Hiçbir şey yolunda gitmiyor
Merhaba Yeşim abla, son 4 aydır hiçbir şey yolunda gitmiyor ve tavsiyelerle çıkış noktasını sizde buldum açıkçası. Annem sinir hastası ve babam yurt dışında. Ablam ve abim var ama onlarda şehir dışındalar, aramın çok iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Annem her gün sinirlendiğinde hıncını benden çıkarır. Babam yurt dışında ve onunla görüşmüyorum (kendi isteğimle). Ailem yüzünden istemediğim bir okula kayıt oldum ve hiç arkadaşım yok. Okul değiştirmek istediğimde buna karşı çıkıyorlar. Sevgilimden ayrılalı 3 ay oldu ama acısı hala dinmedi ve yeni sevgilisi benimle uğraşıp duruyor. Bu sorunlardan ötürü psikolojim yerinde değil, bu nedenle derslerimin de çok iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Yolunda giden tek şey çok şükür sağlığım ama o da sıkıntılardan ötürü ne hale gelir bilmiyorum. Bazen intihar edip kurtulmak istiyorum. Yardımınıza ihtiyacım var.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Bugünlerde kışı yaşamaya başladık sanki sevgili okurlar, ama benim kış deyince olmazsa olmazım kar olduğundan kar yağmadıkça kışı kış saymam. Kendimi o karın bembeyaz görüntüsü ve pamuk taneleri gibi döne döne inişinde zevkten dört köşe bulurum. Son günlerde o zevki yaşamayı bekliyorum, sanki yağacak yakında, soğuyan havanın fısıltıları kar gelecek der gibi siz de duyuyor musunuz? Kar yağışını düşündüğümde, yağsın diye beklediğimde nedense tek bir gün gelir aklıma. Seneler önceye giderim. Çocuklarım çok küçük daha, biri 9 biri 7 yaşında. İstanbul çok karlı. Ben ikisinin elinden tutmuşum, ikisini de kendimi de sarıp sarmalamış onlarla mutlu mutlu karda dışarı çıkmışım. Beraberce karın zevkini yaşıyoruz. İşte o mutlu olduğum anlara giderim. Şimdi kocaman oldular, artık ellerinden tutmuyorum. Oğlumun koluna giriyorum, tabii kızımın hala elini tutuyorum, o benim hala küçük kızım. Büyüdüler ve iş hayatına atıldılar. Boş vakitleri az, onların halini görünce çalışma hayatının zorluğunu da görüyorum ve kendi işime şükrediyorum. Onlar da benim çalışma şeklime ve hayatıma bakıp “Anne hayat sana güzel!” diyorlar. Gülüyorum, siz de benim yaşıma geldiğinizde size de hayat güzel olacak diyorum onlara ve elimde olmadan düşünüyorum çünkü hayat bana kendiliğinden güzel olmadı. Herkes gibi bende üzüldüm, ağladım, güldüm. Bugün baktığımda saçma sapan şeylere üzülmüş olsam da üzülmüş müyüm, zorlanmış mıyım? Eh, biraz. Hayat bana çok da acımasız davranmadı, inkâr edemem ama bu yaşa, bugünlere kolay gelmedim, emekle geldim, umudumu kaybetmedim de geldim, yüreğimdeki insan sevgisiyle geldim. İnsanlara çok bulaşmasam, uzak kalsam da yaratılan her canlıyı sevdim. İşte bu üç şeye ihtiyacı var insanın; sevgi, emek ve umut. Onları asla kaybetmeyin.
Siz yavrum; hayatınıza daha ne emek verdiniz de hayattan yana umutsuzluğa düşüyorsunuz? Bu saydıklarınızla gencecik bir kızın kendinden vazgeçmesi, intiharı aklına getirmesi; yok vallahi çok kızdım. Ne kadar yanlış! Üstelik günah. Oh beğenmedim hayatımı, öleyim de kurtulayım. Nerden biliyorsunuz kurtulacağınızı? Allah hesap sormaz mı size? Niye bu kadar çabuk pes ettin, hiç yaşamadın ki demez mi? Yok öyle bedavadan ölmek. Yaşam hakkı verilmiş, kazanılmışsa ölmek korkakların işi. Elinden geleni yapmakla yükümlüsün her muhatap olduğun şeyde. Hayat armut piş ağzıma düş değil; çalış, çabala, gayret ettir. Öyle düşüyor istediğiniz armutlar kucağınıza. Yani hayatınız için mücadele edeceksiniz. Onu siz güzelleştireceksiniz düşüncelerinizle, umudunuzla, azminizle, içinizdeki sevgiyle, sabırla. Bunu her zaman hatırlayın.
