Yaşamak için yaşıyorum

Hiçbir şeyden tat almıyorum, içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. İnsanlardan nefret ediyorum, eşimden hatta kendimden bile nefret ediyorum. Mücadele etsem bile her şey yine boşa gidecekmiş gibi çok yoruluyorum bu ruh halimden. Yaşamak için yaşıyorum sadece. Kimseyi görmek istemiyorum, kimseyle konuşmak istemiyorum. Evlendikten sonra takıntılarım oldu eşim yüzümden, psikolojik baskısı beni yordu. Bir de beni kimsenin anlamadığını düşünüyorum. Ailem birbirinden kopuktu. Sürekli tartışma, bağırış çağırış evlenince her şey daha zor olmaya başladı. Karşımdaki insan bana hiçbir hak tanımıyor, insan değilmişim gibi davranıyor, beni değersiz hissettiriyor. Sevgisi var mı bilmiyorum bana karşı. Büyük bir boşluktayım hiçbir şeyden zevk almıyorum. O böyle davranınca içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor, her şeyden soğuyorum. Bunu bilerek mi yapıyor bilmiyorum, beni hep mahcup ediyor her ortamda. Lise dönemimde sevgilim olmuştu, evli olduğunu bilmiyordum. Onunla birlikte oldum, beni kandırdı, aldattı sonra ayrıldım ve düzgün yuva kurmak istedim, mutlu olmak istedim. Eşime birliktelik yaşadığımı ve çok pişman olduğumu söyledim, bunu kabul etti ve bir yola çıktık. Ben önceki yaşadığım birlikteliğimi aileme söyleyemedim, korktum, utandım bunu sadece eşim biliyor ama tartışmalarda, sorunlarda bunu yüzüme vuruyor, beni aşağılıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Babam da annemi aldatmıştı. Babam yüzünden kimseye güvenim de kalmadı ve şuan evliliğime de yansıyor.


Yeşim Tijen’in cevabı:

İnsan ne çok çekip gitmek isteği duyuyor değil mi? Her şeyi bırakıp kaçmak isteği insanın aklına gelip duruyor ama bir türlü o gitmek istediği yerlere gidemiyor. Giderken aklınızdakileri de beraberinizde götürdükten sonra gittiğiniz yerde de huzur olmayacak. O zaman insan huzuru olduğu yerde, kendi içinde yaratmalı. Huzur biraz aileden size gelen, sizinle bütünleşen bir duygu. Aileniz size çocukluğunuzda huzur vermişse sonrasında her şey çok daha kolay ama ya vermemişse? İşte o zaman hayat iki kat zor sevgili okurlar çünkü onca sorunun içinden kendinizi yaratmanız biraz zaman alacaktır. Bugünkü kızımızın sorunları işte tamda böyle. İnsan mutsuz bir aile ortamında büyüyünce evliliklere kendi ailesinin penceresinden bakabiliyor. Annesi mutsuz bir kadınsa, aldatılmışsa kendi de aldatılacak diye bir kaygıya kapılıyor. Ben de mutsuz mu olacağım endişesiyle evliliğe korkuyla kendine güveni olmadan yanaşıyor. Ailesinin mutsuz evliliği, bir gencin geleceğine olumsuz bir damga vuruyor ta ki kendini, hayatı, hayatın gerçekleri çözene kadar. Her şey bilmek, öğrenmek anlamakla, kendini geliştirmekle çözülüyor sevgili okurlar. Hepimizi bilmeyi, öğrenmeyi istedik. Çok sorular sorduk, cevaplar aradık. Kah bulduk kah bulamadık. Şimdi daha az soruyoruz. Çözdük mü peki? Neyi çözdük derseniz söyleyeyim. Her şeyin çözümü sizin ruhunuzda. Kendiniz nasıl yetiştirdiğinizde. Olumsuzluklarla, güvensizliklerle mi yoksa umutlarla mı bakışınızda. Tüm duyularınızı açmanızda. Aslında anlaşamamak, aldatılmak bunlar hep kendine uygun eş seçememekten, kendinin ne istediğini neyle mutlu olacağını bilmemekten dolayısıyla birbirine denk düşememekten kaynaklı yaşanan sorunlar. Beraberliklerde ne kadar uyum sağlıyorsanız o kadar şanslısınız demektir. Ne kadar ayrışıyorsanız o kadar birbirinize uzak kalacaksınızdır. Aynı zevkler birleştirir ayrı zevkler ayrıştırır en basit açıklaması. Karakter olarak da örtüşmek gerek. Biri ince, hassas öbürü kabaysa mutluluk nasıl olur? Birbirini anlamaktan uzak insanlar birlikte neye çözüm üretebilirler? Ve birbirini taşıyabilmek, bu da çok önemli. Ne kadın erkeği mahcup edecek biri olmalı ne de erkek kadını utandıracak davranışlar içinde olmalı. Değer yargıları aynı olan insanlar birbiriyle evlenmeli. Bunlar tabi gençken çok inceden inceye hesaplanmayabiliyor. Biraz şans biraz akıl biraz aile faktörünüz yerindeyse yanılma şansınız daha az oluyor.


Aile sorunlarınız varsa bazen evlilik bir kurtuluş olarak görülüyor. Oysa hesapsızca yapılan evliliğin faturası genelde mutsuzluktur. Bu kaçınılmaz sevgili okurlar. Evet, sevgili kızım mutsuzluktan boğuluyorsunuz. Çocukken de mutsuzmuşsunuz, evlenmiş yine mutsuz olmuşsunuz. Sanırım hiçbir şeyin hesabını yapmadan evlenmiş olmalısınız. Evlilik bir kaçış olmamalı ama olabiliyor. Daha büyük bir derdin içine insan düşebiliyor. Sonra çıkması zor, hiç kolay diyemem. Eskiden sizi kandıran beraber olmuş olduğunuz adamı eşinize söylemişsiniz, sesini çıkarmamış. Sesini çıkarmaması, belki sizin aklınızdaki bu eski olayı önemsememesi sizin bu evliliği daha kolay kabullenmenize neden olmuş olmalı ama bu evlendiğinizde yüzünüze vurmayacak anlamına gelmezdi tabii. Kafasında evirdi çevirdi. İçine sindiremedi şimdi sizin yüzünüze vuruyordur. Belki bu önceleri yaşanabilir ama sonra sizin bu konuyu dile getireceği bir yanlışınız olmamasına karşın bunu yapması erkekçe bir kafa yapısı diye açıklanabilir. İnsanca baksa zaten bunu dile getirmezdi. Eşimin hiçbir yanlışı yok diye düşünerek bu yaşanmışlığı derine atabilirdi, yapmamış. Evet, bunun sürekli dile getirilmesi insanın sinirlerini bozar yıpratır ama sevgili kızım sizin yazdıklarınızda bundan kaynaklı bir sıkıntıdan öte bir takım başka sorunlar var gibi gözüküyor. Sizi anlamayan, hiç hak tanımayan, sizi mahcup eden, utandıran bir adam. Bunu kim ister? İnsanı yoran bir durum. İnsan eşiyle gururlanmalı, utanmamalı. Ne kadın ne erkek bu durumlara düşmemeli. Sizi insanlıktan çıkaran birine karşı sizde biraz dişinizi göstermelisiniz. Biliyor musunuz yavrum, anneniz babanız mutsuz bir evliliği bugüne değin sürdüre gelmiş olabilir ama siz anneniz değilsiniz. Siz şartlarınızı olgunlaştırırsanız mutsuz olduğunuz bir evliliğe katlanmak zorunda kalmazsınız. Tabii bunu ölüyorum, bitiyorum, kimseyi görmek istemiyorum diyerek yapamazsınız. Kendinize bakarak, kendinizi severek, kendinize değer vererek, kendinizin bu hayatta daha iyi daha mutlu olacağı bir yaşamı hak ettiğini düşünerek bunun farkındalığıyla aklınızı kullanarak yapabilirsiniz. Siz bile kendinize acımazken elin oğlu size niye acısın? Bunun içinde önce kendinizi ruhsal olarak iyileştirmelisiniz. Çünkü kimse sizin rızanız olmadan size kendinizi değersiz hissettirmez. Gerekirse bir psikologdan yardım almalısınız. Kendinize sorun ben bu evlilik için elimden geleni yaptım mı? Bu evlilikten bu adamdan yana ümidim hala var mı? Yaptıysanız ve hala mutsuzsanız ümidiniz yoksa o zaman yapacak tek bir şey kalır cesaretli olmak. İnsan ah vahla bir yere varamaz ancak düşünerek, öngörüyle ne yapabilirimin size açacağı doğru kapılardan geçerek hayatını değiştirebilir. Çünkü evlilik kader değildir yavrum. Kader diyerek sineye çekmek insanı kısıtlayacağından hasta eder. İnsan kendi kendini yeniden yaratabilir. İnsan kendini iyi edebilir. Yani her şey sizin elinizde, kendinize acımayı bırakmalısınız.


Hayatta kapılar var yavrum yeter ki açmaya cesaretiniz olsun. Doğru kapı diyorum çünkü zamanında bir kere yanılmışsınız, ikinci yanılgınız eşiniz dersek şimdiden sonra hata yapmamalısınız. İnce ince hesaplar yapmayı öğrenmelisiniz. İnsanları iyice tanımadan güvenmemeyi, kendinizi kimsenin önüne sermemeyi bilmelisiniz. Önce eğer böyle bir kapıdan geçecekseniz kendinizi bu duruma hazırlamalısınız. Çalışma hayatınız olmalı, sağlam bir işe girebilecek meziyetlere kavuşmalısınız. Eğitimse eğitim, kurssa kurs kendinizi geliştirmeli, yeni hayata hazırlamalı, kendinize hak ettiğiniz bir duruşu vermelisiniz. Ailenizden destek alabilirsiniz sorunları olsa da aileniz ailenizdir, sizi açıkta bırakacak değildirler. İnsan ailede sorunlar yaşayıp evlenip mutluluğu bulamayınca sizin gibi takıntılara düşebilir. Bunların hepsi siz güç kazandıkça kendiliğinden geçecektir. Sizin hayatınızı sizden başka kimse düzeltemez onun için aklınız başınıza toplayın. Bir silkelenin kendinize gelin. Bir kendinizi görün, saçlarınızı tarayın, aynadaki genç kadına bakın, özen gösterin ona. O sizin bu halinizi hak ediyor mu bana söyleyin. Hak etmiyor tabi. Ben sizin yerinize söyledim bile. Son söz HAYAT NE ZAMAN GÜZELLEŞİR? AKLINIZLA HAYATINIZI YAŞAMAYA BAŞLADIĞINIZ ZAMAN. Hadi bakayım güçlü, akıllı bir kadın görmek istiyorum ve göreceğim biliyorum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.