Beni nişandan bir hafta önce bıraktı
Merhaba, 28 yaşındayım, yurt dışında yaşıyor ve çalışıyorum. Nerden başlayacağımı bilmiyorum ama bir şekilde kendimi anlatmaya çalışacağım. Yurt dışında kaldığım için kendimi ifade etmeye zorlanabilirim. 2018´de bir AVM’de ek iş yapmaya başladım. Orada güvenlik görevlisi ile bir adamla tanıştım. İlk görüşte aşk diyorlar ya onun gibi bir şey oldu... Konuşmaya başladık, o kadar iyiydi ki korktum, insan bu kadar iyi olabilir mi diyordum, insanlara güvenemiyordum, bu yüzden duygularıma hâkim olmaya çalışıyordum. İnsan bu kadar iyi olamaz, kesin oynuyordur benimle diye düşündüm. Birkaç ay sonra tamam dedim, bana hiçbir soru işareti vermedi, bunu Allah bana gönderdi dedim. Sevdik… Sevdim... Çok sevdim... 2 sene çıktık. Ben hayatımda bu kadar mutlu olmamıştım, o kadar iyiydi ki anlatamam, o kadar güzeldi ki anlatamam... Etrafımdaki herkes onu gerçekten seviyordu. Yalnız yaşıyordu, 28 yaşında, küçük yaştan kendi ayaklarının üstünde durmuştu, ne istediğini bilen biriydi. Annesi babası o çok küçükken boşanmıştı, babası çocuklarını bırakıp Türkiye’ye gitmişti, hiç konuşmuyorlardı, hiç baba sevgisi görmemiş. Her şey çok iyiydi, hiç sorunumuz yoktu. Hiç kavga etmiyorduk, kıskançlık yoktu, birbirimizi çok iyi tamamlıyorduk. Biraz ekonomik problemi vardı, para biriktirmeye çalışıyordu ama aynı zamanda annesine de yardım ediyordu, ben de bunu hep anlayışla karşıladım ve ona yardım etmeye başladım. Hiç kıyamıyordum ve hiçbir şey beklemiyordum, onun sevgisi bana yetiyordu. Evet, çok şey yaptım ona, hep yanındaydım (o da benim yanımdaydı), kendime bir şey aldığımda ona da alıyordum, onun evine de alıyordum. Aramız gerçekten çok iyiydi, bana hiç soğuk davranmıyordu, hep mutluyduk. Beni iki kardeşi ve annesiyle tanıştırdı. Bir süre sonra onu anneme anlattım. Annem karşı çıktı, benim daha önceden bir evlilik yaptığım ve o hiç evlenmemiş olduğundan annem istemedi. Benimle birkaç hafta konuşmadığı oldu, ama sevgilim hep yanımdaydı. Ben de ailemi karşıma aldım çünkü çok güvendim, çok emindim, çok iyiydim onunla. Yaklaşık 8 ay falan ailemi ikna etmeye çalıştım. Nihayet kabul ettiler ve aralık 2019´da beni istemeye geldiler, çok mutluyduk, bu ayın 20’sinde nişanımız olacaktı. Evini tamire verdi, tamir edecekti ve ben para konusunda yardım edecektim ona... Ama beni nişandan bir hafta önce bıraktı. Ondan önceki gün birlikte yemeğe çıktık arkadaşı da vardı, her şey iyiydi, hiç başka bir şey göstermedi bana, beni bırakmadan bir hafta önce falan kendisi çok mutlu olduğunu, her şey hayal gibi sanki benimle bir ömür geçirmeyi çok istediğini söyledi... Beni bıraktığı gün de her şey iyiydi, sabah kalktığında bana günaydın diye mesaj attı, mesajlaştık. Arkadaşıyla spora gidecekti, spordan çıktığında beni öylesine aradı konuştuk ve o gün abimin kızı benim iş yerimdeydi birkaç saat ve konuşma esnasında abim mesaj attı kızını dışarıya götürecektim, abine selam söyle dedi ve ben de ona biraz beklemesini söyledim. Kızı teslim ettim, bir iki lafladık her şey 30 saniye falan sürdü sürmedi, abimle konuştuğumda o telefondaydı ve kapatacağını söyledi, bende dur bir dedim neyse bir yanlış anlaşma oldu, ben de biraz tepki gösterdim, kapattığımızdan 5 dakika sonra beni aradı özür diledi sonra gün içinde her zamanki gibi mesajlaştık. Sorun yoktu yani... Akşam saat 8’e falan geliyordu, beni aradı sesi kötüydü ve ablası yanındaydı, beni hoparlöre vermişti. Bana sadece “Bunu çok düşündüm ve yapamayacağım artık” dedi “Doğrusu buymuş, şimdi olmazsa sonra olurdu” dedi. Duyguları eskisi gibi güçlü değilmiş. Annem o gün 3 defa onun annesini aradı ama annesi cevap vermedi ve geri de dönmedi. Hiç konuşmadık bu konuşmadan sonra, sadece bıraktığı günden üç gün sonra onunla buluşup konuşmak istediğimi söyledim, bir şey çözmek için değil sadece konuşmamız lazım dedim, “Şimdi değil benim için de zor” dedi. Beni soru işaretiyle bıraktı. İçim içimi yiyor, çok kötüyüm, çok düşünüyorum, niye böyle oldu? Nasıl bana bir şey hissettirmedi? Beni sevdiğini söylüyordu, benimle gelecekle ilgili konuştu. Kafayı gerçekten yiyeceğim. Şimdi ne yapıyor, nasıl? Düşünmekten kafayı yiyecek gibiyim. Ben bu konuyu nasıl arkamda bırakacağım. Kendimi çok kötü hissediyorum. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yeşim Tijen’in cevabı:
Kaybedeceksen hep iyi niyetinden kaybet. Nasıl olsa hak yerini bir gün bulur, demiş Mevlana. Seviyorum onun bu değerli sözlerini. Sevgili okurlarım, insan ne yaşarsa yaşasın iyi niyetini kaybetmemeli. Sabırla, tevekkülle yaşadıklarını aşmalı. Hayat yaşamdaki diğer insanlarla bir bilmece haline geliyor, çözüm zor gelse de var o da sabırda. Neylerse güzel eylermiş Rabbim. Mutlaka yaşadıklarınız şu an acı veriyor, su değse yaranızı acıtabilir ama bilin ki iyiliğinizedir. Nesi iyilik diye düşünebilirsiniz. Ayrıldım, özlüyorum, acı içindeyim diyebilirsiniz. Haklısınız, ayrılık zor bir acı ama benim size söyleyebileceğim tek bir söz var: Geçecek sevgili kızım, sabredin. İnsan sabır ile insanmış, sabır ise ardır demiş yine Mevlana. Siz de şimdi o arla susup yaşamda hakların yerini bulmasını umacaksınız. Onun için şimdi susun sevgili kızım, hiç peşine düşmeyin. Bunu size yaptıysa adam yerine koymaya, aramaya, neden diye sormaya gerek kalmamış demektir. Şimdiden sonra o güzel, iyi niyetle atan kalbinizle hayata tutunmaya, inanmaya devam ederek yaşamınıza yeniden sarılmaya çalışın. Ne iyi ki siz bu kadar iyi, bu kadar güzel sevdiniz, geriye bir pişmanlığınız kalmayacak. Onun için öyle mi? Bir keşke pusuda onu bekleyecek, kendini çok seven, her şeyini düşünen bir kadını kaybetti. Kaldı mı sizin gibi seven? Kaldıysa kaç kişi? Söyler misiniz bana, siz mi yoksa o mu kaybetti?
İnsan sevdiğine böyle yapar mı? Yapmaz tabi ama neler neler yapabiliyor insanlar birbirlerine. Her duyduğunuz farklı şeye “Aaaaa yok canım” diyebiliyorsunuz, her seferinde ayrı bir “yok artık” çıkıyor ağzınızdan. Biri sever gibi yapıp sonra ayrılıyorsa bir sebebi var demektir. Siz yaşadığınız bu ayrılığa bir anlam yükleyemeseniz de hiçbir şey sebepsiz olmaz sevgili kızım. Eşelemek lazım. Her şeyin bir sebebi vardır. İnsan sevdiğine böyle yapmaz derken sizi kendince sevmiş olduğunu düşünüyorum ama o sevgisi evliliğe götürmeye yetememiş. Niye bu noktaya kadar getirdi diyeceksiniz. Bakmış yanında, hayatında çok iyi bir kadın var, bu iyi bir kadın, onun için çırpınıyor, etrafında pervane olmuş. O da büyük ihtimal bu birlikteliği sizin sevginiz ve iyi niyetli yaklaşımlarınızla bitirmeye cesaret edemedi. İstemeye istemeye söz kesmeye kadar götürdü, sıra nişana gelecekken içinde huzursuzlukları başladı, yapamayacağını anladı. Evlilik bu, ömür boyu, cesaret istiyor, çok sevmek ve fedakârlık istiyor. O nedenle sonunda ağzındaki baklayı çıkardı. Yüzünüze söyleyemeden telefonda içindekileri döktü, duyguları eskisi kadar güçlü değil bahanesine sığınarak ayrıldı. Tabii yakışmamış. Bir kadına bu kadar ümit vermek, ailesinin içine kadar girmek, söz kesmek sonra da “bay bay” demek ne kadına ne erkeğe yakışır. Ya baştan tavrını koyacak, benden bu kadar daha fazlasını bekleme diyecek ya da sonuna kadar gidecek. Bir insanı soru işaretleriyle baş başa bırakmak büyük haksızlık. Ayrılmaya cesaret eden bahaneleri değil, gerçekleri dile getirmek zorunda ama nedense hep bahanelere sığınılıyor. Gözüken bu. Bu da onu masum kılmıyor.
Bir birliktelikte gerçek duygular aslında davranışlardaki içtenlik ve samimiyetten yapılan fedakârlıklardan belli olur. Siz belki de görmek ve inanmak istediniz. Bu noktaya sevginizle getirdiniz. Onda yeterince sevgi olmayınca sizi hayatından çıkarmayı uygun bulmuş olmalı ama pişman olacaktır. Bu yanlış onu rahatsız edecektir, ediyor da. Benim için de kolay değil demekle bunu anlatıyor. Olacaksa belki sonra olur demek zamana bırakmaktır. Bu da yanlış, yine ufakta olsa bir umut veriyor. Peki ya hiç olmazsa? Onu mu bekleyeceksiniz? Asla beklemeyin, hakkını kaybetmiş. Artık onu değil kendinizi düşünmeli, bu soru işaretlerini aklınızda gerilere, en gerilere itmeli, hayatınıza zor da olsa yeni bir sayfa açarak başlamalısınız. Bir daha nasıl güveneceğim demişsiniz. Böyle düşünmeniz normal, ama bunu da atlatabilirsiniz. Her şey umutları yitirmeyen o güzel yüreğinizde yeşerecek. İyiye, güzele olan inancınızla siz kendinizi yeşertecek, bu çıkmazdan çıkacaksınız. Çıkmaz sokaklar insanı daraltır, umutsuzlaştırır. İnsanın en çok ihtiyaç duyduğu umutken çabuk çıkın o çıkmaz sokaktan, insanın yolu açık olmalı. Sizin de yolunuz açık olsun yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarım...
YORUMLAR