Çok sevdiğim için benden uzaklaştı...

Merhaba Yeşim Hanım, sizi biraz yoracağım sanırım çünkü artık içimi açacağım, ağlayacağım kimsem kalmadı. Şimdiden özür diliyorum. Yaklaşık 2.5 - 3 yıllık ciddi bir ilişkim var. İlk zamanlar karşı tarafa karşı çok uzak tutuyordum kendimi, resmen soğutmaya çalışıyordum onun ilgisi varken. Sebebiyse onun o zamanlar bile gerçekten ciddi bir ilişki kızı olduğunu, evliliğe kadar gideceğini ve henüz ona layık bir ilişkiye hazır olmadığımı düşünüyordum. O ciddi ilişki yapısı bende henüz oturmamıştı ve bekledim. Bu süreçte bazen onu istemesem de, çok afedersiniz köpek gibi davransam da o yanımda oldu. Her anımda. Bir kız arkadaşım vardı. 4 yıllık dostumdu ve onu çok kıskanıyordu sürekli bana aşık olduğunu düşünüyordu ama hiç söylemezdi ben sonraları öğrendim. O kız arkadaşımla bir gün çok kötü bir olay yaşadık ve bunun sancılı süreci aylarca sürdü. Artık ben tükenmiştim. Kelimenin tam anlamıyla yaşayacak gücü ruhumda bulamıyordum bir destek istiyordum. Fakat anladım ki o destek hep ittiğim kişiydi. Şu an deli gibi aşık olduğum kızdı. Ve beni neredeyse bir hafta içinde toparlayabildi. İnanabiliyor musunuz? İçimde var olan o gücü çıkardı ve avuçlarıma koydu. Artık onun yanında olmak bana çok huzur veriyordu. İlk kez kendimi hissediyordum. İlk kez yanında saçmalayabilecek kadar rahattım. Çok sevdim. Yengeç burcuyum. Burçlara inanır mısınız bilmiyorum ama aşırı duygusalımdır ve bu dünyada benim sevdiğim kadar beni sevebilecek biri olduğunu düşünmüyorum. Ailem dışında elbette. Ama nedense bu kız için bunları hissettim ben. Yanımda olabilmek için tırnaklarıyla kazıya kazıya çabalamıştı. Ben o zamanlar üniversite 1.sınıftaydım, o ise lise son öğrencisiydi. Nihayetinde güzel bir ilişkiye adım attık. Çok ağır ilerledik ve bu beni hoşnut ediyordu. İçimize yavaş yavaş, işleye işleye ilerliyorduk çünkü. Ve ben onun yanında daha fazla olabilmek için üniversitenin ikinci senesinde okulumu dondurup, yanına, Eskişehir'e gittim. Hiç bilmediğim bir yer. Tamamen yabancısıydım ve tanıdığım tek insan oydu. Çok sıkıntı çektim. Günlerce aç kaldığım oldu. İnanın bana önemsemediğim 10 kuruşları toplayıp bir şişe su, bir ekmek almaya çalışırdım, çoğu zaman da çıkmazdı para. Bu olumsuzlukları ona olabildiğince yansıtmamaya özen gösterdim canının sıkılmasını istemedim. Bazı zamanlar artık açlıktan şekerim düşer baygınlık geçirirdim. Kalkınca olan halime ağlardım ama o arayınca aman sesim titremesin, bilmesin bu halimi yoksa geldiğime pişman olacak. Çünkü hep bana bu şehirde ayağına taş değse ben kötü hissederim çünkü benim için geldin derdi. Çok şükür işe başladım şehrin en güzel kafelerinden birinde. Aldığım para güzel bir hayat yaşatabilirdi bana. Ama ben yine aman para harcamayayım da sevgilimle beraber gezerim diye saklardım. Öyle beni gezdir, sürekli alışveriş vs. bir kız değil sakın yanlış tanımayın onu. Resmen bir anne gibiydi. Yine de kendi hayatıma da özen gösterirdim, istediğimi yiyip içebiliyordum. Bir gün bana üzerinden yıllar geçmesine rağmen ilişkiyi kestiğim kız arkadaşımla ilgili soru sordu. Nereden çıktı bu dedim ve öğrendim ki Instagram'dan kızı eklemiş ve sorular sormuş. Bunu neden yaptın diye ısrar ediyordum, benim için o an sorun oydu çünkü çok iyi giden bir ilişkimiz vardı ve bir sorun meydana getirmişti. Bunu sorduğu zaman ise benim borçlarım vardı, tehdit ediliyordum. Ailem deprem bölgesindeydi, aklım sürekli oradaydı. Borçlarımdan dolayı ayakkabı alacak param yoktu. Ailemden maddi destek istedim ve gönderdikleri para ile sevgilimi ve kendimi mutlu etmeyi tercih ettim, dedim olsun ben yine yırtık ayakkabı giyerim. Bana sorduğu şey çok eskiden, bu kızı istemiyorken, diğer arkadaşımla ilgili bir yalan söylemiştim. Ve ilişkiye başlamadan önce dediğim şey sana tek bir yalan dahi söylemeyeceğim söz veriyorum. Ve gerçekten de hiç söylemedim. Ta ki o zamana kadar. Eskilerin birden açılması beni o an çok kötü hissettirdi ve üç dört gün boyunca erteledim. En sonunda geldi ve konuştuk. Doğruyu söyleyeceğim dedim kendime. Ama ağzımdan çıkarken kelimeler çok korktum neden bilmiyorum ama yalan söyledim. İçim söylerken bile yandı. İnanmadığını gözlerinden biliyordum çünkü yalan söylemeyi becerememiştim. O konu bir şekilde kapandı ve ertesi günü beni arayarak biraz zaman istedi. Sebebi ise bu sevgimin ona ağır geldiğimi söylemesiydi. "Bir insan nasıl benim için her şeyi bırakıp gelir, nasıl hayatının merkezine koyabilir hâlâ anlamıyorum" dedi bana. Ben anlam veremedim ve sanırım ilişkiye henüz hazır olmadığını düşündüm. Yemiyor, yediriyordum. Geldiğimden beri 6 aydır aynı pantolonu giyiyordum. 1.5 yıldır aynı ayakkabıyı giymekten artık parçalanmıştı. Resmen çok sevdiğim için uzaklaşmıştı. 3 gün sonra dayanamadım. Aradım. Başka biri mi var dedim çünkü aklım almıyordu, beynim kaçış yolları arıyordu. Bana çok sert tepki verdi ve hiç beklemediğim bir şey sordu. “O anlattıkların doğru mu?” diye. Ben de üsteledim evet doğru diye. Yalan söylediğimi söyledi. Doğrusunu arkadaşımdan öğrenmişti. O an kaynar sular döküldü başımdan aşağı. Şu hayatta beni sevdiğinden emin olduğum tek kalbi kırmıştım. Ayrılmak istedi. Ben ise dik duruşlu tavrımdan ödün verip lütfen iyi düşün diye üsteledim. Senin güvenini tekrar kazanabilirim dedim. Bu süre içinde benden iki kez daha ayrılmak istedi ve en sonunda patlayıp yanında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Görünce dayanamamış olsa gerek ki bırakmadı beni, gözyaşlarımı sildi ateş dolu elleriyle. Düşünmek istedi zaman verdim. 1,5 ay. Izdırap dolu 1,5 ay geçti. Artık gözyaşlarım döndü denize. Artık bu şehirde kalmamın benim için bir anlamı kalmamıştı. Yarın gidiyorum diyerek görüşmek istedim. Halbuki haftaya gidiyordum. Neyse görüştük söyledim aslında böyle böyle diye. Kahvaltı ediyorduk. Konuşmadığımız süre içinde birkaç kere bazı nedenlerden dolayı görüşmüştük. Ve ben telefonunu kurcalamıştım. Instagram'da biyografisinde "bu beni üzer" yazan kedi ppli biriyle konuşuyordu. Fake hesaptı. Kız arkadaşlarından biri olabileceğini düşündüm ve mesaj içeriğine bakmadım. Tesadüfen başka bir gün gezerken Instagram'da onun takip