Anneniz sinirleri yıpranmış bunalımlı bir kadın, babanız, kardeşleriniz uzaklarda. Bir başınıza hissediyorsunuz kendinizi, oluyor bazen ailelerde böyle karışıklıklar ama siz gençsiniz yavrum. Genç demek umut demek. Siz artık kendinizin ve ailenizin bir umudusunuz. Evet, artık genç olmuşsanız, üniversitedeyseniz bir başınasınız. Etrafınızda kim olursa olsun kendi başınızın çaresine bakacaksınız. Hayat artık sizden bunu bekliyor. Kendin için çabala diyor. Yaşadıklarınız size bunları söylüyor. Anne babanın işleri çocuklarıyla hiç bitmese de onların da kendi yaşamları, kendi içlerinde baş etmeye çalıştıkları sorunları var yavrum. Mesela anneniz; babanız yurt dışında yaşıyor, muhtemelen orda çalışıyor veya her neyse sizden uzakta. Bu anneniz için kolay mı sanıyorsunuz? Yaşamın yükünü yalnız başına göğüslüyor ve sinirleri bozuk olan anneniz kim bilir bugüne dek neler yaşadı. Onun yaşadıkları sebebiyle bu halde olduğunu bilmelisiniz. Kimse boşu boşuna bu hallere gelmez. Siz annenizin size destek olmasını beklerken, belki de onun size sizin ona olan ihtiyacınızdan daha çok ihtiyacı vardır. Hayatınızda olanlara duyarlı olmalısınız. Annenizi görün, ona görerek bakın, yakın olmaya çalışın. Babanızla küssünüz; babanızın hataları olabilir, o sizin babanız kızım, bunu değiştiremeyeceğinize göre hatalarıyla kabullenerek seveceksiniz. Başka şansınız yok. Kardeşlerinizle de aranız iyi değil. O zaman direkt burada bir hata var diye düşünüyorum. Siz çok mu alıngansınız? Biraz toleranslı hoşgörülü olmayı denemelisiniz. Siz bir ailesiniz birbirinize ihtiyacınız var yavrum. Böyle her biriniz ayrı bir yere savrulursanız aile olmayı başaramazsınız. Bu çok büyük bir eksiklik olarak sonradan bağırır içinizde, bunun sıkıntısını yaşarsınız. Bunu çok iyi düşünün ve önemseyin yavrum.
Ve tabii aşk sizi en çok bunaltan sanırım biraz da bu. Eski sevgiliniz ve onun yeni sevgilisi hala sizle uğraşıyor. Bir sevgilisi varken neden sizle uğraşıyor burası bir soru işareti, cevabı sizde. Eğer çok rahatsız oluyorsanız şimdi iletişim kolaylığı olduğu gibi iletişimsizlik de var. Her yerden engellersiniz olur biter. Bu mevzu neden devam ediyor bilemiyorum ama bitirmek; ilgisiz kalarak, cevapsız bırakarak gerçekleşir. Eğer gerçekten bunu istiyorsanız tabii. İstediğiniz üniversiteye gitmenize izin vermemelerine gelirsek sevgili kızım; her şey güvenle, olumlu cevaplara ulaşır. Ailenizin yeterince güvenini kazanmış olsaydınız eminim bu kadar karşı çıkmazlardı. Aileler çocuklarına güvenirse her konuda yanlarında olurlar diye düşünüyorum. Buradan da anlayacağınız gibi kendinizde biraz değişiklikler yapmak zorundasınız. İlk olarak hoşgörülü olmaya çalışmalısınız. Hoşgörü insanın kalbine de iyi gelen bir davranıştır. Kendi kendinize ailenize, arkadaşlarınıza karşı pozitif bakmayı öğretin. Ailenize destek olmalısınız. Sözle dile getirmeseler de davranışlarında söylediklerini duymaya çalışırsanız aranızdaki sorunlar, küslükler kaybolmaya başlayacaktır. Birden hemen hayatınız tozpembe olamayacak tabii ama siz, sizi geliştirdikçe kendinize inancınız, güveniniz artacak ve içiniz yaşama karşı umut dolacak çünkü siz artık kendi kendinize umut olacaksınız. Yani bütün bu yazdıklarımdan anlaşıldığı üzere hayat kendi kendine güzelleşmez yavrum, hayatınızı siz güzelleştireceksiniz. Ben yazdıklarınızda biraz öfkeli, biraz karamsar bir kız gördüm ama korkak değil, asla yaşadıklarına yenilmeyecek kadar cesaretli bir kız. Siz de o kızı görün artık ve içinizde yeşerteceğiniz umut, hoşgörü ve sevgiyle onun ruhunu iyileştirin. Bir insanı gerçek değerine ve kendine ancak kendisi ulaştırır yavrum.
Şimdi sizden hayata “Korkmuyorum senden hayat” diyerek ona diklenmenizi ve gününü göstermenizi istiyorum güzel kızım.
Sevgiler sevgili okurlarım…
YORUMLAR