Onu orada tek bırakmak istemiyorum

Yeşim abla merhaba; yaklaşık 5 yıldır bir ilişkim var, aslında varlık ve yokluk arasında diyebilirim. Bir buçuk yıl dışarda görüştük sonra kendisi hapishaneye girdi. Açıkçası ne zaman çıkar belli de değil. Sevgi olarak ikimiz de çok seviyoruz birbirimizi ama ben hep ona karşı bir güven sıkıntısı yaşıyorum. Ben onu bekliyorum ama “O beni bekler mi?” sorusuna cevap bulamıyorum. Kendisi 30 yaşında, ben 26 ve sürekli ailem artık evlilik yaşımın geçtiğini, evde kaldığımı söylüyor. Ben ise onu bekliyorum. Bıraksam vicdanım ayrı kalbim ayrı dayanmaz. Ona karşı kendimi rahat anlatamıyorum, aslında fırsatımız da yok arada 10 dakika bir telefon görüşmesi var. Ben kendimden çok fedakarlıklar yaptım hala da yapıyorum. Geçenlerde ayrılalım dedim, tamam dedi. Sonrasında ben tekrar konuşup düzelecek umuduyla beni aramasını bekledim. Tam 3 hafta beni aramadı, yani acısını benden uzaklaşarak yaşıyormuş. Ben ise kırıldım ona, ailemin istememesine karşı onunla tekrar birlikte olalım derken o beni aramadı abla, insan çok değer verince daha çok kırılıyormuş. Şimdi konuşuyoruz ama eskisi gibi değil. Bir yanım ayrıl diyor ama olmuyor onu orada tek bırakmak da istemiyorum. Ona karşı hep bir beklentim var ama sonu hep hayal kırıklığı oluyor. Benim gibi duygularını dışa vurmuyor, içinde yaşıyor. Ben artık ne yapayım bilmiyorum seviyorum ama mutlu değilim artık kırıldım hem de çok... Bir insana nasıl güvenmemiz gerek? İlla yakın mı olmamız lazım? İçimde eskisi gibi olmayan bir sürü duygu var artık. Ve ailemin baskıları; çevremde herkes beklemememi ve artık biriyle yuva kurmamı istiyorlar ama evleneceğimiz adamı pazardan bakıp alamıyoruz ki! Kendimi ne kadar ifade ettim bilmiyorum ama sizden birkaç kelime de olsa bana iyi geleceğini düşünüyorum. Yazılarınızı hep takip ediyorum. Teşekkür ederim şimdiden.


Yeşim Tijen'in cevabı:

Merhaba sevgili okurlarım, bayramın ikinci karantinanın üçüncü gününde yazımı hazırlıyorum. Yayınlandığında bayram bitmiş olacak, hepinize İYİ BAYRAMLAR diliyorum! İlk defa şeker bayramını şeker tadında geçiremedik. Ne tadındaydı onu da anlamadık ama olsun. Hayatta her şey var. Sevdiklerine uzaktan bakmak da var, sesini duyabildiğine şükredip avunmaya çalışmakta var. Zaten biz dayanıklı bir milletiz, sesimizi çıkarmadan her şeye katlanırız. Bugünlerden geçerken şükürkâr bir millet olarak sağlık olsun, yeter ki sağlımız yerinde olsun diyoruz. O korumaya çalıştığımız sağlığın psikolojimizle çok etkili olduğunu düşünmeden, hayatı eve sığdırmaya çalışırken dışarda yeni normal dedikleri anormal hayata tuhaf tuhaf bakıp arada da olsa bu tuhaf anormali dışarı çıkıp bir yaşayıp tat alamazken sağlığımızı sağlıksız bir ruh halinde yeni anormal hayatımızdan korumaya çalışıyoruz. Hayatta her şey var evet, ama en çok da “ya sabır…” var.


