İlk sevgilimi unutamıyorum
Merhaba Yeşim Annem,
Size “annem” diye elimi uzatıyorum, kalbinize uzanıyorum buradan… Kimseye anlatamadığım, anlatsam da kimsenin beni anlamayacağı bir derdim var. Bundan 4 yıl önce bir genç girdi hayatıma. Şimdi ben 22 yaşındayım, o 30. Birden onu çok severken buldum kendimi. Hayatımdaki ilkleri onunla yaşadım. Öyle acıyor ki yüreğim... İkinci kez kandım ona. İkinci kez kandırdım kendimi. O çok rahat ve “kimseyi sevemiyorum” diyen biri. Her neyse, defalarca aldattı beni. Benden gizli bir sürü kızla konuştu ama bir şekilde karşıma çıktı. Birden konuşmayı kesen, mesajlara, aramalara cevap vermeyi kesen biri haline geliyor. Canı sıkılınca da dönüyor geri. Yok “seni seviyorum”lar, “özledim”ler… Her seferinde “kanmayacağım” diyorum ama kanıyorum. Onu çok seviyorum, unutamıyorum bir türlü. 1 seneye yakın bir birlikteliğimiz oldu. Sonra ben kendime bir söz verip onunla tamamen bütün ilişkimi kestim. 3 yıl boyunca hiç yaklaşmadım ona. Ondan başkasını sevememiş, ondan daha kötülerini bulmuştum. Çok acı çektim, çok direndim, savaştım. Yine onda buldum kendimi. Artık kimsenin ahını, günahını almak istemiyorum ve kimseyi yara bandı olarak kullanmak istemiyorum. Sadece onu unutmak istiyorum...Ne yapayım annem? Bana öyle bir yol göster ki artık kurtulayım ondan ve ona olan aşkımdan. Teşekkür ederim.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Üşür insan yalnızlığıyla. O yalnızlığa, ona iyi gelen, sevdiğinin yanında olmasıdır. Yanında olmayınca yüreğinizde inceden bir sızı başlar. Sızlar, sızlar, çoğalır sızısı; canınızı acıtır, bunaltır. Bir türlü mutlu olamazsınız. Yaralar…. İnsan olup da yarası olmayan var mı? Sanmıyorum, yoktur. Herkesin sorun ettiği şeye göre sızlayan yaraları vardır. Başka şeylere odaklanarak acısını unutmaya çalıştığı veya acıyı duya duya yaşamaya çalıştığı... Tabii, yara bantları da var, insandan yara bantları. Ama işe yarar mı? Nadiren, şans eseri yarayabilir, “yaramaz” denemez ama insanın yarasının merhemi daima kendindedir. Bir başkasında yara iyileştirmeye çalışmak, karşınızdakine büyük haksızlıktır. Herhangi bir yerimiz kesildiğinde üzerini kapattığımız yara bandı aslında yarayı örtmekten başka bir işe yaramaz. Yaranın daha fazla kötüleşmemesi için üzeri kapatılır. Siz de arkadaşlık yaptığınız gençlerle, bu ayrıldığınız gence olan duygularınızın üzerini örtmek istemişsiniz. Aradığınızı onlarda bulamayınca yaranız yeniden sızlamaya başlamış. Neden yaranız geçmemiş dersiniz, sevgili kızım? Siz kendinize yönelmemişsiniz. Sadece arayış içine girmişsiniz. “Yalnız kalmayayım da hayatımda kim olursa olsun” demişsiniz. Yeter ki onun boşluğu dolsun... Oysa yapacağınız şey başkalarında teselli aramak olmamalıydı, kendinizle ilgilenmeliydiniz. Sevdiğiniz, ilginizi çeken birçok şeyde ruhunuzu iyileştirebilirdiniz. Ben ne istiyorum? Ben kimim, nelerden hoşlanıyorum? İlgi alanlarım, hayatıma katmak istediklerim, yapabileceklerim neler? Bunlara yönelseydiniz yaranız bugün hala sızlıyor olmazdı çünkü iyileşmeyen bir genç kız var ortada. Ruhunuzu güçlendirmemişsiniz, sevgili kızım, hayatını, kendini geliştirmeye anlamaya uğraşmamış, kestirmeden bir yolla başkalarıyla avunmuşsunuz ama her zaman işe yarayan bir çözüm olmadığından yine aynı noktaya dönmüşsünüz.
İnsan birini sevince gerçekler ondan uzakta durup öylece görülmeyi bekliyorlar. Siz gerçekleri görmek istememişsiniz, “Yeter ki hayatımda o olsun da nasıl olursa olsun” diye düşünmüşsünüz. Halbuki sevdiğinizi, aklınızdan çıkaramadığınızı söylediğiniz bu adam size yeterince değer vermemiş, sevmemiş. “Kimseyi sevmiyorum” diyerek açık açık söylemiş. Canı istemiş ayrılmış, canı istemiş “özledim” demiş geri dönmüş. Aslında bu adam size bir bakıma, kendince dürüst davranmış, “ben buyum” demiş. Siz kendinize dürüst davranmamışsınız. Size sadık olmayan, size değer vermeyen, yanınızda olmaya söz vermeyen birinde aradığınız neyi bulmuş olabilirsiniz? Onu tanıdığınızdaki 18 yaşındaki hayattan habersiz genç kız değilsiniz. 4 sene geçmiş, bugün 22 yaşında bir genç kız olarak bir erkekten bekledikleriniz; sadakat, sahiplenme, sevgi, saygı, ilgi olmalıdır. Bu kişiyle beraberken bunların hangisine sahiptiniz de hala peşindesiniz, sevgili kızım?
Sevgi bir alışveriştir. Birbirini mutlu etmeye çalışmaktır. Mutlu olmadığınız birinde ısrarcı olmamalısınız. Bir sorun varsa onu kabul etmek, çözüm yolunda bir adımdır. Hala aklınızda tutmaya çalışmaksa kendinizi kandırmak, boşa zaman harcamaktır. “Henüz 22 yaşındayım, vaktim var” diyorsanız bir şey diyemem ama unutmak istiyorsanız kendinize bu ilişkinin bittiğini kabul ettirmelisiniz. Sevmek, sevilmek bu ihtiyaçlarınızı rastgele ilişkilerle gidermeye çalışmak sizi ancak mutsuz edecektir. O yüzden yeniden kendinize söz vermelisiniz ve bu sefer verdiğiniz sözden hiç dönmemelisiniz. Artık o kişiyi hayatınızdan tamamen çıkarmalı, zaaflarınıza yenilmeyerek ileri bakmalısınız.
Güç sizde sevgili kızım! Gençliğinizle, hayallerinizle, umutlarınızla sarılın hayata. Yara bantlarına ihtiyacınız yok, siz kendi yaranızı umutlarınızla, gülümseyişlerinizle, kendinize inancınızla sarabilirsiniz.
Sevgiler yavrum…
YORUMLAR