Kızım için endişeliyim
Merhaba Yeşim Hanım, kızım 38, eşi 47 yaşında. 5-6 yıl önce evlendiler. Öncesinde birkaç sene beraberlikleri de var. Her ikisinin de ikinci evliliği ve her ikisi de ilk eşlerinden olan çocuklarını ayrıldıkları eşlerinde bıraktı. Şimdi ortak çocukları da oldu. Benim derdim kızımla, eşiyle mutlu olduğunu söylese de olmadığını biliyorum. Korktuğu için ondan kurtulamadığını düşünüyorum, bizlerden uzak tutuyor, tehdit ediyor. Bana gelmek isterse çocuğu bırak öyle git diyormuş. Benim derdim sadece kızımı o adamın elinden almak ama hiçbir şey yapamıyorum. Tehlikeli insan, ailesi de kendi de normal düşünen insan değiller. Geçmişini de araştırdım evlenmeden önce ama kızım bana inanmadı, gitti evlendi. Benim haberim olmadan evlendi. Bir süre görüşmedik, bir buçuk sene sonra çok özlediğini söyleyerek kızım kapıma geldi, ben de affettim ama kızımı benden soğuttu adam çünkü hiç istemediğimi, kabullenmediğimi biliyordu. Ben kızım için endişeliyim. Belki de tehdit ederek evlendi bilmiyorum. Bana ne yapmam gerektiğini söyleyin, şikâyet edemem kızıma bir şey yapar diye korkuyorum. Allah korkusu olan bir anneyim, dua etmekten başka bir şey yapamıyorum yardım edin bana...
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlarım, bugün yine dertliyiz. Geçen cuma derdimiz bize göre komikti ama bugünkü sorun bayağı bir dert yani. Anneler çocuklarının her halini bildiğinden mutlu mu mutsuz mu, bir sorunla mı boğuşuyor, yüreğinde mutluluktan kelebekler mi uçuşuyor çocuklarına baktıkları gibi hatta telefondaki ses tonundan ne kadar gizlenmeye çalışılsa da anlarlar çünkü çocukları annelerin uzmanlık alanıdır. Bu nedenle size yanılıyorsunuzdur demeyeceğim. Eminim haklısınızdır. Anneler evlatlarının böyle süregelen bir sıkıntıları olduğunu seziyorlarsa onlardan uzak durmak yerine onları gözlemlemek, gerçeği anlamak adına daha sık evlerine gitmeli, daha çok bir arada olmaya çalışmalıdırlar. Siz sanıyorum bu konuda biraz yetersiz kalmışsınız. Kızınız sizden izinsiz tasvip etmediğiniz biriyle evlenmiş ve anne çok özledim diyerek bir buçuk sene sonra gelmese kızınızı belki daha görmeyecektiniz. Kızınızın sorunlu bir evliliği olduğunu bildiğiniz halde onun bebeğine de bakmayarak ki tabii böyle bir hakkınız var herkes torununa bakacak diye bir şey yok ama kızınız mutsuz bunu görüyorsanız, eşinden yana endişeliyseniz onu yaşamdan/işinden tamamen koparmamak adına zorlansanız da sağlık sorunuz yoksa o bebeğe bakamam dememeliydiniz diye düşünüyorum. Çünkü çalışma hayatı kadının gücüdür. Biraz bencillik etmiş gibi gözüküyorsunuz sevgili okurum. Sizi anlıyorum, geçen yılların yorgunusunuz, eşinizi kaybedeli uzun yıllar olmuş ama annelik hep fedakârlık istiyor. Biraz daha gayret diyeceğim.
Diğer yandan 38 yaşındaki kadın, doğruyu yanlışı artık bilen kadındır. Bir sorun yaşanıyorsa yaşayan kişi olarak çözüm yine onun kendisindedir. Eşi ve ailesi sizin dediğiniz gibi ona korku salıyorlarsa bu onların da korktukları bir şey olduğu anlamına gelir diye düşünüyorum. Böyle bir durumu hisseden biri olarak sizin yapacağınız şey susmak değildir. Kızınıza bir süre sık sık siz de ağabeyleri de ziyarete gitmeli, onu gözlemlemelisiniz. Sonrasında hala aynı endişeleri taşıyorsanız tabii ki açık açık konuşmalısınız. Susarsanız ancak endişelenir, kendi kendinizi yersiniz ama bir sorun gerçekten varsa ki kocası kızınıza annene giderken çocuğunu bırak öyle git diyorsa, kızınız hep mutsuzsa, gözleri kan çanağıysa, yaşlıysa dediğiniz gibi, bu 8 aylık bebeği olan bir kadının uykusuz gecelerinin eseri de olabilir, başka bir şey de olabilir. Bebeğin size getirilmemesi konusu bebeğe bakmayı reddetmenizden de olabilir. Kızınızın kocasının size olan sevgisizliğinden dolayı bir durum da olabilir. Bunları ancak kızınıza yakın olarak öğrenebilirsiniz. Şayet dediklerinizde haklıysanız kızınız şimdi kendim ettim kendim buldum duygusu içindedir. Kızınızın duygu durumları, eşinden yana korkuları haricinde siz ailesine karşı mahcubiyetini de unutmamalısınız. Bunlar kişinin özgürce konuşmasını hep engeller.
Kızınızın yanlışları sadece ikinci evliliği değil, ilk evliliğinden olan çocuğunu babasında bırakmış olması da yanlışlarından biridir. Nedenleri ne olursa olsun kızınızın bu tutumu bir anneye benim bakış açıma göre hiç yakışmamış. Tabii ki babalarda çocuklarına iyi bakar, ellerinden geleni yapmaya çalışır ama çocukların babadan önce annesin yanında büyümesi doğru olandır. İkinci evlilik zor bir karardır çünkü birinciden ağzı yanmış, çocukları olmuş, artık düşünmesi gereken bir de çocuğu olmuştur. Sanırım kızınız bu evliliği gerçekleştirirken ne geriyi ne ileriyi düşünmüş çünkü kimse otuz sekiz yaşındaki kadını zorla evliliğe ikna edemez. Bu bir hataysa kızınızın kendi hatasıdır. Kimse o yaşlarda zorla evlenmez, ikinci evliliği de sizin dediğiniz gibi sorunluysa tekrar ayrılmaya korkabilir. İkinci evliliği de kötü bitti diye anılmak istemeyebilir. El âlem ne der fobisi için de böyle bir adım atmaya utanabilir. Bunlar hep susmasının nedenlerindendir. Bunun haricinde yalnız kalmak korkusu kadın için ekstra ürkütücü duygu olarak başuçlarında onları beklemektedir. Üçüncü bir evlilik fikrindense bunu çekeyim diye düşünebilir. Çünkü ilk eşinden aldattı diye ayrılmış. Eğer her aldatılan ayrılsaydı şimdi evli çift kalmazdı. Böyle durumlarda hayatındaki artılara eksilere bakmalı hala sevgi duyuyorsa gururuna yenilmemelidir kişiler. Olanlar olmuş, yaşananlar kızınıza acı tecrübe. Onun ihtiyacı olan ümit, siz ve ağabeyleri ona bu ümidi varlıklarınızla ‘yanındayız’ı hissettirerek aşılayacaksınız. Bakın o zaman cesareti nasıl korkularını alt edecek zaman içinde siz de göreceksiniz. Çünkü cesaret Mevlana’nın bu sözünde dediği gibi ümitle oluşur.
“Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun; tek kanatla uçulmaz zaten.” (Hz. Mevlana)
Her şeyin güzel gelişmesi dileğiyle,
Sevgiler sevgili okurlarım...
YORUMLAR