ettiklerine baktım ve bir çocuğun hesabını gördüm. Biyografisinde "bu beni üzer" yazıyordu. Beynim durmuştu. Tesadüf diyip geçmeyi tercih ettim ama içim içimi yiyordu. Kahvaltı yapmadan önce konu bir yerden açıldı ve esprili bir şekilde "ben senin instagramda kimlerle konuştuğunu biliyorum" dedim gülerek. Normalde her şeyi soran meraklı kız birden "hehe" diyip sustu. Açmak istemedi. Yemeğimizi yedik ve birden sordum. "O hesap ne öyle" dedim." Hiç, bir arkadaşımın" dedi anasınıfından falan. Ben de "kim olduğunu biliyorum zaten E*** S**** diye bir çocuk değil mi? Fazlasıyla konuşuyorsunuz. Tüm konuşmalarına, telefonuna erişimim var. Beni onunla mı aldatıyorsun?" diyerek ortaya yem attım. Ve beni sert bir şekilde sarsmasını, inkar etmesini beklerken ağlamaya başladı." kafam çok karışıktı, dağıtmama yardım ediyordu, ilk başlarda normal konuştu ama sonra konuşması değişti ve ne yapacağımı bilemedim" dedi. O an içimden ya Rabbim canımı al diye dua ettim. Nasıl böyle bir şey yapardı? Ben ona zaman vermişken o nasıl başka biriyle flörtleşiyordu. Aynı saatte uyuyorlardı. Aklım çıkacaktı. Gözlerindeki pişmanlığı gördüm. Ve affetmek güçlünün intikamıdır diyerek affetmeyi seçtim. İçime attım. Fakat ona şunu söyledim. "Bazen yersiz bir şekilde soru sorabilirim bu konu hakkında çünkü içimi yemesine izin vermek istemiyorum" dedim ve o da kabul etti. Nihayetinde gündemde olan virüs meselesi de artınca şehirden ayrıldım. Ailelerin yanına geldim. Buraya gelmem biraz kötü oldu çünkü farklı düşüncelere esir oldum. Acaba beni tipim yüzünden mi terk etti? Acaba okulu dondurdum bunun geleceği olmaz diye mi? Bir neden arıyordum sorular sormaya başladım ve artık patladı: "Ben senin ne yaptıklarını yuttum. 12.sınıfımı mahvettiniz senin dertlerinle uğraşmaktan. Senin yanında kazına kazına kendime yer açtım ben" dedi. Söylediği çok ayıptı ama haklıydı. Ve ben pişman olduğumu söyledim. O konular için gerçekten büyük ızdıraplar çektim zamanında ve kendimi yeniledim. Pişmanlığımı görmesine rağmen bir anlık zaafımla bitirmek istersen bitir dedim ve tereddüt etmeden bitirmeyi seçti. Şok olmuştum. Bu kadar basit miydi onun için her şey? Şu an aramız berbat. Yine kalması için ısrar ettim. Her şeye “bilmiyorum” diyor. O kadar ilgisiz ki. Sadece unutmak istiyor. Kalbinde bana ufak bir sevgi hariç hiçbir şey kalmamış. Lütfen yardım edin bize. Artık kalbim ikinci bir hayal kırıklığını yaşamak istemiyor. Dayanamaz. Başkasını sevebileceğimi düşünmüyorum. O benim için doğru kişi. Sanırım. Öyle hissediyorum, öyle düşünmek istiyorum. Ne olursunuz yardım edin, düşüncelerimi açacağım kimsem kalmadı.


Yeşim Tijen'in cevabı:

“Ne kadar seviyorsun dersen o kadar işte, tavanı kadar sokağın, dibi kadar cehennemin” demiş Nazım Hikmet. Siz de öyle sevmişsiniz yavrum. Bu nasıl sevmek böyle? Ferhat gibi Mecnun gibi sevmek sizinki. Bu çağda pek de sık görülmeyen bir sevgi. Şanslı bir sevgiliniz varmış. Bugün yeterince anlayamadığı sevginizi yarın çok iyi anlayacak ve Tüh nasıl kaçırdım beni böyle seven birini diyecek bu genç kız, benden söylemesi.


Sevmeniz güzel de bu kadar abartmanız kötü olmuş. Kendinizden vazgeçmişsiniz. Fazla ödün vermişsiniz. Aciz bir profiliniz olmuş. Benim tanıdığım kadın milleti güçlü duran erkekleri sever, o güce saygı duyar, yoksa onu adam yerine koymaz. Gözünden düşer. Sizin için aklı giden sonra değişen sevgiliniz gibi. Siz onun o eski sevdiği genç olmaktan çıkmış, ona esir olmuşsunuz. Dolayısıyla sizin bu haliniz onu sizden uzaklaştırmış. Hani dedim ya kadın milleti güçlü duran erkeği sever diye; bu genç kız o kadın milletinin genç versiyonu. Sizi bu halinizle kendine yakıştırmamış. Kısacası kendinize çok yanlış yapmışsınız. Tabi ki sevmekte fedakarlıklar olur, olmalı ama bu boyutta değil. Bu kadar kendini hiçe sayarak olmamalı fedakarlıklar. Şimdi sizde artık fark etmiş olmalısınız. Kendinize tipimden mi acaba diye sormuşsunuz; erkeğin fiziği belki ilk anda önemli olabilir. O ilk andan sonrasında karakteriyle, kendine olan güveniyle, dik duruşuyla o tip öyle güzelleşir ki tahmin bile edemezsiniz. O nedenle tiple alakası yoktur, o tipin içindeki akılla ilgisi vardır. Evet sonunda ne yazık ki ilişkiniz bitmiş. Kusura bakmayın ama iyi olmuş, kendinizi bir kız için hiç fark etmeden ziyan edecektiniz. Aileniz size kızmadı mı? “Ne yapıyorsun, niye okulu bıraktın oğlum aklını başına topla!” demediler mi? Demişlerdir de aşk işte, gözünüz bir şey görmemiş. Olanlar olmuş sonunda. Sizin bu fedakarlıklarınızı takdir edememiş sevgiliniz. Genç tabi. Günümüzde bir erkekten beklentiler büyük. Büyükten öte bir yerde. Siz kendinizi kaybettiğinizden onda küçük kaldınız. Onu ise o kadar büyütmüşsünüz ki bu genç kız, seven her genç kız gibi sevmiş. Sevgisini kendinize yakıştıramadınız mı da yaptıklarınızı bu kadar abarttınız? Sonuca bakarsak sizden başkasıyla bir ilişki içine girmiş.


“Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, şiirler yazdın. Peki, o ne yaptı? Deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.” demiş yine Nazım Hikmet. Herkes kendine yakışanı yapar demiş ya büyük usta, bazen de tecrübesizlikten yanlışlar yapılır yavrum. Zamana bırakmak lazım yaşananları. Bir başkasıyla ilişki içinde olmasına gelince bildiğiniz halde affetmenizi büyüklük olarak ifade etmişsiniz. Büyüklük değil yavrum, kalbinizdeki sevginin size yaşattığı çaresizlik. Bunu bu şekilde hoş görmemeliydiniz. Siz bu halinizde olmaya devam ettikçe o genç kızın kalbinde biten bir duygu yeniden yeşermez. Ne zaman yeşerebilir? Onun aklı olgunlaşınca sizin kendinizden vazgeçmeyi bırakıp kendinizi yaşamda yeniden var etmeye başladığınızda ama o zaman siz aynı duygular içinde olur musunuz orası meçhul. Aklınızla hareket etmeye başlayınca siz de aynı genç olarak kalmayacaksınız. Şunu görün; yaşadıklarınız aklınızı devre dışı bırakmanızdan, kendinizi her yönden pasifize etmenizden kaynaklandı. Bir an önce aklınızı başınıza toplayın olur mu? Sizden bunu bekliyorum. Siz normale döndükçe bütün bu yaşadıklarınızın ne kadar gereksiz olduğunu göreceksiniz. Uykudan uyanır gibi yaaa ben neler yapmışım diyeceksiniz.


Size tavsiyem ailenize dönün. Kimse zamanından önce ailesinden uzaklaşmamalı. Bunun yanı sıra eğitim hayatınıza kaldığınız yerden süratle devam edin. Geriye hiç bakmayın. Ne ona yazın, ne telefonla sesini duymak için arayın, ne sosyal medyadan takip edin. El mi yaman Bey mi yaman! Sevgilinize ilgisizliğinizi gösterin. Kendi arar sorarsa bir arkadaş gibi davranın, duygularınıza sahip çıkın. Aaaa aradı, diye sevinmeyin. Normal bir arkadaş gibi davranın ararsa. Unutmayın yavrum; kendinizi değerli kılacak olan sizsiniz. Herkese hak ettiği kadar değer verin. Hak ettiğinden fazlasını verirseniz siz değersizleşirsiniz. Ve ben biliyorumki siz aklınızı kullanmaya başlayarak hem kendinizi hem hayatınızı değerli kılacak güçte ve yürekte bir gençsiniz. Size güveniyorum yavrum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Babamla annem sürekli kavga ediyolar onları nasıl baeıştırabilirim
    CEVAPLA
  • Misafir Yengeç burcu malesef sevince böyle seviyor.kendini feda ediyor
    CEVAPLA
  • Misafir Bir abi tavsiyesi önce okulunu bitir meslek sahibi ol erkek adama bu yakışır
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.