Eşim çok cimri
Abla konuya nerden gireceğimi bilemiyorum, o kadar çok karmaşanın içindeyim ki anlatamam. Abla 5 yıldır evliyim, ne severek ne de sevmeyerek evlendim. Neden evlendiğimi de bilmiyorum, sanırım boşluğa düştüm, evlendim ama şükür iyiyim, çalışıyorum, kendi ayaklarımın üzerindeyim. Eşim de çok iyi biri ama bazı huysuzlukları var, inan bazen çekilmiyor abla. Eşim çok temiz, titiz bir insan, evime birini çağırdığımda “Niye çağırıyorsun, kim geliyor, çocuk var mı? Odayı kapat, küçük eşyaları kaldır” sürekli bunu yapıyor. Kendi evime eşimden izin alarak misafir çağırıyorum. Bazen yeri geliyor dışarı çıktığımda bile izin alıyorum. Şuraya gideceğim diyorum; “Niye gidiyorsun, ne işin var, kaçta gidip kaçta geleceksin?” diyor veya para istediğim zaman hep başıma kakıyor, çok para harcıyorsun tutumlu ol, her para verdiğinde sürekli söyleniyor. Ben ailemden uzağım, ailem başka memlekette. Aileme bir şeyler göndermek istediğimde “Ne gereği var? Bir ton para tutacak” falan diyor. Biraz da cimriydi, zamanla alıştırdım bunu derken ben de çok yıprandım psikolojik olarak. Her seferinde söyleniyor, mızmızlanıyor. Geçenlerde kuzenim evimde bir aksesuar beğendi, al senin olsun dedim, bana bir kıyamet kopardı günlerce benimle konuşmadı. Bir zamanlar da ev eşyalarına çok değer veriyordu, o konular yüzünden sürekli kavga ediyorduk. Abla beni çok seviyor, değer veriyor, bunu hissettiriyor bana ama ben çok yoruldum. Doğru düzgün bir ilişkimiz de yok. Bir sarılmayla bir öpmeyle mi sevgi olur? Her özel günümüzde ben bir şey yaparım, kendisi hiçbir şey yapmıyor. Özel anlarımızı bile yaşayamıyoruz. Beni bir gün güzel akşam yemeğine bile götürmedi. Balayına bile gitmedik. 1 buçuk sene nişanlı kaldık, bir kere bile beni görmeye gelmedi. Neymiş babamdan çekinmişmiş. Seven insan her şekilde gelir görür, öyle değil mi abla? Evime biri geldiğinde sürekli çocuk gibi surat asıyor. Annemler evime 2 defa geldi ikisinde de surat astı, ilgilenmedi bile. Annem gözü yaşlı memleketine döndü, tabii evde kıyametler koptu. Eşim çok yardımsever bir insan, yeri geliyor çoğu zaman evimin işlerini o yapıyor; çamaşırı, bulaşığı, temizliği, yemeği, bazen de beraber yapıyoruz ama ben mutsuzum abla. Eşime bir arkadaş gibi içimi açamıyorum, açtığım zamanda ya tersliyor ya da altından bir fesatlık çıkartıyor. Sürekli insanları karalaması falan ne bileyim ben bu aileye geldim, hiç hisli şeylerle karşılaşmadım. Babası da öyle sürekli insanları karalıyor, rencide ediyor, dedikodu yapıyor ve bir o kadar da çok paracı. Sanırım eşim de babasına çekmiş, dedikodusu hariç. Ben onun ailesine çok fedakârlıklar yaptım, bazı hafta sonları yemeğe çağırdım, kahvaltıya çağırdım Anneler Günü olsun, Babalar Günü olsun, doğum günleri olsun her şeylerini yaptım. Bunlar benim gözüme gözükmüyor yine olsa yine yaparım ama ben isterim ki benim eşim de aileme yapsın. 5 yıldır evliyim ne anneme ne babama hiçbir şeyini görmedim. Bunu dile de getirdim. “Ne yapabilirim, her sene memlekete gidiyorsun daha ne istiyorsun?” diyor. Ailem de soğudu zaten eşimden, ben de soğumaya başlıyorum galiba. Bazen boşansam mı diye düşünüyorum, boşansam nasıl olacak diyorum bilmiyorum. Kafam çok karışık, sanki boşanırsam daha kötü olur diye düşünüyorum, bilemiyorum abla, inan kafam çok karışık bu arada çocuğum yok bilerek çocuk yapmadık ve hatta ben bu kargaşadayken düşünmüyorum da çünkü eşim çok sorunlu bir insan, onun kendine çeki düzen vermesi lazım. Sürekli psikolojik baskıyla nereye kadar? Çocuğuma da bunları yaşatmak istemiyorum.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili kızım, yazdıklarınızda yüreği güzel, kocasını adam etmeye çalışan bir kadın gördüm. Eşler birbirlerine hep bir şeyler katar bazen kadın kocasını adam etmeye bazen de erkek karısını kadın yapmaya çalışır. Olmayanları eklemek zordur. Bir siz değilsiniz eşine bir şeyler katmaya çalışan. Karşılıklı olunca ne güzel her şey… O size, siz ona güzellik katıyorsunuz, mutlu mesut yaşıyorsunuz. Siz çabanızla mutluluğu yakalamaya çalışıyorsunuz. Umarım eşiniz de bu çabanızı görür ve kendine çeki düzen verir yoksa bu gidişatıyla siz ve evliliği ellerinden kayıp gidebilir aklınız karışmış biraz olumlu düşünerek bakarsanız eşiniz size bu kadar batmayabilir.
