Tanımadığı insanı bana tercih etti...
Merhabalar,
36 yaşındayım ve yaşadıklarımdan yola çıkarak görüyorum ki, hayat zalimlerin yanında. 3,5 yıllık birlikteliğim haziran ayında bitti. O gün bugündür acı çekiyorum ve gözümün yaşı dinmiyor... Ailesinin istediği biriyle ramazan bayramında nişanlandı ve kurban bayramında evlendi. Öğrenince dünyam başıma yıkıldı. Biliyorum ondan vazgeçmeyi öğrenmeliyim, unutmalıyım ama artık birçok günaha gebeyiz. Bu durumdan kurtulmalıyım. Geri dönüş yapacak ve sevgimi katlettiği yetmez gibi benimle oynamaya çalışacak biliyorum. Hazmedemiyorum... Bana iyi olan hiçbir şey vermemesine rağmen bir kere bile sesimi yükseltmedim. Sevgi mi verdi, güzel bir söz mü söyledi; hayır... Beni namusu olarak mı gördü; hayır. Sonuç ortada. Bu haksızlığı nasıl hazmedeceğim bilemiyorum, çok canım yanıyor. Yavaş yavaş sevdim, ilk tanıştığımızda onu beğenmemiştim. Güzel bir birlikteliğimiz vardı diye düşündüm bu güne kadar. Arkadaşım da, ben de evlenip ayrıldık. Benim ilk evliliğimden 13 yaşında bir çocuğum var. Arkadaşımın ise çocuğu yok. Aynı yaştayız güzel, paylaşımcı bir birlikteliğimiz oldu.
Bir yıl önce Diyarbakır'da iş aldı ve ayrı düştük. Ben de çok bunalıyordum ama hiç hissettirmiyordum. Bu süreçte o benim gibi olamadı. Benimle evlenip evlenemeyeceğinin düşüncesinde boğulmuş resmen ki sonuç ortada. Konuyu bana açmadığı için, kendi kendine kararını verdi. Bu arada ailesi kız arayıp duruyordu ona ve sonunda bulmuşlar.
Arkadaşım bana şunu derdi: "Evliliğe karşı soğuğum çünkü korkuyorum. Eğer düşünürsem o sen olursun. Diğer türlü zor evlenirim" demişti. Görücü usulü iki bayram arası evlilik yaptı. Kendimi yere yapışık hissetti. Tüm vücudum titredi, 3 gün kendime gelemedim.
Evimiz cenaze evi gibi oldu. Aynı evde yaşıyorduk, eşyalarını bile gelip almadı. Adam sıfırdan başladı hayatına. Bütün eşyalarıın eskiciye verdim. En ufak bir şey kalsın istemiyordum onunla ilgili bu evde. Parasız içtim, yedim somut bir şey yapmadım. Köpeğimiz var, benimle kalıyor. Onun köpeği Diyarbakır'da olduğu için vermek istedim ama almadı. Daha kaç kere canımı yakacak bilmiyorum bir de köpeğe üzüleceğim. Maddi durumumu da karşılamaz. İki gün önce köpeğin resmini istedi, gönderdim. Biraz konuştuk, bir patlama gibi oldu. O an öğrendim evlendiğini, dumanı üzerinde bir haber yani.
Telefon konuşmamızda; "evlendim ama bir şey anlamadım. Kötü bir durum emin ol. Yerinde olmak isterdim. Seni çok özledim" dedi. Ben de "senin cinsel objen olmak istemiyorum" dedim. "Evet doğru söylüyorsun sonuçta bitti. Yoluna bakman lazım" diyor bir taraftan. Ben "görüşelim" desem yok demiyor ama. Bu nasıl bir dünya ben sevdiğim insanla evlenmek istedim sadece, neden bunlara maruz kaldım. Ev, araba demedim, sıkboğaz etmedim ondan mı? Ben güldükçe hayattan tokat yedimş. Yüzüm gülmüyor artık bu adam benim peşimi bırakamayacak ben de böyle severken nasıl güçlü duracağım bilmiyorum. Her şey bir anda gelişti ve sonuçlandı derken iletişim başladı. Duygularım altüst oldu, doğru kararlar alabilecek güçte değilim. Ama şu kadarını söyleyeyim bu adam yine boşanır, bakalım bakalım diye konuşuyor ve geçimsiz bir insan ona bir ben katlanırım ki beni hiç üzmedi. Bu yaptığına inanamıyorum, tanımadığı insanı bana tercih etti.
Yeşim Tijen'in cevabı:
İlişkiler niyetle başlar sevgili okurum. Herkesin başlarken dile getirdiği veya getirmediği bir niyeti vardır. Siz bu ilişkiyi kalbinizle, aklınızla onaylarken niyetiniz bu birlikteliği evliliğe götürebilmekti. Bu sizin niyetinizdi, o beyin niyetiyse ilişki yaşamakmış alenen belli etmiş. Saklamamış her ne kadar evlenecek olsam seninle evlenirdim diyerek sözler sarf etmiş olsa da söylenenlere değil yapılanlara önem vermeliydiniz. Dille her şey söylenir, yapılacaklar yürekle yapılır. Sevgilinizde size karşı dolu bir yürek yokmuş. Sizin için yapmadıklarıyla, söylemedikleriyle sessiz sessiz gerçek niyetini anlatmış.
Sevgimi verdi hayır, güzel bir söz mü söyledi hayır diyerek bu beyin size olan yaklaşımını dile getirmişsiniz. Size hiçbir şey vermeyen bir adamı niye hayatınızda bunca sene tuttunuz? Sevgi karşılıklı bir alışveriştir. Sevmek, mutlu olmak, mutlu etmektir. Sizinki sığınma, yalnız yaşamınızda bir destek gerisi de alışkanlık. Yalnız başına kalmış bir kadının tutunması başka bir şey değil. Aşamayacağınız bir durum yok. Bu sevginizin içinde sizi mutlu eden bir erkek yok.
“İnsanları hata yaptıkları için değil, onlardan umudunu kestiğin için hayatından çıkarırsın” demiş Can Manay. Ne kadar doğru. Bu kişiden yana umut kalmış mı kalmamış... Yaşınız 36 ne kadar gençsiniz, farkında mısınız? Yaşınız yaşadıklarınızla yaşlanmış gelebilir, yorgun bezgin olabilirsiniz ama inanın çok gençsiniz. Kendinize dönüp bir yüzleşseniz, hesaplaşsanız o kadın neler başarabilir anlayacaksınız. Hayattan, kendinizden asla vazgeçmeyeceksiniz. Ben hayatım için neler yapabilirim diyerek çözümü başkasında değil kendinizde arayacaksınız. Aileniz destek olmayabilir, eski eşinizden yeterince destek almayabilirsiniz ama siz eğer ayakta kalmayı gerçekten istiyorsanız bunun yolunun sizin kendinizden geçtiğini bileceksiniz. Az kazanıyorsanız biraz kanaat edersiniz ama hayatınızda hep olumlu düşünerek, güzellikleri çağıracaksınız. Olumlu düşünmek sizi daha pozitif yapacaktır. Siz ancak pozitif düşüncelerle güzel günlere ulaşabilirsiniz.
“Bak yine doğuyor güneş
kimine umut,
kimine unut der gibi...”
Sizin hayatınıza sizden gidişiyle bir güneş doğmuş. Bakın, o güneş unut unut unut diyerek parıldıyor. Unut dediği için şu an size güzel gözükmüyor ama unutmak, bunu başardığınızda o unut diyen güneşi seveceksiniz. Siz umutları bitmiş bir kadın değilsiniz. Sadece yaşadığınız ilişki bitmiş. Önünüzde koca bir gelecek var ve bu gelecek sizin duruşunuza bağlı. Zavallı gibi durup o beye tenezzül ederseniz size gelecek falan yok. Üstelik bir çocuğunuz var ve o çocuğunuza kız olsun erkek olsun yaşantınızla, hayattaki duruşunuzla, değerlerinizle örnek olacaksınız. O değerlerle büyüyerek, değerli bir insan olacak ve siz bu duruşunuzla ilerisi için çocuğunuza başkalarına söz hakkı vermemiş olacaksınız. Bu az şey mi? Bugün yaşadıklarınızla yarınınızı oluşturursunuz ve o yarınlar da ümit olmalı. Sabahlara uyanırken o ümidin yüzümüze yayılan bir gölgesi olmalı. Gözlerde, dudaklarda...
Size kimseyle beraber olmayın demiyorum ama akıllıca boş vaatlere kanmadan, kişiliğinizi ezdirmeden, yaşadıklarınızı sorgulayarak adımlarınızı atın. Kendinizi kandırmayın çocuk için evlenmiştir diyerek, bal gibi adam istediği için evlenmiş size de bu şekilde ilişkiyi layık görmüş. Siz bu ilişkiyi bundan sonrasında kendinize layık görüyor musunuz? Kendinize bu soruyu soracaksınız. Aşk, sevgi bu duygulardan da üstün duygular vardır.
Takdir sizin, sevgiler...
YORUMLAR