"Eşimi aylarca görmemek ve ondan uzaklaşmak istiyorum"
Yeşim Hanımcığım öncelikle iyi çalışmalar diliyorum. Ben 19 yaşımda görücü usulü ile sadece ilk tanıştırılmanın akabinde yüzüklerimiz takılarak nişanlandım. Eşim askere gitti ve biz bu dönemde bir kere yüz yüze görüştük. Askerde de çok irtibat kuramadık. Geldi ve hemen 1 ay içinde de evlendirildik aileler tarafından... 18 yıllık evliyiz, 2 oğlumuz var; biri 17, biri 11 yaşında... Yeşim Hanımcığım, benim ve eşimin anne ve babası çok yaşlı olduğu için ve annemin de çok istemesi üzerine benim yaşadığım şehre yerleştik. Eşimin memleketi burası değil. İşte hayat, buraya yerleşme kararı alarak aslında bir çıkmaza kendim sokmuşum evliliğimi, çok pişmanım zamanında buraya yerleşme kararını istediğim için... Bizim hayatımız, daha doğrusu benim hayatım; eşim, ailem arasında sürekli yapıcı olmaya, her iki tarafın da hatalarını örtmeye çalışmakla geçti ama zamanla bu hayat bana artık çekilmez bir hal yaşatmaya başladı ve ben 2013’te eşime ilk defa boşanalım dedim. Biz yaşam olarak muhafazakâr bir aileyiz. Ben hafızlık ve hocalık ilmi de aldım. Belki de bu sebepten hep sabretmeliyim diye kendimi yıllarca frenledim. 2013’te çocuklara sünnet düğünü yaptık, anne ve babam çok destek oldular. Eşim her zamanki gibi burada da beni yalnız bıraktı, yardımcı olunacak şeylerde de tıpkı bir çocuk gibi davrandı. Zaten en büyük sorunumuz eşimin sorumluluk almaması, hep ailemin onun bu eksikliğini, hem maddi hem de manevi olarak kapatmaya çalışmalarıydı. Kısacası defalarca boşanmak istediğimi söylesem de hiçbir icraat yapamadım ama şu an 38 yaşındayım ve çok yoruldum. Eşimi aylarca görmemek ve ondan uzaklaşmak istiyorum fakat hem çocuklar hem de çevre baskısı, dedikodu olmasın diye aynı evde kalmaya tahammül etmeye çalışıyorum. Ben ne yapmalıyım? Siz bana nasıl bir tavsiyede bulunursunuz? Şimdiden çok teşekkür ediyorum, iyi çalışmalar...
Yeşim Tijen’in cevabı:
Yeni yılın yaklaştığı şu günlerde kendi hayatımda güzel umutlar yarattım sevgili okurlar. Hayat umut ya benim de çok şükür hep umutlarım olmuştur. Ne yaptım biliyor musunuz? Balkonumdaki çiçeklerimin yanına sırtında heybesiyle merdivenleri çıkan Noel babayı astım. Buraya kadar normal, herkes bir şekilde yeni bir yılın gelişini süslemeleriyle dışarıya aksettiriyor ama bende durum farklı umut üretiyorum. Balkonuma astığım sırtında heybesiyle ipten merdivenden çıkan Noel babaya bakıp şöyle farz ediyorum. Noel baba heybesinde güzelliklerle benim balkonumdan içeri girecek. Gülmeyin ama :) Bakınca dışardan da içerden de aynen size dediğim gibi gözüküyor. Benim hayal bank da hemen o görüntüye bu umudu şak diye yapıştırdı. Nasıl çalışıyor hayal bank gördünüz değil mi? İnsan kaç yaşında olursa olsun hayal kurabilmeli, umutları olmalı. Benim en sevdiğim zamandır yeni bir yıla girecek olmanın heyecanının yaşadığımız bugünler. Yeni yeni umutlarım olur gelecek olan yıldan, “Aman ne yeni yılı? Ne getirecek yeni yıl?” falan demem. Hayatıma yeni yılın umutlarıyla, pozitif bakarak daha sıkı tutunurum. Gelsin bakalım 2020, hepimize hoş gelsin inşallah!