Aradıklarınızı bulamamış bir kadın olarak soru işaretleriyle dolusunuz, korkuyorsunuz. Ne yazık bazı erkekler kadınlar kadar düşünceli, duygu dolu, sürprizli değiller. Erkekler her zamanki gibi dümdüz “evliysem seviyorum demektir” diyerek kendilerini yormuyorlar ama şimdiki nesil farklı bir nesil bunu göz ardı etmemeliler. Onların da hayal güçleri mi yok ne? Bu büyük noksanlık; hayaller kurmamak, ufkunu aşamamak, olduğu yerde saymak. Oysa yaşam hayal ettiğiniz ve o hayalleri gerçekleştirdiğiniz zaman güzelleşir. En ufacığından bir hayal ettirelim eşinize; “Bugün karımı dışarıya yemeğe götüreyim. Onu arayıp hazır olmasını söyleyeyim. Romantik bir gece yaşayalım” dese ne güzel olurdu değil mi? Hayat birden güzelleşir. Hele o yemeğe romantik birkaç söz, birkaç dokunuş eklendi mi, her ikinizde mest olurdunuz. Zor değil, düşünmek gerekiyor ama sizin eşinizin böyle basit fantezileri yok. Bir insan kendini içine kapamışsa onun için bu ufacık şey bile zor gelebilir. Halbuki eşler birbirlerini mutlu etmek için düşünmeliler. Sadece yemek ye, yat, kalk, işe git, gel, yine yemek ye, yat, uyu... İnsan bu şekilde yaşayınca mutsuz olur. Yaşama renkler katılmalı. Eşiniz kendisini fazla geliştirememiş, sevgisiz biri; bu yazdıklarınızdan bağırıyor. Bunların yarattığı sıkıntılarla evliliğinizi ileriye taşımakta zorlanıyorsunuz. Size haksızsınız diyemem. Bunlar insana sıkıntı verebilir ama bir kadın kocasını sevmişse bunlara katlanabilir de. “Ne yapayım huysuz muysuz seviyorum” diyerek sorun etmemeye yaşadıklarını büyütmemeye çalışabilir de yani her şey kabul duyduğunuz sevgiye bağlıdır.
Ailenize ya da evinize çağırdığınız birine sevgi, ilgi alaka göstermeyen üstelik surat asan, değer vermeyen biriyle sürekli endişe içinde olmak zor iş. ‘Şimdi nasıl davranacak’ paniğinde olur insan. Siz sevgi dolu yüreğinizle misafirinize gülümsemeye çalışırken bir yandan da korkarsınız, acaba şimdi ne yapacak? Sonradan ne diyecek? Eşinizin eksik bıraktığı ilgiyi tamamlamaya çalışırken ruhen iki kat yorulursunuz. Eşinizden para istediğinizde hoş karşılamaması, söylenmesi tabii hoş değil, kadın eşinden para almayı sever, garip bir hazdır bu ve istediğinde çekinmek istemez. Eminim çalışan bir kadın olarak paranın kıymetini sizde onun kadar biliyorsunuzdur ve daha birçok şey için sıkıntı duyuyorsunuz. Kolaylayamam ama size boşanın da diyemem. Çünkü evlilikler çabayı hak eder. Kader de gayreti sever yavrum. Bana göre evlilikten hemen vazgeçilmez. Elinden geleni yapmak gerekir ancak sonra gerçekten özgür olabilir insan. Eşiniz evine bağlıysa sizi seviyorsa bazı şeyleri görmemezlikten geleceksiniz.
Evet, haklı olduğunuz sıkıntılarınız var. Cimri bir adamla yaşamak, eve misafir geldiğinde tedirgin olmak, içinizden gelip bir sevdiğinize ufacık bir hediye vermek isterken tepkiyle karşılaşmak, bunun hesabını vermek, dertleşememek, terslenmek, söylediklerinizin altında bir şeyler aranması, insanı eşinden uzağa götürmeye başlar. Yaşadığınız bu. Uzaklaşmışsınız. Kendi evinizde özgür değilsiniz, susmaya başlamış olmalısınız. İçinizdekileri söyleyemeyip geri içine tıkmak sadece onun istediği, hoşuna giden şeyleri konuşmak yeterli gelir mi? Gelmez. O zaman niye bir aradasınız? Ev arkadaşı olmak için mi? Bunlar yetmez gibi eşinizin size ruhen ve bedenen ulaşamaması ve bu konuda kafa yormaması insanı sıkıntıya sokar. Oysa erkek kadını mutlu etmeyi bilmeli Bilemiyorsa siz ona yol gösterici olabilirsiniz. Çekinmeyin o sizin eşiniz.
Evet, değişik bir adam eşiniz, sevgisini de değişik yollarla gösteriyor, kendi içinde tutuklu sanki. Fark etmenizi istediğim bir şey var, eşiniz size söylediği gibi sizi seviyor. Onun dediği gibi eminim aşıktır da. Sevgisini dolaylı yollardan anlatıyor. Bulaşık yıkaması, evi temizlemesi, yemek yapması hep sizi sevdiğinden, düşündüğünden. Yine sizi düşündüğünden ilgili olduğundan merak ettiğinden “nereye gidiyorsun, kaçta geleceksin?” bunlar sorulur, anormal bir durum değil. Abartmamalısınız siz biraz aklınıza taktığınız konularla eşinize baktığınızdan her yaptığını büyütmeye başlamışsınız. Bazı güzel hareketleri bile itici gelmeye başlamış diyebilirim. Kadınlar sevgiyi, ilgiyi dolaylı şekilde görmektense; direkt gelsin, seni seviyorum diye sarılsın, eşi ona kurlar yapsın, şımartsın ister ama herkesin sevgisini ifade edişi farklı olabiliyor. Yapı meselesi. Duygusal biri değil eşiniz. Eşinizin ailesine bakınca onlarla ilgili bana özel olarak anlattıklarınızda ekleyince sürekli insanlara eleştirisel bakan bir ailenin çocuğu olarak insanları sevmeyi, değer vermeyi değil, uzak kalmayı kendine huy edinmiş bir adam var yanınızda. Ne görmüş işitmişse kendini ona göre geliştirmiş. İnsana değil paraya mala değer vermiş. Şimdilerde zaten bütün hizmetler ve sevgiler paraya. Kimi bunu dengeli yaşıyor, kimi sizin eşiniz gibi sadece paraya değer veriyor, bunu da davranışlarıyla belli ediyor. Yani eşiniz birçok bakımdan ailesinin eseri. Siz onu değiştirebilir misiniz? Hayır, çok fazla bir değişime uğrayacağını sanmıyorum. Biraz törpülenir. Ancak onun kendisinin istemesi, bu yanlışlıklarını fark etmesiyle değişim gerçekleşebilir. Bunun yanı sıra diğer rahatsız olduğunuz; ruhen ve bedenen size ulaşamaması…Ruhen kadına ulaşmak sevgi sözcükleriyle ona yaklaşmasından, değer verdiğini gösteren ince hareketlerden, şımartmaktan, onun kadın olduğunun unutulmamasından geçiyor. Bazen çiçeklerle bazen ufak da olsa aldığı bir hediyeyle kadın düşünüldüğünü bilmek ihtiyacını duyuyor. Ruhunun gıdası biraz duygudan, biraz ince düşünceden, maddi değerlerden geçiyor. Bu da öğretilecek bir şey değil. Söylenerek yapıldı mı anlamını yitireceğinden kadın eşi düşünsün istiyor. Bu kadar ince ruhlu erkek televizyondaki yerli dizilerimizde bolca var. Gerçekte çok yok maalesef. Eşinizi nişanlıyken sizi görmeye gelmemesi aslında ele vermiş. Hangi nişanlı, nişanlısını görmeye gitmez? Yanlış burada başlamış. Nişanlılık birbirini tanıma dönemi. Az çok bir fikir sahibi olur, körü körüne bir evliliğe adım atmazdınız ama şimdi bunları konuşmak bir şeyi değiştirmeyeceğinden bugüne bakmalısınız. Bugün de yapmanız gereken eşiniz bir yol kat edecek mi ona bakın. Konuşmaktan, kendi arzularınızı dile getirmekten korkmayın, sakınmayın. İyilikle, güzellikle, anlayışla, sevgiyle, eleştirmeden arzularınızı dile getirin. Üzüm üzüme baka baka kararır derler eşiniz yıllarca ailesine baka baka bir şekil almış şimdi size baka baka farklılaşabilir de... Neden olmasın? Hayatta her şey mümkündür yeter ki sevgi olsun. Siz yüreğinize sorun orda sevgi var mı? Her şeyin evliliğiniz için güzelleşmesi dileğimdir.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR