Sevdim mi, bırakamıyorum...
Merhabalar Yeşim Hanım,
İnternet sitenizde ki yazılarınızı okudum ayrılık üzerine olan ve bir türlü kendimi ikna edemedim bir konuda ve yardımınıza ihtiyacım var. Öncelikle benim yaklaşık 4 aylık bir ilişkim var. Sürekli beraberdik bütün gün konuşuyorduk. Her şeyimiz aynıydı. Zaten tesadüfler üzerine tanıştık. İkimizin yaşadığı olayların çoğu ortak yöndeydi. Tamamen tesadüftü yani her şeyimiz. Her şey çok iyi gidiyordu arada ufak kavgalar, tartışmalar oluyordu ama yine de bir şekilde çözüp yolumuza devam ediyorduk. O korktuğum günde geldi çattı, ayrılık günü. Kız arkadaşımla ortak olan yönlerimizden biri daha birbirimizin varlığından bile haberdar değilken aynı gün aynı saatte intihar etmiş olmamızdı. İkimizin de yaşantısında yolunda gitmeyen bir şeyler varmış. Bunları sonradan konuştuk. Aynı gün aynı hastane aynı şeyler aynı durumlar her şey aynı resmen ruh ikizi derler ya onun gibiydi. Ben çok duygusal bir insanım, sevdim mi bırakamıyorum her şeyim onunla olsun istiyorum. Her saniye hayaller kuruyorum. Bir türlü bırakamıyorum bu huyumu pek çok psikoloğa gittim, onlarca ilaç aldım, kaç tane yaşam koçu tuttum ama kendimin bir türlü bu yönünü aşamadım. Asıl mesele kız arkadaşım benim aksime aşık olmaktan ve bağlanmaktan korkuyor, beni üzeceğinden korkuyor ama beni yarı yolda bırakmaktan korkmuyor ve bunu da bugün fark etmiş oldum. Ne kadar umursamaz olduğunu göstermeye çalışsa da aslında öyle değil artık bir insanı tanıdıktan sonra içini çok kolay öğrenebiliyorum. İlişkide benim hiçbir hatam yok onu sevmek dışında... Ama kendisi artık başka denizlere yelken açmak istiyor ve beni ise denizin kenarından alıp okyanusun önüne atıveriyor hiç düşünmeden. İnanın ki ben bundan çok yoruldum. Ne kadar kitap okumuş olsam bile, ne kadar bilgi sahibi olsam bile, beni bundan kurtarmaya yetmiyor ya da ben yetemiyorum. Ben ona karşı hislerimi çok açık bir şekilde ifade edebiliyorum. Ettim de aslında birçok defa ve bugün yine tekrardan ettim hem de sonuna kadar beni bırakmaması için bir sürü şey söyledim, ikna ettim. Ama şu an sadece sanki sırf ben üzülmeyeyim diye beni hayatında tuttuğunu görebiliyorum bunu fark ediyorum. Sizden tek arzum yalnızca şudur bana yol gösterin lütfen ne yapmam gerektiğini bllmiyorum belki de karşısına geçip bir konuşma yapmam gerekiyor ama bilmiyorum ne konuşacağımı... Belki de gerçekten bitmesi gerekiyor ama inanın ki ne halim var ne de sevdiğim birini kaybedecek mecalim var.
Sitenizdeki yazıların neredeyse çoğunu okudum ama bir türlü dediğim gibi düzeltemiyorum kendimi. Evet 18 yaşındayım yani daha ne kadar açılabilirim bilmiyorum her şeyi anlattım zaten ama şu anda da hala devam ediyor. Ben karşımdaki insanın olgun davranışları olduğunu düşünüyordum ilk başlarda ama öyle değilmiş. Zaman buldukça küsmeye, kavga etmeye çalışıyor benimle. Sürekli bir soğukluk bir tavır, bir trip kendisi beni o kadar çok üzüyor ki yine özür dileyen ben oluyorum ama bir şey diyemiyorum neden böyle yapıyorsun desem atar yapıyor ama ben çok çok çok ufak bir hata yapsam ya da yapmasam bile o illa ki bir yolunu bulup beni hatalı gösterip ayrılma ve küsme bahanesi yaratıyor. Keşke artık buna bir son versem de çıkıp gitse hayatımdan ama yapamıyorum belki gerçekten bende de hata vardır bilmiyorum ama ben kendimi her konuda eleştiriyorum zaten bu ilişki içinde elimden geleni yapıyorum ama yine yaranamıyorum.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Zerdali ağacı
Havalar güzel gidiyor
Sen de çiçek açtın erkenden
Küçük zerdali ağacım,
AKLIN ERMEDEN .
Bak kurt gibi kalın yapılı
Görmüş geçirmiş ağaçlara
Küçük zerdali ağacım,
PİŞMAN OLURSUN SONRA.
Şimdi okşar da hafif hafif
Bir gün yerden yere çalar rüzgâr
Küçük zerdali ağacım,
Bakma güzel gitsin havalar.
Sallansın dalların çocuklar gibi
Bakma güneş ısıtsın varsın
Küçük zerdali ağacım,
SONRA DONARSIN
Zemheride bahar mı olur
Akşamları seyret anlarsın
Sakın erkenden çiçek açma
KÜÇÜK ZERDALİ AĞACIM.
- Cahit Külebi
Sevgili oğlum, o kadar gençsiniz ki henüz birçok konuda aklınızın ermediği bir yaşamda kendinizle boğuşuyorsunuz. Hayat sizi küçük bir zerdali ağacıyken yerden yere çalmaya başlamış. Birçok şeyin anlamını bilmiş çözmüş olsaydınız zaten bu yaşadıklarınızı yaşamazdınız. Kurt gibi kalın yapılı ağaçlara bak diyor ya şair siz de etrafınıza bir bakın yaşamak için verilen mücadeleleri bir görün en ince yapılı insandan en iri yapılı olanda olan ne derseniz? Yaşamın sorumluluğu yoksa siz de ilerde küçük zerdali ağacı gibi pişman olacaksınız. Yaşamak varken ölümü düşünmeyin bir daha insan ölümden başka her şeyi ruhuyla aklıyla alt edebilir sevgili yavrum. Allah öyle kuvvetli yaratmış bizleri Onun içinde iyileşmeyi siz gerçekten istemeli kendinizi idare etmeyi öğrenmeye başlamalısınız. Yoksa istediğiniz kadar doktora gidin bir faydası olmayacaktır. Güç sadece sizde doktorlar tabii ki faydalı ama bir yere kadar. Gücünüzün muhakkak farkına varmalısınız zaten sorun burada siz kendi gücünüzün farkında değilsiniz. Kendinizle karşılaşmaktan yaşamınızdaki sorun ettiklerinizle savaşmaktansa ölüme sığınıyorsunuz. Hayat bizlere gülüp eğlenelim diye verilmedi kendimizi yaşamımızı aklımızla ruhumuzla mücadeleyle önce kendimizi dolayısıyla yaşamımızı kazanalım diye verildi. Özünde mücadele sabır emek çaba azim var siz bunlardan kaçarak ne kendi hayatınızda ne bir başkasın hayatında varlık gösteremezsiniz. Sizin diğer insanlardan daha mı güçsüzsünüz? Hayır kendini henüz tanımamış fazla her dediği yapılmış özgür bırakılmış sorumluluk yeterince verilmemiş bir genç gibi gözüküyorsunuz. Yoksa insan 18 yaşında niye intihar etsin?İntiharın dinamiğinde birçok neden olabilir ama intihar etmemek için olması gerekenler kişisel yeterliliğin arttırılması duyguları yönetebilmenin öğrenilmesi karar verme yeteneğinin kazanılması sosyal becerilerin arttırılmasıyla aşılabilecek durumdur. Siz hiç etrafınıza bakmıyor musunuz gencinden yaşlısına bir gün daha fazla yaşamak için kendilerine sağlıklarına nasıl özen gösteriyor. Yaşamın güzelliğini niye göremiyorsunuz? Anneniz olsaydım size kendine ne yapıyorsun sen bu değilsin güçlüsün o gücünü gör çıkart ortaya SAKIN DÜŞÜNCELERİNE YENİLME derdim. Bir anne olarak yazdıklarınıza üzüldüm. Ben bir yabancı olarak kabul edemedim ailenizi düşünemiyorum etkilendiğim sevgilinizden ayrılmanız değil. Ayrılıkların acısı yaşadığınız acıya mantıkla bakar kendinizi yönetmeyi bilirseniz eninde sonunda geçer etkilendiğim intihar etmeniz oldu. Bunu yapmaya hakkınız yok. Bir anne babaya bu acılar yaşatılmamalı. Emeklerinin sevgilerinin karşılığını dimdik durarak eğitiminize önem verrek kendinize ilerisi için hedefler koyarak o hedeflere odaklanarak onlara gösterebilirdiniz. Yazık hem ailenize hem size o gençliğinize. Nelerle meşgul olacağınız yaşta hiç olmaması gereken sorunlarla uğraşıyorsunuz. Şimdi de sanırım sevgilinizin sizden ayrılmasını sorun ediyorsunuz. 18 yaşında kimse kimseye zaten fazla bağlanmamalı büyüyorsunuz. Büyüyen herkes gibi akıl ve duygu olarak değişime uğrayacaksınız. Birine güzel duygular besleyebilirsiniz onu zorla hayatınızda tutamazsınız sevgiliniz için ruh ikiziyiz demişsiniz. Bana göre aynı olduğunuz tek şey ikinizin de intiharı çözüm olarak görmesi olmuş. Ne o kendini yeterince tanıyacak kadar büyük ne de siz 18 yaşında biri kendini henüz hiç tanımıyordur. Kendini tanımaya çalışmamış biri olarak ben birine bağlanınca ayrılamıyorum onsuz yapamıyorum demişsiniz. Böyle bir dünya yok. Hayatın içinde acıda mutlulukta var. Mutluluğu nasıl hayatınıza kabul ediyorsanız acıyı da kabul edecek. Acıyla baş etmeyi o acıyı içinizde gün be gün bitirmeyi öğreneceksiniz. Nasıl bitireceksiniz? Zihninizi yöneterek kendinize meşguliyetler edinerek spor sanat ya da becerilerinizi arttıracak meşguliyetlerle uğraşarak daha çok arkadaşlarınızla bir arada olarak yaşamış olduğunuz ayrılığı aklınızdan mümkün mertebe uzak tutmaya çalışarak unutma yolunda adımlar atabilirsiniz. Hayatınıza yaşamınızın sorumluluğunu alarak anlam katmalısınız. Bu saydıklarım olmazsa kendinizi işe yarar hissetmezsiniz o yüzden yaşamınızı anlamlandırmaya çalışarak ruhunuzu güçlendirmelisiniz. Herkes yaşadıklarıyla baş etmeyi nasıl öğreniyorsa siz de öğreneceksiniz. Bir yerden başlamak zorundasınız. Bu yaşam sizinse onun sorumluluğunu almaktan intihar ederek kaçmak gibi bir tercihiniz olamaz. Bir daha SAKIN duymayayım. Yaşamlarımız sorumluluklarımızı taşıyabildiğimizde anlam kazanmaya başlar. Yoksa hiçbir anlamı olmaz.
Ve şunu belirtmeliyim biri sizi istemiyorsa elinizden geleni yaptıysanız zorla bir beraberlik yaşamak sizi mutlu edebilecek mi? Siz de biliyorsunuz mutlu etmeyecek nitekim mutlu değilsiniz. Bırakın giden gitsin değil mi? Hadi o zaman benim küçük zerdali ağacı oğlum artık büyüme olgunlaşmaya başlama zamanı gelmiş. İnsan yaşadıklarıyla olgunlaşmaya başlar. Gün gelir zemheri yaşar gün gelir baharı yaşar. Yeter ki ruhumuzda zemheri demir atmasın. Bütün her şey geldiği gibi geçer gider. SİZE YAŞADIKLARINIZ KARŞISINDA DİMDİK AYAKTA DURMAK DÜŞER.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR