Doğru bir seçim...
Yeşim Hanım merhaba, benim size bir sorum var cevap verirseniz çok sevinirim. Sorum şu: Benim bir arkadaşım var ve yakında evlenecek ama adam dul, daha önce evlenmiş. Anlaşamadıkları için de ayrılmış ve çocukları da yok ama kendi kız arkadaşım aşırı kıskanç ve takıntılı bu yüzden de evlenmekte kararsız. “Benden önce çok şey yaşamış oysa ben hiçbir şey yaşamadım ve onu çok kıskanıyorum, başkasıyla yakınlaştığı için” diyor ve bir örnek veriyor: Daha önce sinemaya gitmiş biri ve izlediği bir filmi tekrar başkasıyla izlerse onun için artık hiçbir şey ifade etmez çünkü daha önce izlemiş, o heyecanı yaşamış, tekrar aynı filmi izlerse onun için hiçbir şey ifade etmez diyor. Yeşim Hanım onun bu düşüncelerini nasıl değiştirebilirim? Sizin görüşünüz nedir bu konuda?
Yeşim Tijen'in cevabı:
Merhaba sevgili okurlarım ve kendisi için mi arkadaşı için mi yazdığından emin olamadığım sevgili okurum, her yaşanan aşkın hikâyesi ayrıdır. Hepsi ayrı birer tat verir insanın ruhuna. Misal biriyle sütlü çikolata tadını bir diğeriyle beyaz çikolata tadını, biriyle bitter çikolata tadını biriyle de fıstıklı çikolatanın tadını yaşayabilirsiniz. Bu tatlar hepsinin özleri aynı olsa da bir takım değişikliklerle ayrı tatlara ulaşabiliyor insan. Yaşanan ilişkiler de böyle. Bu birliktelikler evlilikle nihayet bulmasa da her yaşanan duygu için insanın önce cesarete ihtiyacı vardır. Cesaret insanın geleceğinin anahtarıdır. Doğru ya da yanlış her açacağınız kapı için içinizde cesaretin, kendinize güveninizin olması lazım. Eğer bir konuda adım atmıyorsanız sizdeki yetersiz kalan duygulara odaklanmalısınız. Bahaneler üretmemelisiniz. Evlenmiş ayrılmış bir adamla ilişkiye başlamakla siz zaten baştan birçok şeyi göze almış oluyorsunuz. Önce neden ayrıldıklarına takılı kalmalıydınız, önemli olan bu olmalıydı. Kendinin önceki evliliğinden dersler almış olması önemliydi.
“Defter aynı olduğu sürece ,yeni bir sayfa açmanın ne önemi var” demiş çünkü birileri. Hah işte aklınızda bu sorunun cevabına ulaştıktan, az çok içiniz rahat ettikten sonra bu tarz konuları dert haline getirebilirdiniz. İsterseniz şimdi sesli düşünelim. Kendinize mi güvenmiyorsunuz? Yoksa karşınızdakine mi? Belki de yeterince sevmiyorsunuz, duygularınızı karıştırıyorsunuzdur. Bu soruların cevaplarını, duygularınızı kendinize açıp döktüğünüzde nerede eksiklikler içindesiniz onu göreceksiniz.
Gelelim bir filmin birkaç kez izlenme kısmına. İnsanlar bir film güzelse ikinci, üçüncü hatta dördüncü kez izleyebilirler. Hangimiz sevdiğimiz filmleri üç dört kez izlemedik? Filmlere haksızlık etmeyelim. Bu doğru bir benzetme olmamış. Hem konu kadınlarsa kadınlar filmlerden daha güzeldir. Bazı erkekler de konu kadınlarsa daha önce bilmem kaç kez izledikleri bir film gibi defalarca sever ve ilişki yaşarlar. Yeter ki onlara izlenecek film olsun. Burada konuyu filmden çıkaralım isterseniz. Erkek evlenmeden önce kadınları tanımalı, kadınlar da erkekleri tanımalı ki ne istediğini ne istemediği bilebilsin. Doğru bir seçim yapabilsin. Bir kadın ya da erkek birileriyle önceden ilişki yaşadı diye kalbinde sevgi yeşermeyecek diye düşünmek ancak hiç ilişki yaşamamış insanların düşüncesi olabilir. Bu yüzyılda böyle bir şey söz konusu olamaz. Yaşam uzun, insanlar iletişim içinde. Bazen ömür boyu, bazen de ayrılmak zorunda kalsalar da yeniden sevip evlenebilme şansları var sevgili yavrum. Bütün bu gerçeklerden haberdar olmak için daha çok hayata karışmalı daha çok okumalısınız. Bu konuda birinin fikirlerini değiştirmek o kişinin kendinin gelişimiyle doğru orantılıdır. Bu kişiye davranışlarıyla güven vermek, onun güvenini kazanmak da birçok bakımdan sorunların aşılmasına yardımcı olacaktır diye düşünüyorum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR