"Kardeşim uyuşturucu kullanıyor!"
Merhaba,
Uyuşturucu kullanımı hakkındaki yazılarınızı okudum ve çok etkilendim. Ben bir ablayım ve kardeşim 22 yaşında olmasına rağmen uzun yıllardır uyuşturucu kullanıyor. Birkaç kez bıraktı ve tekrar başladı. Annem, babam ve belki ben hatalar yaptık. Kendimizle yüzleşiyor, birlikte destek oluyoruz. Başarıyoruz da ama sonra yine aynı şeyler... Çok acı çektik, ben onu ararken gece tacize uğradım, babam rahatsız, anneleri zaten biliyorsunuz. Hayatta sevdiği hiçbir şey yok gibi, şu an askerlik yapıyor ama izne geldiği zaman aklımız onda. Mükemmel bir çocuk, aşırı saygılı ama kullandığı maddeler yüzünden dengesi alt üst oluyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Lütfen fikir verin..
Yeşim Tijen'in cevabı:
Oğlum madde bağımlısı, onu nasıl tedavi ettirebiliriz? Kaymakamlık zoruyla mı tedavi olur?
Bunlar ve diğer uyuşturucu ile ilgili sorulara cevaben:
Mutluluğu mu arıyorsunuz? Yeri artık belli. Kaf dağının arkasında bizleri bekliyor, yani bayağı zor bir yerde. Yaşam onu bizlerden uzaklarda tutuyor. Görüp ulaşılamayan hayaller, arzularla mutluluğu sobelemek gün be gün zorlaşıyor. Çoğu insan anı yaşayamıyor. Ya geçmişle boğuşuyor ya gelecek hesaplarında. Oysa ana girebilsek, anı yaşayabilsek mutluluk anda bizleri bekliyor. Ana verin kendinizi, ne geçmişe gidin ne de geleceğe, o ana bir girdiniz mi her şeyin değiştiğini görecek, yaşamda sorunlarınızın altında ezilmeyeceksiniz, kendinize bağımlılıklar türetmeyeceksiniz. Şimdi çoğumuz bağımlılık yaşıyoruz farkında değiliz. Siz de bir bağımlısınız. Bir dönüp bakın kendinize, yaşamınızda bağımlı olduğunuz en az bir şey var. Mesela bunlardan biri alışveriş. Neden bu kadar harcama yapılıyor? İhtiyaçtan mı? Hayır. Para verilerek harcayarak mutluluk satın alınıyor, aldıklarıyla yakaladığı anlık mutluluklar kişiyi buna bağımlı hale getiriyor. Dedikodu, bu da bir bağımlılık. Başkalarını çekiştirerek kendini iyi hissetmek. Aşk bağımlılığı, hayatından çıkan birinin yerini hemen birisiyle doldurmak, bir diğeri cinsel bağımlılık, sigara, alkol vs vs ve sayabileceğimiz daha birçokları. Gördünüz mü? Hepimiz bir çeşit bağımlıyız, zayıflıklarımız var. Farkındayız, biliyoruz ama bu duruma hakimmiş pozundayız, çaktırmıyoruz.
Bağımlılıkların en zoru uyuşturucu... Hayatınız iflas ediyor, yaşamdan tecrit oluyorsunuz. Kendinizi bir madde alışkanlığına adayıp yok oluyorsunuz. Kimi ailesel faktörlerden kimi arkadaş çevresinde uyuşturucu kullanan varsa o kişilerin hayatında var olmasıyla kullanıma daha meyilli olabiliyor. Bazı başarısızlıklar, sosyal yetersizlikler yüzünden maddeyle tanışanlar oluyor ya da bana bir şey olmaz demek gibi bir cehaletimiz var. Bu duyguya sığınıp kullananlar oluyor. Ona neler yapabileceğini yaşayarak görmeyi tercih etmiş oluyorlar. Her ne şekilde başlanırsa başlansın bağımlılık bir bela. Maddelerin rengiyle örtüşür, örtüşmez bence uyuşturucu kara bela.
Kara belaya tutulmamak bence aileyle çok bağlantılı. Ailenin çocuğuna sahip çıkması, ilgilenmesi, sevgisini hissettirmesi, bir takım değerleri çocuğuna vermesi çocuğu koruyor. Gerideki ailesini ahlaki değerleri onu bir bataklığa saplanmaktan, utanılacak duruma düşmekten alıkoyuyor. “Aman sende” ci aileler de çocuklar da aman sende bir şey olmaz diyerek daha rahatça bu ortama ve dolayısıyla maddeye kayabiliyor. İşte bu nedenle eşler ayrılsa da, eşinizle evli olup huzursuzluk yaşasanız da, her şey gelir geçer ama çocuklarınıza olan ilgisizliğiniz başınıza ömür boyu sürecek bir bela açacağından çocuklarınızla iletişiminize önem verin. Onlara ahlaki değerleri mutlaka verin. Madde kullanımı artık çok küçük yaşlara indi ve erişebilirliği kolaylaştı. Bunu ben değil bu konuyla ilgili veriler söylüyor, madde kullanan kişi öncelikle aileden uzaklaşıyor, karakter değiştiriyor, farklı arkadaşlar ediniyor. Bu farklılıklar gözle görülüp hissedildiğinden aile fark edebilir. Böyle bir durumla karşı karşıyaysanız ve imkanlarınız yoksa yapacağınız bu konuyla ilgili yardım merkezleri var. Alo 191 bu numaraya açacağınız telefonla size yardımcı olabilecekler. Ülkemizin çeşitli illerinde açılmış amatemlerde tedavi edilebilirler. Bu tedaviye gönüllü olarak gitmek bu konuda başarı sağlamak için ilk adım. Bu hastanelerde yapılan tedaviler sonrasında vücuttan madde verilen ilaçlarla temizleniyor. Temiz bir şekilde hasta dışarı salınıyor. İşte buradan sonrasında her şey kişinin iradesiyle alakalı. Bulunduğu eski çevreden uzak durmalı. Kendini o ortamlardan ayrıştırıp bir savaş verecek ya kazanacak ya kaybedecek. Kaybedebilir de ama yılmayacak yine tedavi olacak. Bu uzun süren bir savaş. Bu konuyla ilgili savaş veren ve bu savaşı kazanan biriyle görüştüm. Onun söylediklerini size aktaracağım. Ona bir takım sorular soracağımı ama bu soruların onu üzeceğinden kırılacağından dolayı endişelendiğimi dile getirdim. Yok üzülmem sor dedi, anlayışla karşıladı. Birilerinin kurtulması belki onunla yaptığım kısa sohbette gizliydi. Bunu ona söyledim, faydalı olmak için hevesliydi.
Kaç yaşında başladın diyerek sorularıma başladım. 30 yaşında dedi. Neden başladığını sordum: Meraktan bir tadına bakalım dedik. Bu maddeyi kullanmaya başladığımda ilk önce ayda bir alıyordum. Sonra sonra bu durum sıklaşmaya başladı. Daha sık daha sık kullanmaya başladım dedi. Tedavi oldun tabi dedim, evet maddeden kurtulmak için defalarca tedavi oldum ama 6 ay sonra yeniden başladığını söyledi. Peki bu mücadeleyi nasıl kazandın? Her seferinde tedaviye başlayarak. Ümidini kaybetmedin mi dedim: Bırakmayı istediğim için mücadeleden vazgeçmedim, çok utanıyordum, herkesten utandım dedi ve ekledi: Hastanelere verdiğim paranın haddi hesabı yok, en sonunda kendi kendime tedavi oldum. Zaten her hastaneye yatışınızda ilaçları öğreniyorsunuz, kendiniz bu konuda kendinizi tedavi edebiliyorsunuz. Maddenin yoksunluğunda sıkıntılarını yaşıyorsunuz ama kararlı olursanız bırakabiliyorsunuz. 8 sene sürdü bununla savaşım ama başardım! Şimdi o çevreden çok uzağım dedi. Karşımdaki kişinin eski yarasını siz okurlarım için deşmiş olsam da o eskisi gibi güçlüydü. Bazı insanlar kadere teslim olur, bazıları da kaderini kendi yazar. O kaderini dişiyle tırnağıyla yazanlardandı.
Ailenizden kardeşiniz, eşiniz, oğlunuz vs bana uyuşturucuyla ilgili gelen bir sürü mail var. Sizlere tavsiyem asla vazgeçmeyin. Bu savaşı kazanabileceğini, yılmaması gerektiğini ona söyleyin. Arkasını bırakmayın kendisi fark edene kadar. Kendisi belki bir senede belki 10 senede fark edecek ve bu savaşta kararlı olacak, bunu bilemezsiniz. Yazımın sonunda diyeceğim tek şey var. İnsan başına ne gelirse gelsin asla mücadeleden vazgeçmemeli. Başaramayacağım diye bir şey yok. Başarı tabii ki zor yolların sonunda sizi bekliyor olacak. Kolay olsa başarı olur muydu?
Sevgiler...
YORUMLAR