Merhaba sevgili okurum, insan yaşamında katlanmak zorunda kaldıklarıyla yaralıdır ve bu yaraların merhemi hayatındaki olumlu gelişmelerdir. Olumlu gelişmeler olursa o yaraları da bir sihirli değnek değmiş gibi kaybolurlar ama bazen çok isteseniz de yaşamınızda olanları değiştiremezsiniz. Yaralarınız sızlar. Sizin yaralarınız eşinizden yana. Sorumluluklarına sahip çıkmıyor, size ve ailenize yüklüyor. Yorgunsunuz ama birinin karakteri sizin istemenizle değişmez, ona bilgisayara yüklediğiniz gibi bir program yükleyemeyeceğinize göre ya onun birtakım şeyleri kendisinin görerek, farkına vararak değiştirmesini bekleyeceksiniz ya da hayatınıza ve eşinize baktığınız yerden bakmayacaksınız. Bu ne demek? Şu demek: Onu öyle kabul edeceksiniz. Kabul edemiyorsunuz. Neden kabul edemiyorsunuz? Beklentiler içindesiniz haklı olarak, yine ama diyeceğim. Bir insana hep eleştirisel gözle bakarsanız ondan gitgide uzaklaşırsınız. “Olsun ya, ne yapalım benim kocam da böyle” derseniz, kafanızda olanları büyütmezseniz o eşten kopmazsınız. Yani her şey sizin bakışınızda, düşüncenizde, kabullenişinizde, beklentilerinizdedir. Eşinizin sorumsuzlukları neler, bu konuda bir örnek vermişsiniz. Bu yeterli bir ayrılık nedeni değil. Ayrılık heves edilecek bir şey hiç değil. Ayrılık hayatınıza çözüm hiç değil. Sizin durumunuzda iki çocuğu olan, biri üniversiteye gidecek çağda, diğeri daha küçük çocuğu olan bir kadın için sorun demektir. Erkek çocuklarını baba başında olmadan büyütmek sandığınız kadar kolay değil. Bir anne, babanın vereceklerini oğullarına veremez. Erkekler birbirlerinin dilini bilirler o yüzden size onların şu an ayrılığa değil babaya ihtiyaçları var diyeceğim. Sabırlı olmalısınız, öngörüyle bakmak zorundasınız. Şu anda vereceğiniz bir boşanma kararı çocuklarınızın hayatını çok fazla etkiler. Bunu göze almamalısınız. Hayat bugünde yaşansa da bugünden ibaret değil, yarınlar var. Öngörü isteyen yarınları sakın unutmayın. Çocukları olan kadınlar çok büyük katlanılmayacak sorunları yoksa kendi keyiflerine göre hareket etme hakkına sahip değiller. Sorumsuzca davranıldı mı hayat insanın yüzüne tokadı çarpar.
Çocuklarına destek olan aileler maalesef hadlerini aşma hakkını da kendilerinde görme hakkını görebiliyor. Eleştirisel yaklaşımlarıyla karı kocanın arasına nifak sokabiliyorlar. Buna dur diyecek olan kendi çocuklarıdır. Yani sizsiniz. Bunu nasıl yapacaksınız? Eşinizin hatalarını ört bas etmeye çalışmayın, aksine gülümseyin: “Ya ne yapayım, benim adam bu işte! Onu böyle seviyorum” Siz onu bu kabul edişinizle onlara konuşma hakkı vermiyorsunuz. Hem ailenizi susturursunuz hem kendinizi yormamış olursunuz. Saklamaya çalışmak, gerçeklerin üzerini örtmez, gerçekler saklanamaz. Siz sakladığınızı sanarak kendinizi kandırırsınız. Yıllardır damatları olan eşinizi evlat sayıp kabul etmek zorundalar. Bu adamın hiç mi iyi bir şeyi yok? İyi yönleriyle sevmeye çalışsınlar ya da sevmezlerse sevmesinler ama siz sahip çıkarsanız sorun en aza iner. Bir kadın sevmediği bir adamla kendini mecbur hissederek birlikte olmaz. Olamaz. Kadın farklı bir canlı. Sevmediği birinin kendisine dokunmasına tahammül bile demez yavrum. Sizin yüreğinizde hala bir şeyler var eşinize yoksa onunla birlikte olamazdınız. O yüzden yüreğinize bir kulak verin yavrum. Orda hala bir şeyler var. O duyguları yeniden çoğaltmak sizin olumlu bakışınızda, düşüncelerinize yön vermenizde bunu unutmayın. O yanınıza geldiğinde kendi baskılarınızdan kendinizi kurtararak bakın kocanıza. O zaman hisleriniz değişecek. Hayatınız güzelleşecek. Kocanız sorumsuzluğuna devam etse de erkekler çocuk gibi, eşiniz eninde sonunda büyüyecek. Biraz daha sabır. Dışarda daha iyisi ne sizin ne çocuklarınız için yok. Eğer ayrılıp yeniden evlenmeyi düşünmüyorsanız iki erkek çocuğu olan bir kadının evlenmesi birçok bakımdan zor bunu göz ardı etmeyin. Hayat bugünden ibaret değil yarınları düşünmelisiniz. Yarınlarda çocuklarınızı ve daha birçok şeyi konuşarak beraber kahve içebileceğiniz bir dosta ihtiyacınız olacak. Eşinize biraz güzel gözlerle bakmanızı tavsiye ediyorum.
Sevgiler sevgili okurlarım...
YORUMLAR