Artık nasıl sevebilirim?
Merhaba abla, Ben 22 yaşında bir genç kızım. 5 sene sevdiğim kişiyle görüştüm. Ben o zaman 16 yaşındaydım, aramızda 11 yaş vardı. Çok sevdik birbirimizi. Ailem hep istemedi, “o yaşlı, sana denk değil” deyip durdular. Ailesi de beni istemedi. Ama biz çok sevdik birbirimizi. Ben hep ayrılmak istedim, bazen cinsel içerikli konuşuyordu, tiksiniyordum. Ama ne yaparsam yapayım, çok seviyordum. Hep baskı uyguluyordu. Hesap açmama müsaade etmiyordu, bir tek kendi Facebook’u vardı, onu da ortak kullanıyorduk. Bana hesap açtırmıyordu (şimdi evlendiği eşinin her hesabı var). Bu yüzden bıkmıştım. Hep ayrılmak istedim. O da “sen beni sevsen gitmezsin” diyordu. Ama ayrılamıyordum, kopamıyorum. Hemen tatlıya bağlıyorduk. Ben üniversite kazandım, o hep evlenelim dedi. Onun için önlisans kazandım (puanım çok yüksekti) sırf evlenelim diye, babam vermez diye gittim. Okul bitimine yakın aileler buluştu. Ailesi çok ters konuştu aileme, bizimkiler de zıttılar zaten, olmaz dediler. Çok yoruldum savaşmaktan, yine ayrılmak istedim. O yine ilişkiyi toparlamaya çalıştı. Tabii o bu süre zarfında memurluğu kazandı. Ben çalıştırdım. Ailesinin yanına gitti, sonra bitti dedi. Ben ayrılmadım, bu sefer ben topladım. “Teyzem seni istemiyor” dedi, “bu işi bozacak” dedi, “seni almıyorlar, kimse seni istemiyor, ben seni tek isteyemem” dedi. Ben yanına gitmek istedim. Bu sefer “’kolundan tutar seni otogarda atarım, anneni ararım, kızınıza sahip çıkın’ derim” dedi.
Ben ayrıldım abla, sonra bir hafta içinde yine bana ulaştı, tekrar barıştık. Okul bitti, dedim “bana zaman ver, ailemi ikna edeyim.” “Babam beklemiyor” dedi. “Oldu oldu, olmadı ben daha gitmem” dedi. Bu süre zarfında sevdiğim kişi hep çıplak resim atmaya başladı. İyice tiksindim ondan. “Karımsın, sen de at” diye zorluyordu. Asla kabul etmedim. Babası annemi aradı, annemin telefonu kapalıymış dayıma ulaşmış. “Biz daha almıyoruz, kime verirse versinler” demiş. Benim ailem de bunu duydu dedi “Kızım gör, bak, o aile ile olmaz. O aile ile yapamazsın” dediler bana. “Akrabayız tanıyoruz, seni ezerler” dedi ailem hep. Biz yine konuştuk. Devam ettik. Bu süre zarfında birini bulmuş. Bu benim fikrim. Çünkü anladım abla, soğuktu ve yazmıyordu bana. Sonra dedi bitti. “Benim ekimde nikahım var” dedi. “Şimdi ailen alsın, başına çalsınlar seni” dedi. Anneme küfür etti. Abla, ayrıldık. 2 gün sonra akrabalarımı aramış, “Ben onu almam. Bedava verseler de almam” demiş. Ben sustum hep, dedim, “öfkelidir.” Her şeyi anlatan, çok konuşan biriydi. Annesine hele çok düşkündü. Annesi için ağlıyordu üzülmesin diye. Beni tüm akrabalarıma rezil etti, herkes beni alay konusu etti. “Ben seni almam” diyorlar, gülüyorlardı. Beni herkesin ağzına sakız etti abla. 2 ay sonra nişan yaptı. 10 ay sonra düğün yaptı. Şimdi düğünü oldu, evli. Çok zoruma gidiyor. Dayımlar düğününe gittiler, beni ezdi geçtiler. Halbuki dayımlara ne laflar dedi. Çok zor abla, evli olduğunu duymak çok zor. Ben hep dedim “bana döner, ulaşır.” Ben kimse ile konuşamadım. Hep derdi “Sen beni bırakma. Ben seni asla bırakmam. Sen evlen, boşan, ben seni alırım ama sen beni almazsın” derdi. Şimdi o kadar mutlu ki. Ben ne yapayım? Kime kızayım? Bu acı nasıl geçer? Benim suçum neydi? Günahım neydi? Abla, ben nasıl severim birisini? Benim gözlerime bakıp ağlardı “bırakma” diye, nasıl sevdi o kızı?
Yeşim Tijen’in cevabı:
Size biraz zeka ile akıl arasındaki farkları yazmak istedim. Bu konuda bulduklarım hoşuma gitti;
“Zeka ile okulda, akıl ile hayatta başarılı olunur.
Akıllı insan, başarılı olunca mutlu olur, zeki insan mutlu olunca başarılı olur.
Akıllılar aptallardan geçinir, zekiler ise kendi başlarının çaresine bakabilirler.
Bi sayfa süren bir problemi önüne koysam zeki adam bunu çözer... Akıllı adamsa, ‘işim var’ der, gider.
Zeka, arabanın motoru, akıl ise arabanın şoförüdür. Zeka güç üretir, akıl ise o gücü yönetir.
Zeka, kullanıldığı zaman anlamlıdır, akıllı insan sahip olduğu zekayı anlamlandırabilen insandır, zeki olmak tek başına bir şey ifade etmez, aynı zamanda akıllı olmak fark yaratır.
Doğuştan gelen beyni kullanma yeteneği zeka, zamanla gelişen zekayı kullanma yeteneği ise akıldır.
Zeka: Beynin işlem kapasitesidir. Bazılarının beyni daha hızlı işlem yapar, daha kolay anlar. i3 ile i7 işlemci arasındaki fark gibi. Biri bir seferde okumakla anlar, diğeri iki seferde.
Akıl: Bu zeka kapasitesini maksimum kullanma becerisidir. Daha az zeka kapasitesi olan biri, daha fazla zekasını kullanarak kendinden zekileri geçebilir.
Fark: Akıl, zekadan daha üstündür, daha değerlidir.
Akıl, doğru ile yanlış arasında tercih yapabilme yeteneğidir, zeka ise hızlı öğrenebilme yeteneği.
Akıllı insanlar akıllı olmayı överler, zekileri de zekiliği överler genelde. Oradan kim akıllı, kim zeki hemen çözebilirsiniz.
Akıllı, anlatılan şeyleri anlar, zeki, anlatılacak şeyleri düşünür”
Sizinle neden bunları paylaştım sevgili kızım? Siz eğitim hayatında başarılı olmuş, hatta sevgilinize bile ona ders çalıştırarak ivme katmış, hayatının yönünü değiştirmiş zeki bir genç kızsınız ama aklınız... Onunla henüz pek bir işiniz olmamış. Tabii, eğitim hayatında hayat derslerini kimse vermiyor, hatalarınız olacak; doğruyla yanlışı ayırt etmeyi, düşünüp sorgulamayı öğreneceksiniz. Hayat bu, düşünme, sorgulamalar olmazsa körü körüne yaşanan hayatta doğru yol alınmıyor. Siz de doğruları bulup onların peşinden gidebilmeyi, yaşadıklarınızın ardından da olsa sorgulamalar yaptığınızda öğreneceksiniz. Hepimiz gençken sizin gibiydik, acemi çaylaklardık. Yaşam en iyi öğretmen, siz de anlamaya meraklı ve istekli olursanız zorlanmadığınızı göreceksiniz. Bu yaşadığınız bir hata evet, ama büyük bir hata değil, sevmişsiniz. 16 yaşındaki genç bir kız olarak yeni yeni duygularınızı fark etmeye başladığınız bu dönemde sizden 11 yaş büyük bir adamdan etkilenmiş, bu duygularınızın ardından gitmişsiniz.
İlişkinize neden hata dedim? Sizden 11 yaş büyük bir adamla bir duygusallık yaşamışsınız ve aileniz bu ilişkiye “sana uygun değil” diyerek karşı çıkmışlar. Hayatın büyüklere, bazen güle oynaya bazen kafalarına vura vura verdiği bir yaşam tecrübesi ve sizin göremediklerinizi görebilme yeteneği vardır ve bu adamın size sürekli çıplak fotoğraflarını yollaması, sizden de çıplak fotoğraflar istemesi onun nasıl bir adam olduğuna dair en büyük ipucudur aslında. Siz de tedirgin olmuşsunuz ama sevginiz ağır basmış, çıplak fotoğraflarınızı yollamamış olsanız da sorgulamayıp beraberliğinize devam etmişsiniz. Bilmelisiniz ki doğru erkekler böyle isteklerde bulunmazlar. Doğru erkekler sizi ancak korurlar, zarar verecek hareketlerde bulunmanızı istemezler. O adam, sanki bir parça sapık ruhluymuş. Buradan bakınca ondan ayrılmış olsanız da pişmanlık duyacağınız tek şey, sevmiş olmanız olacak. B uda kötü bir şey değil, sevgili kızım...
Evlenmiş olmasına gelirsek; Allah yüzünüze bakmış, yavrum. Sizinle ilgili, annenizle ilgili bu kadar çirkinleşen bir insanın ileride de sizi ne kadar zor durumlara sokacağını bir düşünün. Bir insanla ilişki yaşanır, biter ama onun ardından çirkinleşmek, kötü sözler sarf etmek, onun ne kadar basit bir insan olduğunu, size uygun olmadığını gösterir. Sizinle evliliğinin gerçekleşmemesi, bugün farkında olmasanız da yarınlarda kavrayacağınız en büyük şansınız, bana inanın. Dayınız, düğünlerine giderek bir formalite yerine getirmiştir, diye düşünüyorum. Dayınıza kırılmayın, aileyi temsilen bir vazife gibi gitmek zorunda kalmıştır. Bu temsili hareketleri de yaşadıkça öğreneceksiniz.
Hayat size güzel bir şans sunmuş, kendi yaşınıza uygun biriyle evlenme şansı. Önce bu şahsı aklınızdan çıkarmak için düşünceleriniz üzerinde hakimiyet kurmalı, kendinizi yönetmeyi bilmelisiniz. Günümüzde herkes unutulabilir; yeter ki kişi kararlı olup istesin. Kendinizi oyalayarak, zevk aldığınız işlerle meşgul olarak aklınıza onu getirmedikçe bu ilişki kuş gibi havalanıp yüreğinizden uçar. Geriye sadece “iyi ki” kalır.
Zamanı gelince yeniden size uygun biriyle bir arkadaşlığınız da olacaktır ama zamanı gelince... Evlilik çok önemli, seçtiğiniz kişi size bir şeyler katmalı. O nedenle şimdi o güzelim hayatınızı zehir etmemeli, bugüne odaklanmalısınız. Bugünde yapmanız gereken bir şeyler daha kalmış eğitiminizle ilgili... Bir eksiklik, 4 senelik bir okul bitirmelisiniz, sizde bu kapasite var. Bundan sonrasında kimse için geleceğinizden vazgeçmemelisiniz. Bugün yanınızda olanın yarın yanınızda olup olmayacağını bilemezsiniz ama diplomanız iyi günde de kötü günde de yanınızda olur.
Kendinizi eğitiminizle ve evliliğinizle değerli kılmanız dileğiyle, sevgiler...
YORUMLAR