Kaynanam bana iftira attı
Eşimle uzun bir flörtümüz oldu ve evlenmeye karar verdik. Eşimin ailesi "evlenip ne yapacaksınız?" dedi. Ne kadar hoş insanlar değil mi? Baktılar biz kararlıyız razı oldular. Düğünümüzü, eşyamızı, ev tutmayı her şeyi kendimiz yaptık. Ben hamile kalınca çalışamadım, bütün yük eşime kaldı. Borçlar, ev geçimi vs. yaşanılan sıkıntıyı tahmin edersiniz. Bir de bebeğin verdiği sorumlulukla duyulan gelecek endişesi ve maddi kaygılar... Evleri bize yakındı. Ne zaman gelseler sanki bir destekleri olmuş gibi her şeye olur olmaz yorum yapıyorlardı. Bu insanlar maddi ya da manevi destek olmayı bir kenara bırakın karşımıza geçip dalga geçer gibi akıl verdiler, ilişkimize burunlarını soktular. Hiç sınırlarını bilmediler. Bu konuda uyardığımda ve bencilliklerini hissettirdiğimde bana düşman oldular. Eşimi bana karşı sürekli doldurdular, üzerime iftira attılar. Kaynana söylediği bir şeyi inkar etti. Üstelik bana iftira attılar, yalan söylediğime dair. Kayınpederler normalde biliyorsunuz pek işlere karışmaz, mesafeli olurlar ama benimki tam mahalle karısı kıvamında. Karısıyla bir oldu, onun yalan ve iftiralarına destek oldu. Eşime neler neler söylediler. Tüm bunları onlara karşı duygularımı çok saklayamadığım, bencilliklerini fazlasıyla hissettirdiğim için yaptılar. Bana karşı duyduğu o yetersiz baba imajından dolayı. Zaten bu da benim suçum değildi. Öyle bencil insanlar ki sanırsınız ana baba değil uzak akraba. Ve bunları yaptıklarında hamileydim. Karnım burnumda kaç kere hüngür hüngür ağladım, ne beddualar ettim. Kaynanam olacak o kadın gözümün içine baka baka kaç kere yalan söyledi kocasıyla beraber. Karşılıklı çok gerildik. Ağzımıza geleni söyledik. Ben zaten hamileliğin verdiği ruh haliyle çok çenemi tutamadım. Kaynana ve eşi neyin hormonundaydı bilemiyorum. Yüz yüze bakılmayacak hale geldik. Çocuğum doğdu ve ben çok acı çektim. İlk kez tattığım annelik duygusunu bana zehir ettiler. Çocuğumu kucağıma aldım ve yemin ettim. Onlarla asla görüştürmeyeceğim. Evliliğimin 7. senesinde patladık karşılıklı. İlk seneler iyiydik. Ama ben onları tanıdıkça nefret ettim. Kaynanam bence çok mutsuz bir kadın. Hep sanki yaşamak istediği başka bir hayat varmış da buna mecbur kalmış gibi yaşıyordu. Eşi de aşırı kontrolcü baskıcı bir adam. Hep kadını kukla gibi yönetmiş. Bir birey, bir kadın olarak saygı göstermemiş. Sonra bu muhteşem ikili bana karşı birlik oldu. Neler neler yaptılar. Eşim çok iyi bir insan. Öyle bir aileden nasıl çıktığına inanamıyor insan. Hep benim yanımdaydı. Ama onun içinde üzülüyorum, anası babası sonuçta. Ama bir daha asla yüz yüze gelemeyiz, o noktadayız. Çok iğrendim o insanlardan. Yaptıklarını öğrenince benim ailem de uzaklaştı onlardan. Kadın durmadan beddua ediyor. Nefret kusuyor, oğlunu onlardan aldığımı söylüyor. Yaptıklarını sanki başkaları yaptı. Böyle bir durumdayım. Onları tanıdığım güne lanet olsun.
Yeşim Tijen'in cevabı
Bir Şaman öğretisi şöyle der:
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz...
Nehirler kendi suyunu içemez.
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.
Güneş kendisi için ısıtmaz.
Ay kendisi için parlamaz.
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz.
Rüzgar kendisi için esmez.
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
Doğanın anayasasında ilk madde şudur:
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur...
Eski çağlarda yürürlükte olan bir anlayıştı bu.
Bütünlüğü anlatırdı, özü iki cümleydi:
"Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum."
"Ben, ben olduğum için sen, sensin.
Şamanlar herkes birbiri için yaşamalı demiş. Ah bir de birbirimizi yiyen bu halimizi görseydiler eminim okunacak olurlardı. Ne tuhaf doğa bunu hiç gocunmadan başarabiliyor ama insan oğlu bencil. Rabbena hep bana diyerek etrafında yaşananlara, insanlara, tüm canlılara yüreğiyle bakmaktan her gün biraz daha uzaklaşıyor. İnsan doğadan koptukça binaların arasında kalbi de betonlaşıyor sanki. Artık insanlar insan değil. Kalpleri buz gibi.
Sevgili okurum sizin oralarda çok mu beton var? Binaların arasında mı kaldınız? Soğuksunuz... Kayınvalidenizle ilişkiniz bu noktaya sırf onun yapmaktan kaçındıklarıyla mı geldi bir düşünelim. Yeni bir ailenin içinde var olmak, varlığını kabul ettirmek ancak güzel davranışlarla, güzel düşüncelerle olur. Kayınvalide ve kayınpederiniz size madden destek olmamaları, beklentilerinizi karşılamamaları nedeniyle baştan gönlünüzde yer edinememiştir bana göre. “Var el titremez” bu sözü bilmem duydunuz mu? Eşinizin ebeveynleri kendilerine yetecek imkanlar dahilinde yaşıyorlarsa yapacakları çok fazla bir şey yoktur. Sizlerin de çalışıyor olması nedeniyle iki genç yapsınlar nasıl olsa kazanıyor demişlerdir. Yaş aldıkça insanlar gelecek kaygısıyla yaşadıklarının etkisiyle bencilleşiyorlar. Bir de insanlar davranışlarıyla kazanırlar, karşısındakinin niyeti yoksa bile güzel davranışları gördükçe kişi onun için bir şeyler yapmak ister. Kişi davranışlarıyla kazanım elde eder veya kaybeder. Bunlar neden olsa bile kayınvalide ve kayınpederiniz ellerini oynatabildikleri kadar oynatmalıydılar ama kimseyi zorlayamazsınız. Bu onların seçimi. Kendilerine bunu yakıştırmışlar. Onlar hatalı, peki siz sevgili okurum bir kayınvalide, kayınpederle bu derece birbirinizi yiyerek onlardan daha mı doğrusunuz? Bir gelin olarak görülüp benimsenmek için onlardan beklentilerinizin haricinde siz onların beklentilerini karşıladınız mı? Sevgiyle, saygıyla yaklaştınız mı? Yoksa sizler için yapmadıklarından dolayı saygınızı, sevginizi yitirerek soğuk mu davrandınız? Bunu kendinize sorup, dürüst cevaplayın. Çok iyi bir insan dediğiniz eşinizin ebeveynleri onlar. Onu, onlar yetiştirdiler. Kötü insanlar iyi insan yetiştiremezler. Sizin onlara bakış açınız, onların yapmadıklarıyla uzaklaşmanız, eşinize karşı söylemleriniz, onun ailesine karşı uzaklaşması sonucunda bu çirkin ilişki ortaya çıkmıştır. Siz gelin olmayı başarabilseydiniz o aileyi benimseyebilseydiniz bunları yaşamak zorunda kalmazdınız. Onlar yapamadıkları veya yapmaktan kaçındıklarıyla, siz beklentilerinize yenik düşmenin soğukluğuyla bu derece birbirinize girmişsinizdir. Bu bir gelin kayınvalide savaşına dönüşmüş. Hiç yakışmamış.
Hep kendi açınızdan yaşadıklarınıza bakmamalısınız. Empati insanca bir yaklaşımdır.Onların yerine kendinizi koyun. Yapmadıkları yüzünden kendilerinden soğutulmuş bir oğulları var siz olsaydınız ne yapardınız? Sever ve o gelini kucaklar mıydınız? Bu tutumunuza devam ederseniz kendi yaşamınıza öfke, düşmanlık ve sevgisizlikten başka bir şey getirmezsiniz. Yaşamınızın önünü tıkarsınız. İki şey sizi diğer insanlardan ayırır bir sorunun değil, çözümün parçası olmak ve hayata yeni bir bakış açısıyla bakmak. Siz sorunun kendisi olmak mı istersiniz yoksa güler yüzünüzle, beklentilerinizi düşürerek hoşgörünüzle çözümün bir parçası olmak mı? Buna karar vereceksiniz. Eşinizi, kendinizi, evliliğinizi yıpratmak yerine onları olduğu gibi kabul etmek, onların eşinizin anne ve babası olduğundan sevmeseniz de sayılmayı hak ettiğini eşiniz ve çocuğunuzu onlardan uzaklaştırarak onlara da eşinize de en büyük kötülüğü yaptığınızı. Babaanneler, dedeler torunlardan, torunlarda onların sevgisinden ilgisinden mahrum bırakılmamalı.Çocuğunuzu bu sevgiden, ilgiden yoksun bırakarak bu sevginin eksikliğiyle mi büyütmek istiyorsunuz? Büyük bir kayıp. Vicdanınız buna izin verecek mi? Bu sorunlar gerçekten bu kadar büyük mü? Kalbinizi onlara karşı soğuttuğunuzdan olabilir mi? Aşılamayacak ne yaşamış olabilirsiniz? Siz gelin olarak onlara elinizi uzatırsanız, onlarında bu ele kayıtsız kalmayacağından eminim. Bunu bir savaşa dönüştürmemelisiniz. İnanın bana ne şehit olursunuz ne gazi…
İki şey çözüm getirir sevgili okurum. Tebessüm ve susmak. Konuşabiliyorum diyerek insanlarla savaşmaktan vazgeçmelisiniz. Yaşınızın, tecrübesizliğinizin, beklentilerinizin, yaşadıklarınızın etkisiyle yarattığınız bu kötü gelin imajından uzaklaşmalı ve yaşadığınız bu maddi sıkıntıların bir gün geçeceğine inanarak olumlu, pozitif düşünerek göğüs germelisiniz. Hayat hep aynı seyretmez inişleri ve bir de çıkışları vardır. Daima ümitli olmalısınız. Yaşananların sizi değiştirmesine, yüreğinizdeki iyi kadını yok etmesine izin vermemelisiniz. Gelin olmak kolay, gelinliği giyer olursunuz ama bir ailenin gelini olabilmek bunu başarabilmek özveriyle, sevgiyle, onları oldukları gibi hatalarıyla, sevaplarıyla kabul ederek, tahammül göstererek,hoş görerek olunur. Bunu başarırsanız onlarla hiçbir sorun yaşamayacaksınız. Doğru yaklaşım budur, tercih sizin.
Sevgiler...
YORUMLAR