor ama bu da insanın kendisine bahşedilmiş olan akılla, duyguyla, öngörüsüyle bağlantılıdır. Gencecik insanlar hayatlarındaki seçimleri ne kadar doğru yapabilirler?
Bir insanı tanıyıp sevmişseniz madde bağımlısı olduğunu öğrendiğinizde bütün hayalleriniz yıkılır ve bir yol ağzına gelirsiniz. Bırakıp gitsem mi diyerek kendi kendinizle savaşırsınız. Hani şarkıdaki gibi, “Gitmek mi zor, kalmak mı zor, o sabahı gel bana sor.” Biliyorum, ikisi de zor. Gitseniz de kalsanız da yanacaksınız. Severken gitmek kolay değil. Hiç olmazsa giderken elinizden geleni yapmanın huzurunu duymalısınız, bunun yükünü ömür boyu taşımamalısınız. Bu vicdani sorumluluğunuzdur çünkü bu kişiler siz ayrıldıktan sonra daha çok maddeye düşeceklerdir. Elinizden gelen ne olabilir? Ben bu madde bağımlılığı konusunda ailenin bilinçlendirilmesini, yaşanan olayın vehametinin aileye yeterince aksettirilmesi gerektiğine inanıyorum. Aileler bu olayı kabullenip çocuklarına sahip çıkma yolunda adımlar atarsalar genç sahiplenilmiş oluyor. Normal bir aile banane diyemez. Banane diyorsa zaten geçmişler olsun. Genç kendi haline bırakılmışsa, sonu ölümdür. Bu yüzden aile önemli. Sizler bu konuda ailelerle konuşup onların bu sahiplenmeyi gerçekleştirmesini sağlayabilirsiniz. Bugün 3 maile birden cevap veriyorum. Bir soruyu buraya yazmadım, sonuçta hepsi sevgilisi için çırpınıyor, feryatları aynı. Hele biri, bana anne diyerek seslenmiş, acısına üzüldüm, seslenişiyle mutlu oldum. Çünkü hepiniz zaten benim çocuklarımsınız.
Madde kullanan biriyle beraberseniz ve bıraksın istiyorsanız tek başına bir mücadeleyle bırakması çok zor. Topyekün bir savaş gerekiyor. Kendisi, ailesi, sevgilisi varsa arkadaşları ve psikolojik destek şart. Bırakması bir ömür sürebilen, bırakabilenin çok olmadığı, madde bağımlılığı yalnız kullananı değil ailesini, sevdiklerini de büyük bir acıya boğuyor. Bu acı tabii sevmek ve değer vermekle orantılı. Eğer çok sevilen değer verilen bir kişiyse aile, sevgili, çevresi sahip çıkıyorsa madde bağımlısı bir taraftan hayata tutunabiliyor. Nasıl tutunuyor derseniz; aile çocuğunun peşinde olarak, varsa bu bağımlılıkta sorumluluğunu duyarak, onun nerde ne yaptığıyla, kiminle olduğuyla, iyi beslenmesi hususunu önemseyerek (çünkü madde vücutta büyük bir tahribata neden oluyor,) sürekli ‘hadi oğlum senin yanındayız’ diyerek, tedavi yolunda destekleyerek gayrete getiriyorsa; o da bu desteği görmek istemese bile en sonunda görüyor. Gayret içine giriyor. Başarmalıyım, başarabilirim diyor. Bırakmak için tedavilere kalkıyor. Başarılı olsun, olmasın ama bir çaba içinde oluyor. Sanki küçük bir çocuğu büyütüp hayata hazırlar gibi, madde bağımlısı olan birine hayatı yeniden fark ettirmek, elinden tutmak, güzellikleri göstermek, hissettirmek, yaşama bağlamaya çalışmak... Elinizde kalacak olan bu sevgili okurlar, sürekli bir tedavi-bırakma girişimleri, hep bir umut, her tedavide yeni bir umut, hayat böyle sürüp gidebiliyor. Farkında olmak, sevdiklerinin sevgisine tutunmak, onları üzmemek, kendini maddenin perişanlığından kurtarmak isterken mucizeler de yaşanabiliyor. İnsanın kendisi zaten bir mucize, iradesi en büyük gücü.
Diğer yandan madde bağımlısı bir insanla beraberseniz şunu baştan kabulleneceksiniz: Sorunlu bir insanla berabersiniz. Kendi içinde hayatında aşamadığı sorunları yüzünden maddeye başvurmuştur ve siz hayatınızı onun uğrunda feda etmek zorunda kalacaksınız. Gerçek anlamda mutlu olamayacaksınız. Onun hatalarını, yaptığı yanlışları kapatmaya çalışacak, onları göğüsleyeceksiniz. Çünkü o her üzüldüğünde maddeye koşacak, dermanı maddede arayacak, dermanın kendisinde olduğunu düşünmeden ve dolayısıyla maddenin de etkisiyle doğru kararlar veremeyecek. Yanlışları olacak. Diğer evli çiftler gibi bir evliliğiniz, bir çalışma hayatı olmayacak. Nerede, kiminle, bunlarla aklınız hep meşgul olacak. Hayatınızda hep bir korku, endişe duygusu hakim olacak. Bu duyguların baskısıyla bir zaman sonra sizin de psikolojiniz bozulacak. Yaşarken yaşayamayacak, hayatın gerçek anlamda tadına varamayacaksınız. Kendi ailenize hesap vereceksiniz. Yaptığınız fedakarlıklar ailenizin gözüne batacak. Sizin bu halinizden dolayı bu evliliği hep bitirmenizi isteyecekler. Madden de güçlü değilse evlendiğiniz kişi, bir zaman sonra kendiniz onu bırakacaksınız. Madde bağımlılığında kadını tutan, bağlayan güç bir bakıma sevgiden sonra maddi durumu iyiyse para oluyor. Kabullenmeyi, dayanmayı, sabretmeyi sağlıyor, bunlar da yoksa kimse madde bağımlısı birine katlanamıyor. Çünkü ne yaptığı, kimlerle görüşüp bu kişileri sizinle muhatap edeceği belli olmuyor. Bu uzun bir yol, belki onun yaşadığı sürece sürecek, büyük bir çaba, koca bir yürek isteyen bir yol. Bu yolculuk insanı korkutur. Ya çok sevecek, kendisini bu sevgiyi kaybetmemek için uğrunda feda edecek ya cahil cesareti olacak. Bu yol bu şekilde başlıyor, devamı madde kullanan kişinin gayretinde, karakterinde, size duyduğu, hayata duyduğu sevgi, bağlılıkta, varsa kendisine, ailesine, size karşı sorumluluk duygusunda... Bunları sizler ilişkinize bakarak öngöreceksiniz. Yeni başlayan bir ilişki olsa bitirin diyebiliyorum ama sizlerin durumunda kararı sizler vereceksiniz. Öyle garip ki, kendi kaderinizi çizerken onun kaderini de çizmiş olacaksınız. Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR