Kurtuluş valizi toplayıp kaçmak mıdır?

Abla, bazı sıkıntılarım var, inanın zor durumdayım. 18 yaşıma 1 ay kaldı, kendimi bildim bileli çalışıyorum, hem de okuyorum. Ailemin omuzlarındaki maddi yükü çok çok hafiflettim. Telefonum vb. gibi bazı şeyleri kendi param ile aldım. Ailemin maddi durumu da iyi değil zaten. Velhasıl, lise son öğrencisiyim, arkadaşlarımın çoğunun ailesinin arabası, evi, dükkanları var, görünce çok özeniyorum onlara. Duvarlara yumruk atıyorum, “Benim neden böyle bir ailem yok?” diyorum. Okula sabah araba ile gelenler var, 4 apartmanı olanlar var. Çok gücüme gidiyor, sabah yürümek, kirada oturmak, bazen parasız gezmek… Allah’tan, beyaz eşya tamiri, bakımı öğreniyorum, en azından elimde meslek olmuş oluyor. Diğer yandan, uzaktan akrabam olan, Almanya’da oturan bir kızı seviyorum. Ailesi zengin. Davul dengi dengine çalar derler ya, o davulu çalamayacağız biz hiç! Şu boğazımda çıkaramadığım düğümlenen bir mutluluğum var abla, Allah’ın yüce adaleti tecelli etsin artık. Abla ölmek çare midir? Kurtuluş yolu valizi toplayıp kaçmak mıdır?


Yeşim Tijen’in cevabı:


Herkesin gençken birtakım soruları oluyor sevgili yavrum, cevabını bulduğu veya bulamadığı, nedenler niçinler bir dönem havada uçuşur ama sonra her şey az çok yerini bulur zamanla. Yaşamda ruhen özgürlük öyle kolay elde edilen bir şey değil. Adeta bir mengeneden geçer insanlar ve o mengeneden geçerken ruhen huzura ulaşabilmek tahammülde, kabullenişte, cesarette, sevgiyle hayata bakabilmekte, yetinmekte, kendinize olan inancınızda, güveninizde ve kendinizi hayata hazırlamanızda. Kimse sizi hayatınızdan çekip bir yere koymayacak, adım adım siz kurtuluşa, bir başka deyişle rahat bir yaşama, huzura ulaşacaksınız, sevgili oğlum. Mailinden etkilendiğim okurlarımdan, hatta takdir ettiklerimden birisiniz, tebrik ederim oğlum. O kocaman yüreğinizi, sorgulayan aklınızı, öngörüyle hayata yaklaşımınızı kutluyorum. Ben bir yabancı olarak burada bir anne yüreğiyle sizinle gururlanırken siz de kendinizi hafife almamalısınız. Sizin yaş grubunuz genelde aile parası yer, her ihtiyacını ailesine karşılatır, gününü gün ederken siz ailenize omuz vermişsiniz. Bu omuz güçlü bir omuz. Eminim daha da güçlenecek çünkü insanın gerçekten yaptıkları, yapacaklarının bir göstergesidir. Yeter ki umutlarınızı yitirmeyin, yeter ki hayallerinizden vazgeçmeyin. Kendinize inancınızı kaybetmeyin ve öngörülü olun.


Bana “Hayat ne?” diye sorsalar, vereceğim cevap “mücadele” olur sevgili yavrum. Kendinle, ailenle, etrafınla, hayatla, her şeyle mücadele… Bu birçok insan için böyle. İstisnalar, dünyaya şanslı gelenler yok mu? Var tabii ama onlara bakıp hayıflanmanın ve bu durumu sorgulayıp durmanın kişiye mutsuzluktan başka getirisi yok. O yüzden, ben kendi yaşam formülümü size samimice söylemek istiyorum. Bir kere benden yukarıya hiç bakmamayı öğrendim. Evet, ben birçok yaşıtıma göre şanslıyım ama benden daha iyi durumda insanlar yok mu? Daha zengin, daha başarılı var tabii. “Bana ne!” diyorum, “bana-ne!” Başkaları ne yapıyormuş, şöyle yaşıyormuş, böyle geziyormuş, hiç ilgilenmiyorum. Çünkü kendi mutluluklarımı keşfetmişim, bu önemli. O yüzden inanın, hiç ilgilenmiyorum. Kendim ne yapabilirim, neyi daha iyi hale getirebilirim, ona bakıyorum. Kimseyle yarışmıyorum ama kendimle yarışıyorum. “Daha iyi şeyler başarabilirsin” diyorum kendime. Yetmez … “Gayret et, sen yaparsın” diyorum. Geriye asla dönüp bakmıyorum. Onları yaşamasaydım “ben” olamazdım, o yüzden şimdi yaşadıklarıma şükreder oldum. İnsan yaşamı kabullenip, kabullendiğinden bir şey çıkarabilmeyi bilmeli diye düşünüyorum. Size verilen bu hayatı yaşanır kılacak olan sizsiniz. Bu sizin sınavınız, hoşunuza gitsin gitmesin terleyeceksiniz.


Siz hiç başarısızlık yaşayacak veya yeteneksiz bir gence benzemiyorsunuz. Size sunulan yaşamı elinize alıp evirecek çevirecek ve ondan yaşam çıkaracaksınız, bunu görebiliyorum. Yazdıklarınıza katılıyorum. Hayat daha doğuştan adil değil, bu hem iyi yönde hem kötü yönde böyle. Bir düşünün, insanoğlu hep yukarıya bakmaktan aşağıda yaşananları görmekten imtina ediyor. Biraz hayata bu göstereceğim taraftan bakın. Evet, birçok gencin arabası ve cebinde parası var, istediğini yapabiliyor. Siz de onlara bakıp imreniyorsunuz. Peki, hiç düşündünüz mü, sizin yaşınızda kötü hastalıklara yakalanmış gençler var. O hasta olmuş gençler için hayatın adil olduğunu söyleyebilir misiniz? Onlar da sizin sağlıklı halinize bakıp imreniyorlardır. Siz de onlara göre şanslısınız. Bir aileniz var, ailesi olmayan annesi ya da babası ölmüş gençlere göre şanslısınız. Hiçbir uzvunuz eksik değil, eksik olanlara göre şanslısınız. Diğer yandan, bir genç için babasının ona cep telefonu alıyor olması mutluluk ama aynı yaştaki bir gencin çalışarak kendi parasıyla cep telefonu alıyor olması süper bir güç. Bunları görün lütfen. Ama siz şanslı olduğunuz hususları görmek isterseniz görürüsünüz, görmek istemezseniz göremezsiniz. Mutluluk tahammülde, şükürde ve yetinmeyi bilmektedir. Bu duyguları taşımıyorsanız mutluluğu kovalayıp durusunuz ama ulaşamazsınız.


Ailenize gelince, kavga her evde vardır. Kavga etmeyen karı koca olmaz, bundan hiç şüpheniz olmasın. Bir bakarsınız kavga ederler, beş dakika sonra sarmaş dolaş olurlar. Bu şekildedir evli olmak, bunlara takılmayın. Hem anne ve babanız bayağı iyiymiş, senede yirmi kere kavga ettiklerine göre, onlara mutlu bir çift de denilebilir. Her gün saatlerce birbirini yiyen çiftler var. Bir de onların çocuklarını düşünün. Ailenizin, evet, sorunları olabilir ama bütünlüğü korumayı başarabilmişler. Babanız alkolü bırakabilmiş. Bu büyük başarı, onu takdir etmeyi bilmelisiniz. Ailenize dokunan hataları olmuştur ama bırakabilmesi yine ailenizin zaferidir. Bu taraflardan bakarsanız, ne güzel başarılar var ailenizde. Bugün işi olmayabilir, yarın bir bakarsınız çok güzel bir işe girer. Hayat bazen sürprizleriyle de karşımıza çıkarak şaşırtır insanı. O yüzden bunları umut edebilmek ne güzel, değil mi? İnsanın umudu olduğu sürece hayata bakışı da güzel olur. Umut insanın ateşleyicisidir.


Size olumsuz olarak söyleyeceğim tek bir şey var, sevgili okurum, bu yaşta evlilik hayali veya düşüncesi içinde olmanız büyük hata. Evlilik öyle büyük bir sorumluluk ki 18 yaşınızda aklınızın ucundan dahi geçirmemelisiniz. Kendinize en büyük kötülüğü siz yaparsınız.


Bütün yaşadığınız sıkıntıların ağırlığıyla “Ölmek çare midir?” demişsiniz; siz ölümü düşünemeyecek kadar gençsiniz, ölüm sizden çoook uzak olmalı yavrum, daha yaşayacağınız günleriniz var. Mutluluktan kahkahalar atacağınız, “İyi ki doğmuşum!” diyeceğiniz günler var, onları yaşayacaksınız. Hayallerinizi düşünmelisiniz, onlarla hayata tutunmalısınız, vazgeçmemelisiniz. Bu yaşta en çok eğitiminize, okula önem vermelisiniz. İyi bir üniversiteye girip kendi kaderinizi, kendi başarı hikayenizi kendi ellerinizle yazmalısınız.


Umutlarınızı takip edin sevgili yavrum, umut hayatta bir insanın sahip olacağı inanın en güzel şey. Bir tek onu kaybetmeyin, geri kalan her şey hallolur. Haydi sevgili oğlum, sözcüklerimle size elimi uzattım, umarım o eli tutup hayata “Ben de varım, hep de olacağım!” dersiniz…


Sevgiler…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Bence bu ilişkiyi bitir! Çünkü temeli çürük. Bu kadın sana asla inanmayacak.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.