“Bende şuan bitti” dedi ve...

Yeşim abla merhaba, çıkmaz sokaklardayım, dardayım, nefes alamıyorum. Hayatımı ona adadığım, her şeyimi verdiğim, canımı bile verecek kadar çok sevdiğim bir insanla beraber 4 yılımızı birlikte geçirdik. Bundan 5 gün önce beni mesajlarla terk etti. Normal kavgalarımızdan birisini 2 gün boyunca yaşadık, en sonunda “Bende şuan bitti” diyerek ayrıldı benden. Numarama kadar engelledi. Arkadaşlarımdan mesaj attım, onları da engelledi. Sonrasında bir telefon geldi ondan, beni rahatsız etme diye aramış. “Aradığın her numarayı engellerim. Senin ölüm günün benim kurtuluş günüm” dedi. Evlilik üzerine o kadar çok plan kuruyorduk ki hepsi yıkıldı. Cinsel birliktelik yaşadık. O beni terk etti, beni yarı yolda bıraktı ama geri dönse de ben onu istemiyorum artık. Ben kendime nasıl çeki düzen vereceğim tekrar, nasıl evleneceğim? Ne yapmam gerekiyor? Bana yol gösterir misiniz?

Yeşim Tijen’in cevabı

Eyvah, şimdi ne olacak? Mahvoldunuz, hayatınız bitti artık, size büyük geçmiş olsun diyemeyeceğim. Evet, bu eyvahınızın bir kısmına katılıyorum, bir kısmına katılmıyorum. Katılmadığım kısmı şu: Neredeyse 2020 yılına giriyoruz. Bir cinsel birliktelik yaşadınız diye artık hayatlar bitmiyor. O durumlar eskidendi. Ülkemizde çok şey değişti. Bazı değişenleri içimizden kabullenmesek, geçmişe özlem duysak da iyi bir şeylerde oldu. O nedir derseniz; kadın kendi bedeninin üzerindeki tutsaklığını kaldırdı. Bedeninin hâkimiyetini eline aldı. Bu kadınlar adına iyi bir şey. Zamanında bir kızlık zarı kadınlara ne korkular, ne acılar yaşattı. Bir kızlık zarı kaybedilince hayatlar yaşanmadan, insanların acımasızca damgalamasıyla yok edildi. Çok şükür büyük ölçüde örümcek kafaları sarmış olan ağlar temizlendi. Gerçeklerin görülmesi sağlandı. Emeği geçen kadınlar sağ olsunlar. Ne büyük bir devrim. Öyle ya, kız değilseniz o zamanlar çöptünüz ama şimdi öyle değil çok şükür. Artık bir kızlık zarı hayatı ne bitiriyor ne başlatıyor. Evet, bu toplumumuzda hala bir kısım tarafından bir değer olarak görülüyor. Bir kısım anlayabiliyor. Kadın da insandır, onun da duyguları var diyebiliyor. Hayata, her şeye karşı “Hep bana Rab bana” diyen erkek kısmı artık istediği gibi at oynatamıyor. Kadının isyanıyla çıkardığı sesi “Bu benim bedenim! Kimse benim bedenime, tasavvufuma karışamaz!” deyişinin karşısından yavaş yavaş geri çekiliyor. Bu kadınlar için gerçekten bir devrim...

Yazımın başında eyvahınızın bir kısmına katılıyorum dedim. Eğer kendinizi bu yaşadığınız ilişki nedeniyle boş verir, nasılsa giden gitti diyerek bırakır, başkalarıyla da beraber olursanız; o zaman size gerçekten eyvah yavrum. Ama ne yaşandıysa yaşandı, bunu bende istedim ki yaşandı diyerek sorumluluğunuzun size düşen kısmını alır, başınızı dik tutar, aklı başında bir yaşam sürerseniz; belli bir çizgisi, hedefleri olan bir hayatınız olursa size hiçbir şey olmaz. Her şey sizin kendinizi nasıl taşıdığınızla alakalı olacak, buna dikkatinizi çekmek isterim. O yüzden de kendinizi yiyip bitirmeyin. Evet, bu bizim değerimiz ama kız değilsiniz diye değersiz olmayacaksınız. Kendinizi siz davranışlarınızla, hayata bakışınız, yaşayışınızla değerli hale getireceksiniz. Kimseyle bu durumunuzu paylaşmamanızı da şiddetle öneririm. Yaşadıklarınız, hani derler ya babama bile güvenmem aynen öyle, kimseye güvenmemeyi, tedbirli olmayı aklınızın bir kenarına yazarak sizde kalsın diyeceğim. Şimdi sizden korkmamanızı, dik durmanızı istiyorum. Kendinizi değerli kılacak olanın sizin davranışlarınız olduğunu aklınızda tutarak, hayata yeni bir sayfa açın. Daha akıllı, daha hedefli, azimli ve en önemlisi umutlu olarak yeni hayatınıza başlamanızı öneririm yavrum. Sevgiler sevgili okurlarım...