Hep ben mi fedakârlık yapmalıyım?

Merhaba Yeşim Hanım, nasılsınız? Az önce gördüm mail adresinizi ve yazmak istedim. Konuya geleyim. Eşimin ve benim ikinci evliliklerimiz. Eşimin eski eşinden 12 yaşında bir oğlu var. Eşimle ilk tanıştığımızda çocuğuyla ilişkisi benim için çok önemliydi. Çocuğuyla kötü olan herkesle kötü olur diye düşündüm. Çocuk bizim tanıştığımızı ve evleneceğimizi başından beri biliyordu. Bu arada evlilikleri eşimin başka bir şehre tayininin çıkması ve eski eşin onunla gelmek istememesi, bir süre sonra ben yapamıyorum deyip boşanmak istemesi, evlilik terapisine eşim istediği halde zaten bitti deyip gitmemesi. Evlendiğimizi duyunca kadın çıldırdı. Sürekli çocuğu bahane edip araması ve araya sen beni aldattın, o kadın vardı diye sürekli hesap sorması. Benim bu ayrılıkla hiçbir alakam yok. Biz tanıştığımızda zaten boşanmışlardı ve Eskişehir'den onun için tayin isteyip Tekirdağ'a geldim. Şimdi de çocuğun olduğu şehre tayin isteyelim diyor. Sizce istemeli miyim? Hep ben mi fedakârlık yapmalıyım? Bir de çocuk evimize gelme şartı olarak evden gitmemi istiyor. Öncekilerde Eskişehir'de çalıştığım için gittim ve çocuğun bunu o gelecek diye gittiğimi zannettiğini ve bunu hep isteyeceğini eşime de söyledim. Tabii ki yanılmadım. Benim bu şehirde gidecek kimsem yok. Ayrıca çocuk da annesinin söylediklerini babasına tekrar tekrar söylemeye başladı. Bir de barışma şartı olarak tablet istemesi. Tableti alıp barışmaması da cabası. Her tartışmada büyük bir şeyle mi barışacaklarını, bunun ne kadar doğru olduğunu sordum eşime. Cevap veremedi. Sizce ne yapmalıyım? Tavsiyelerinize çok ihtiyacım var. İyi akşamlar.


Yeşim Tijen’in cevabı:

Sevgili okurlar bu son iki günde bahar “Gözünüz aydın, Ben artık geliyorum” demeye başladı. Siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz? Ne güzel havalar oldu değil mi? Artık hiç gitmesin bu güzel havalar. Güneş insana öyle güzel enerji veriyor ki azcık bir sıcaklığı dahi insanın mutlu, umutlu olmasına yetiyor. Sanki güneş yukarılardan ruhunuza sıcaklığıyla, ışığıyla adeta sihir yapıyor. Musmutlu oluyorsunuz. Böyle güzel havalar söz konusu olunca bir şiiri sizlerle paylaşmazsam olmaz. Hadi bir hatırlayalım mı? Güzel havalar Orhan Veli’ye neler neler yapmış?


Güzel Havalar

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim

Evkaftaki memuriyetimden.

Tütüne böyle havada alıştım,

Böyle havada aşık oldum;

Eve ekmekle tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.




Demiş Orhan Veli. Biliyorum insanı sade güzel havalar şaşırtmaz sevgili okurlar, asıl şaşırtan insanlardır. Havaların insan üzerinde olumlu olumsuz etkisi olduğu bir gerçek ama bir insanınki kadar olmaz. İnsana en büyük zararı veren yine bir insan ya da ta kendisidir. İnsan aklını, şansını kullanmayı bilmemişse başka birine bahane bulmak, suçlu aramak kişiyi çözümsüzlükten başka bir yere götürmez. Kişi gerçeklerle kendisiyle yüzleşebilme cesaretini gösterebilse hayatında gelişme yoluna girecektir. Burada kendisiyle yüzleşemeyen, suçlu arayan, öfkeli bir kadınla karşı karşıyasınız sevgili okurum. Tek bir amacı var sizi ve eski eşini cezalandırmak... Ona göre kendisi değil siz suçlusunuz. Yaptıkları bize bunu anlatıyor.


İkinci evlilikler insanın ikinci ve bence son şansıdır; çünkü evlilik kurumu insan deneme tahtası değildir. O yüzden de kimse kendi kullanamadığı şansı başkası değerlendirdi diye düşmanı olmamalı. İnsan bir evlilikten gitmeden önce elinden geleni yaptığından emin olmalı. Zamanında elinden geleni yapmaktan kaçınan, kendini, kocasını, çocuğunu ve yaşayacaklarını düşünmeyen, sorgulamayan insanın halini görüyorsunuz. Eski eşten bahsediyorum. İnsan iyice emin olmadan evlilikten giderse eski eşe, onun hayatına böyle imrenerek, düşmanca niyetlerle bakar. O da yetmez planlar yapar. Çocuk en büyük kozu olduğundan hiç acımadan kullanır. Yazdıklarınızdan bu kadının size huzur vermeyeceği görülüyor. Bunu en aza indirgemek sizin elinizde. Dikkatli, akıllı adımlar atacaksınız. İnsanları değiştiremezsiniz bu kadın neyse o olarak yaşamaya devam edecek, iyi niyetli bir kadın değil, düşünceli değil. Aklı olumsuzluklara çalışıyor olmalı. Kocasının işi dolayısıyla gittiği şehirde ben burada yapamam demiş. Durmamış. Çift terapisini istememiş. Ee ne diyelim şu anki hayatını kendi tercih etmiş. Son pişmanlık fayda etmiyor. Size tavsiyem sakın bulunduğunuz şehirden sırf eşiniz oğluyla daha rahat görüşecek diye onların olduğu şehre tayininizi istemeyin olacak. Tamamen kadının avucuna düşersiniz. Hayatınızı allak bullak olur. Uzaktan uzağa bu kadar yapıyor, yakında neler yapar varın siz düşünün. Çocuklar o yaşlarda annenin etkisinde olur, ne yapsanız onu annenin etkisinden kurtaramazsınız ama siz evinize geldikçe iyi yapmaya devam edeceksiniz. Çocukların günahı yok maşa olarak kullanılırlar. Siz iyi niyetinizi iyiliklerinizi zamana bırakacaksınız. Zaman o çocuğa gerçekleri eninde sonunda zihninde gösterecektir. Sabırlı olacaksınız. İkinci evliliklerde böyle sorunlar olabiliyor. Bir siz yaşamıyorsunuz. İkinci evliliklerin birçoğunda var. Eşinizin çocuğunun da babaya ihtiyacı var, bunu göz ardı etmemelisiniz. Bu birliktelikleri için size tolerans, özveri düşecek bunu bu evliliği yapmakla zaten kabul etmiş oluyorsunuz. Siz eşinizle bağınızı güçlü tutarsanız sorunlar olsa bile beraberce aşabilirsiniz. Zaman zaman çocuğuyla ilgili sıkıntıları yaşayacaksınız, bunun kaçarı yok. Evlat bu bir şeye benzemez. Eşinizin en zayıf noktası olduğunu unutmayın. Kadın da zaten onun için bunları yapabiliyor yoksa eşiniz onunla konuşmaz, çocuklar bağı tutuyor.


Eski eşin çocuk geldiğinde sizin evden gitmenizi istemesi bu gerçekten komik. Kimi kimin evinden çıkartıyor? Çok cüretkâr kadın neler düşünüyor, sakın böyle bir şeye izin vermeyin artık siz babasının hayatındasınız çocuk da sizi kabul edecek. Bu duyduklarınızdan etkilenmemek, sinirlenememek imkânsız ama bu sizi yanlışa sürükler. Eski eş sizleri bir nevi cezalandırıyor maddi manevi. Barışma hediyesi tablet istemiş. Bu istekler bitmeyecek. Eşiniz de evladı alabildiğini alacak manen çocuğuna bu ayrılığın bedelini aldıklarıyla, susmalarıyla ödeyecek, çünkü çocuğuna hasret. Çocuk bu, ihtiyaçları olacak gereksiz istekler olursa sınırları eşiniz koyacak. Eşinizle konuşabilirsiniz bu konuları ama bir baba olarak gerçekleri bilse, görse bile hoşuna gitmeyebilir bunu bilin. Eşinize her sorunda barışmak için bir hediye mi alınacak dediğinizde cevap vermemiş çok üstüne gitmeyin. O da ben ne yapacağım, oğlumla nasıl iletişim kuracağımın endişesi içindedir. İnanın işi hiç kolay değildir. Onu anlamaya çalışın. Yazımın sonunda sizin iyi niyetinizi evliliğinizi bu güzel havaların değil ama eski eşin bozabileceğinin farkındalığıyla sakın tayin istemeyin, çocuk gelecek diye evinizden gitmeyi sakın düşünmeyin, çocuğa iyi bir abla olmak için elinizden geleni yapın, o küçük çocuk bir gün büyüyecek ve düşünecek annesine rağmen güzel bir insan olarak kalbinde yer edinmeye çalışmanızı öneririm.


Sevgiler sevgili okurlarıma...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.