Evlenince her şeyin büyüsü kaçtı
“Merhaba Yeşim Hanım. 8 yıllık flörtün ardından, yaklaşık 2 buçuk senedir evliyim. 24 yaşında evlendim . O da 25 yaşındaydı evlendiğimizde. İkimiz de üniversitelerimizi bitirip iş bulduktan sonra evlenmeye karar verdik. Bu kararı verirken kafamda hep soru işaretleri vardı aslında acaba sıkılır mıyız, heyecanımız hemen biter mi diye. Zaten ilk 5 ay benim psikolojimin bozukluğuyla uğraştık. Cinsel ilişki problemleri yaşıyordum. Tam olmasa da hastalığımı doktorlar vajinismus olarak adlandırdılar. 5 aylık evli iken neyse ki bu problemi atlattık. Tabii ben sürekli bizi sorgulamaya devam ettim . Bu yüzden de cinsel yönden eşimden iyice uzaklaştım. Sanki o hayatımda en yakın arkadaşımmış gibi oldu. Sarıldığımda hiçbir şey hissedemiyorum. Öpüşmek asla istemiyorum. Beni ondan başkası mutlu edemez, biliyorum ama evliliğimden o kadar çok sıkıldım ki… Ailem de benden çocuk yapmamı bekliyor. Bu durumu arkadaşlarımla paylaştığımda ‘nasıl sevişmek istemezsin’ tarzında tepkiler alıyorum. Eşime de üzülüyorum. Çocuk zaten senelerce bekledi beni ve nerdeyse ayda bir birlikte olduğu biriyle evli ve daha yaşımız küçük. Ne yapmam gerek bilmiyorum. Sanki ona karşı artık duygusal yoğunluğum yok. Hayatımda hep olmalı ama arkadaşım gibi. Sanki evlenince her şeyin büyüsü kaçtı. Sizce ne yapmalıyım?”
Yeşim Tijen’in cevabı:
İnsan kendi sıcacık olup karşısındaki soğuk olursa ne olur? Soğuk soğuk esen rüzgara karşı insan kendini nereye kadar aynı sıcaklıkta tutabilir? Üşür üşür ve sonunda o da buz keser. Sizin ilişkinizin varacağı nokta da o, soğumak… Beraberliğiniz iki arkadaşın, dostun aynı evde yaşamasından başka bir şey değil. Evlilik bu değil, en azından ilk yılları bu değil; heyecanla özlemle bekleyişler, öpüşüp koklaşmalar, akşam olsa da gelse diye yol gözlemeler… Süslenip püslenip ona güzel gözükmeye çalışmalar… Özenle hazırlanan sofralar… Hep güzellik, hep mutluluk, hep öyle kalabilse keşke; cici seneler bu seneler.
Sevgili okurum, evliliğinizin vajinismusla başlaması büyük şanssızlık olmuş. Birçok kadının ve dolayısıyla çiftlerin sorunu olan vajinismus aşılabilen bir sorun, doktordan korkmamak, çekinmeyip yardım almak gerekiyor. Vajinusmus aşıldıktan sonra evlilik mutlu bir şekilde yaşanıyor. Vajinusmusun %99’dan fazlası psikolojik kaynaklı oluyor. Siz bu sorununuzu doktor yardımıyla aşmışsınız, daha da zoruna kendinize takılmışsınız. Doktorlar da anlattığınıza göre tam vajinusmus diyememişler aslında, siz gerçeği biliyorsunuz paylaşmamışsınız. Eşinize karşı bir şey hissetmiyorsunuz. Bu sorgulamalar için biraz geç değil mi? 8 sene gibi uzun bir flört döneminde ona karşı duygularınız var mı yok mu hiç mi fark etmediniz? Bu eşinize de kendinize de büyük haksızlık. Kendinizi tanımıyor muydunuz? Ne istediğinizi, hissettiğinizi bilmiyor muydunuz? Duygular insana hep sinyallerini verir, insanlar önemsemezler, görmemiş duymamış hissetmemiş gibi yaparlar, sonra da faka basarlar. O duygulara değer vermemenin bedeli sonradan ödenir. Oysa o önemsemediğimiz duygular bizim yolumuzun ışığıdırlar. Kendi ışığımızdan o ışığı görmek istemeyiz, o da neymiş… Biz her şeyi biliriz. Sonradan anlarız ki hiçbir şey bildiğimiz yok…
Sevgili genç okurum, bu evliliği yaşanması gereken güzellikte yaşayabilmek için çaba gösterecek kişi sizsiniz. Sorun sizsiniz, kendi kendinize onunla çıkarken paylaştığınız güzel anları hatırlatın. Onunla evlenmeyi ne kadar istediğinizi, bu evliliğin hayallerini nasıl kurduğunuzu hatırlayın. Ne kadar istiyordunuz hatırladınız mı? Adam aynı adam, o istediğiniz sevdiğiniz olsun diye birbirinizi sabırla beklediğiniz adam ve ne kadar anlayışlı. Sevmek, ondan etkilenmek için ne kadar güzel nedenleriniz var farkında mısınız? Onun hoşunuza giden yönleri üzerinde yoğunlaşın. Düşünün, o düzgün biri olmasaydı bu beraberlik evlilikle sonuçlanır mıydı? Sizin yerinizde olmak isteyen kaç kız vardır düşünün, tüm olumsuzlukları atın kafanızdan, gevşeyin, rahatlayın. Beraberce romantik aşk filmleri izleyin. O anlardaki duygusallığa bırakın kendinizi, sevdiğiniz adam yanınızda, dokunun, o sizin eşiniz, güzel bir yuva kurdunuz artık, birliktesiniz… Bundan güzel bir şey olabilir mi? Ben onu istemiyorum laflarına teslim olmayın. Siz onu seviyorsunuz, arzu ediyorsunuz ki evlendiniz. Kendinize bunları hatırlatın. “Ondan etkilenmiyorum” bu cümleyi unutun. İstiyorsunuzdur. Evlilikte keramet var diye boşa mı demişler? O kerameti siz de olumluluklara teslim olarak gerçekleştirebilirsiniz. Cinsellik çiftleri birbirine bağlayan en kuvvetli sihirdir, bu sihir sizi de sarmalı. Bunca senelik beraberlik bu çabayı, güzel düşünmeyi hak ediyor. Eğer hala aynı şekilde ona karşı istek duymuyorsanız, yapacağınız tek bir şey var, o da psikolojik yardım almak. Sizin kendi kendinize aşamayacağınız bu durumu onların da aşmanızda yardımcı olabileceklerini düşünmüyorum ama yine de deneyin derim. Sonuçta size duygu yükleyemeyeceklerine göre iki şık var sizin için: Ya mutsuz mutsuz devam etmek, ya da bu ev arkadaşlığına son vermek. Her ikinizin de selameti için kararınız eğer hala hiçbir şey hissetmiyorsanız bu evliliğe son vermek olmalı. Mutsuz bir yuvaya bir de zoraki yapılmış çocuk ekleyip tamamen zorlaştırmadan eşinizle konuşarak gerçek duygularınızı ona anlatıp beraberce bu karara istemeye istemeye olsa da varmalısınız. Çünkü kimse mutsuz olduğu bir yaşamı ömür boyu yük olarak taşımamalı. Çünkü bir zaman sonra birbirinize yük olacaksınız. Hakkınızda her şeyin hayırlısı olması dileğiyle… Sevgiler.
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR