Ne yapıp tekrar onun sevgisini kazanabilirim?
Merhaba Yeşim Hanım, ben ilkokul aşkımla karşılaştım. Belki de tam 15 sene sonunda bir iş yeri açtım ansızın bir gece babasıyla karşılaştım ve kızının iş aradığını söyledi bizim de çalışacak birine ihtiyacımız olduğunu söyledim ve ertesi gün gelmesini bekledim. Ertesi gün oldu ve beklediğimiz kişi geldi ve karşımda gördüğüm kişi ilk aşkımdı ne yapacağımı şaşırmıştım falan derken işe alma kararı verdim ve ne olacağını az çok tahmin edebiliyordum ve tahmin ettiğim oldu. Kendime kabul ettiremiyordum, onu çok seviyordum ve ona açılma kararı verdim. Size anlattığım gibi her şeyi anlattım ona ve o da bana karşı boş olmadığını söyledi. Daha önceden sevgilisinin olup olmadığını sormuştum ona ve bana olmadığını söyledi ancak 2 gün ona zaman vermemi istedi. Ben de ertesi gün telefonuna bir mesaj geldiğini gördüm ve mesaja baktım mesajda “Aşkım başım çok ağrıyor” yazıyordu ve ben bunu görünce bir an elim ayağım boşaldı. Bana yalan söylediğini düşünmeye başladım ve ne yapacağımı şaşırdım. O anladı zaten hemen ne olduğunu sordu bana ve bir şey söylemedim ona ilk başta ama olanları ona anlattım sonradan. Bana tek dediği şu oldu: “Seni kaybetmekten korktum ve bunun karşısında bir şey söyleyemedim.” Benden ne istediğini sordum “Bana 2 gün zaman vermelisin” dedi. O çocuktan ayrılacağını ve onu sevmediğini söyledi. Ben de buna karşı çıktım, engel olmak istemediğimi söyledim ama o “Ben de sana karşı boş değilim tek taraflı bir şey yaşamıyorsun” dedi ben de bu şekilde kabullendim ve kararımı verdim. Bu kızı seviyordum, her şekilde istiyordum… Aradan 1 gün geçti her şey normaldi beni çok sevdiğini, bana dokunmak istediğini ve bunun hoşuna gittiğini, benim ona sarılmamın, onu öpmemin onu mutlu ettiğini söyledi. Ben o kadar mutluydum ki vazgeçemiyordum ondan hiçbir türlü ama bazı şeyleri hoşuma gitmiyordu… Bunları ona söylediğim zaman “Beni sıkma, benim hayatıma karışma” demeye başladı. Toplasanız 3 gün sürmedi bu ilişki ama ben hala seviyorum onu. O benden sanki bir anda soğudu gibi ama ben ondan soğuyamıyorum hala… Onu kafamdan çıkaramıyorum, ne yapmalıyım sizce? Lütfen bana akıl verin. Ben sadece yanlış yaptığı şeyleri söylüyorum mesela bana sormadan erkek arkadaşlarıyla beraber içmeye gitmek gibi… Bana uygun olmayan şekilde yaşıyor aslında ama bir tülü anlaşamıyoruz ne yapmalıyım Yeşim Hanım? Ne yapıp onu ikna edebilirim ya da ne yapıp tekrar onun sevgisini kazanabilirim? Ben onunla farklı mutluluklar yaşamak istiyorum, ona kendimi ifade edemiyorum fakat onunla baş başa kalma şansımız da yok buluşup konuşmak da istemiyor, sıkıldığını söylüyor lütfen bana yardımcı olun.
Yeşim Tijen'in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar koskoca bir yaz geldi, gidiyor artık üç buçuk aydır yazlıktayım, ay sonunda inşallah artık İstanbul a döneceğim. Öyle gözüküyor ki burayı çok özleyeceğim havasını, yeşilini, soğuk denizini bazen küçük bazen büyük sürüler halinde gezen küçük balıkları, tek başına takılan daha büyük balıklarını da tekrar görmeyi çok arzu edeceğim. Tüm bunların farkındayım o yüzden de vaktimi mümkün olduğunca her gün az da olsa denizde geçirmek istiyorum. Kaç gündür evde, balkonda, içerde, bahçede derken günleri evde geçirmiştim. Dün denize indim, ayaklarımı suya soktum baktım su buzdu ama kim korkar soğuk sudan diyerek kendimi serin sulara bırakıverdim. Soğuk suyun bedenime değmesiyle bir an donduğumu düşünsem de hemen ardından insan suya alışıyor, çıkmak istemiyor. Biraz daha biraz daha yüzmek istiyor. Çok mu yürekli gözüktüm gözünüze? İlk zamanlar böyle kim korkar soğuk sudan diyemiyordum, tam tersiydim. Anne bu su çok soğuk dediğimi hatırlıyorum. Denize girerken içimden “şimdi gireceğim, şimdi gireceğim” diye kendimi cesaretlendirmeye çalışıyor; denizin içinde adımlar atıyor, dışımdan da elimde olmadan dı dı dı dı ediyordum. Sitedeki komşum Gülde ise hemen soğuk suya kendisini bırakıyor bana da “Haydi gel birden gir, böyle giremezsin kendini, birden bırak” alışırsın diyordu. Birkaç gün dı dı dı dan sonra üzüm üzüme baka baka kararır misali ben de artık soğuk moğuk demiyor cesaretle kendimi serin sulara bırakıyorum ve oh miissss diyorum. Evet, güzel bir yaz oldu gerçekten domates soslarımı, turşularımı, reçellerimi kışın dı dı dı demeyeyim diyerek bütün hazırlıklarımı yaptım. Kim korkar kıştan diyerek denizin sularını ellerimle etrafa saçıyorum mutlu, huzurluyum. Tabii haberleri dinlemediğim sürece… Haberleri dinlediğimde ise yeniden evlere kapanabilecek olma ihtimali beni ürkütüyor. “Ne yaparız?” diyorum. Hemen benim öbür umutlu yanım devreye giriyor bütün bu olumsuz düşünceleri kovalıyor. “Korkma her şey güzel olacak güzel düşün” diyor içimdeki ses… Bu umut dolu kadını bu yüzden seviyorum hep pozitif hemen onun peşinden gidiyorum. Ne de olsa umut bedava… Kışın güzel geçmesini dilemek, umut edebilmek, yaza yeniden kavuşabilmeyi umut etmek hepsi bedava. Ne güzel değil mi?
Umuttan bahsettim sevgili oğlum yazdıklarınızı okuyunca… İlkokul aşkınızla karşılaşmanız muhteşem bir şey olmalı. Sizi anlayabiliyorum; yeniden ilk aşkınızla beraber olabilmenin umudu içinizde yeşermiş; onun da size karşı yakın davranışıyla, ben de sana karşı boş değilim demesiyle umutlandınız sonra ne olduysa o yeşeren umutlar su verilmeyen çiçekler gibi kurumuş… Çünkü sizden uzaklaşmış. Üzülüyorsunuz evet şu sıralar bu duruma üzülebilirsiniz ama uzun vadede diyeceğiniz söz iyi ki olacaktır. Çağımızda biri olmaz da öbürü diyerek yaşanan her ilişkide sevgi ömür boyu sürecek beraberlik aranıyor. Kimi bunu yaşadığı ilişkinin sorumluluğunu taşıyarak sınırlarını bilerek yaşayabiliyor burada sorun yok. İnsan ilk çıktığıyla evlenecek diye bir şart korku endişe yok. Bu günümüzde sorun olarak yaşanmıyor. Sorun yaşanan ilişkinin sorumluluğunu taşıyabilecek bir karaktere sahip olmak ya da olmamak… İşte günümüzde sanırım ilişkilerde yaşanan sorun bu. Sizce bu ilkokul aşkınız yaşadığı ilişkinin sorumluluğunu taşıyor mu? Taşımıyor. Siz de gördünüz sizden sakladı, iki ilişkiyi aynı anda sürdürmeye çalıştı. Siz sordunuz öyle öğrendiniz. Sizce olması gereken bu muydu? İlişkisi olan biri bir başkasıyla flört edebilir mi? Ediyorsa onunla bir ilişki yaşamaya kalkarsanız ona ne kadar güvenebilirsiniz? Daha dün bir bugün iki… Her ne kadar ilkokuldan tanışıyor olsanız bile her ilişki kendi içinde bir yol kat etmeden yakınlaşmalar yaşamak sizce doğru mu? Size sarılmandan vs. hoşuma gidiyor derken ertesi günlerde özgürce erkek arkadaşlarıyla içki içip eğlencelere gitmesi, beni sıkma demesi, sizi görmek, buluşmak istememesi bütün bunlara rağmen sizin bu kızla ilgili çok farklı şeyler düşünüyordum demeniz… O, bu güzel düşüncelerinize uygun bir kız mı bilemedim ilişki sorumluluğunu taşımaktan kaçınan bir genç kız için fazla hayal kurmak olmamış mı? diye sormadan edemeyeceğim. Tabii bütün bunları bir kenara itip görmemezlikten gelebilirsiniz aşk insana bunu yaptırabilir. Ben yapmamanızı önereceğim çok üzülür, pişman olursunuz. İlk aşk diye bu ilişkinin başlaması ve güzel bitmesi gerekmiyor sizinle kısa bir flört yaşamış o kadar fazlasın ummak beklemekle kendinize geleceğinize zarar verirsiniz. Bunları görmenizi istiyorum. İlişkilerde başarılı olmak önce kendinize özeninizle başlar. Bakımlı olmak önemlidir; ruhen, aklen gelişiminiz sizin kendinize de yaşadığınız ilişkilere de katkı sağlayacaktır. Kişinin kendinden emin karakterinin olması, ilişkilere 1-0 önde başlamak demektir. Karşınızdaki kişinin değerlerine değer vermek, saygı duymak, gereksiz baskılardan kaçınmak, ilişkiye gereken özeni göstermek gereklidir. İlişkilerde mümkün olduğunca kendniz olmalısınız, şakacı, espirili biri olmak kişilerin yaşadığı ilişki için ayrıca bir artısıdır. Kimse çok suratlı, negatif biriyle ya da cıvık biri ile ilişki yaşamak istemez. Bunları dikkate alıranız sorun yaşamazsınız.
Yazımın ilk paragrafında umut bedava dedim. Kendini kandırmak da bedavadır sevgili yavrum. Düşüncelerinize duygularınıza hâkim olarak öncesinde ilk aşk olarak gördüğünüz aslında birkaç günlük bir şey için kendinize eziyet etmeyi bırakmanızı, aklınızla hareket etmenizi öneririm yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma…
YORUMLAR