Hayatta her şey var dedim ya sevgili kızım, bazen insanın aklına gelmeyen şeyler başına gelebilir. İstemediğin ot burnunda biter denir ya aynen o misal, bir bakarsınız asker yolu bekleyeceğinize mapus yolu beklersiniz. Mapus yolu beklemek zor, orada yaşamaksa zorun ötesi bir kabus olmalı. Bu hayatı zorla eve sığdırdığımız üç ayda çok kez hapiste yatanları düşündüm. Allah yardım etsin dedim. Biz konforlu evlerimizde hayatımızı eve sığdırmaya zorlanırken onca sene hapis cezası alanlar nasıl dayanıyorlar insanın aklı almıyor. Size bu karşılıklı bekleyişiniz için sabır diliyorum. Sevgili olup sevdiğiniz insanın hapise girmiş olması bu durumu yaşayan için bir travma. Atlatması, kabullenmesi ve ne yapacağına karar vermesi zaman ister. Birçok cephede mücadele içinde olursunuz. Bu kişi sevgiliniz, evlenmeyi düşündüğünüz kişi olunca aileye bu durumu kabul ettirmesi de zorlaşır. Sebeplerini siz muhakkak biliyorsunuz. Çıkacağı tarihi bilmiyorsunuz, henüz dava sonuçlanmamış olmalı. Burası da sizin için ayrı bilmece, insanın geleceğiyle ile ilgili hayaller kuramaması, umutlar besleyememesi, yaşadığı bugünü sıkıntıya sokar. Buna rağmen birini sevmişseniz, onun da sizi sevdiğine inanıyorsanız bu ilişkiyi hapise girdi diye bitiremezsiniz. Bitiremiyorsunuz da. Vicdanınız ve sevginiz buna izin vermiyor. Ona gelirsek, siz bitirdiğinizde sizi aramaması, sizi bu ilişkiye mahkum etmek istememesinden kaynaklıdır. Kim olsa aynı şekilde davranır. O hapiste siz dışardasınız, size ümit verecek bir durumda değil. Daha kaç yıl yatacağı belli değil. Ne diyebilir ki size? Bütün bu bildiklerinize ve bilmediklerinize rağmen sevmişseniz o sevgiye karşı bir borç var, o da elinizden geleni yapmak için gayret etmek. Yoksa kendinize geride bir keşke bırakırsınız “Keşke bekleseydim” demek insanın canını yakar ve eğer mutsuz da bir evlilik yapmış olursanız bu keşke içinizde hiç bitmez. Hem kendinize hem kaderinize küser, söylenir durursunuz. O yüzden insan elinden geleni yapabildiğince yapmalıdır. Bu zaman zarfında hayatta boş duracak sanmayın, dışarda hayat sizin için devam edecek ve sizi yönlendirecektir. Yolunuz ya onu bekleyerek geçecektir ya da günün birinde bu kişiyle ilgili ümitleriniz kalmayınca başka yöne yönlendirecektir. Bunun için çok çok yıllara gerek yok yavrum. Zaman her şeyi insanın önüne serer. Siz de seçeceğiniz yoldan yürürsünüz. Yani hayat insanı bir seçim yapma noktasına getirir elinizden geleni yapmanın huzuruyla ama önce siz size yakışanı yapın bekleyin derim. Diğer konu ailenizin sizi evde kaldın diyerek bunaltması. Çok tuhaf, aileniz herhalde bu kişiyi istemediğinden olsa gerek. Yoksa 26 yaşında kimse evde kalmış olmuyor 2020’deyiz yavrum. Artık lise bitince evlenilmiyor. Üniversite bitiyor, üniversitede biri ile anlaşan evleniyor, anlaşamayan işe giriyor. Kariyer falan derken evleneyim, evde kalacağım kaygısı duyulmuyor. 30 yaşında, hatta otuz küsürde bile evlenilebiliyor. Bu bir tercih meselesi yavrum.


Söylenen sözlere canınızı hiç sıkmayın, artık duygularınızla değil aklınızla hareket etmeyi öğrenmeye başlamalısınız. Mantığınızın kabul etmediği hiçbir şeyi duygularınıza kapılıp ne kabul edin ne de üzülün. Sona gelirken, bekleyişinizi kolaylaştırmak ve rahatlamak için kendi hayallerinizden vazgeçmeyin. Hayat size yönünüzü gösterene kadar kendi hayatınızla ilgili hedeflerinize odaklanarak, hayatınızı güzelleştirip o hayallerin peşinden giderken yaşamınızı yaşanır kılın yavrum. Güzel yüreğiniz gibi güzel bir hayat diliyorum...


Sevgiler sevgili okurlarıma...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.