Her şeyi negatif düşünüyor

Merhabalar, bugün Google’da sizin bir yazınıza rastladım ve gerçekten çok güzeldi. Sizden bir ricam olacak. Benim sevgilimin en yakın arkadaşı öldü, içine kapandı, her şeyi negatif düşünüyor, hep kötü şeyleri düşünüyor ve hep kendini suçluyor. Arkadaşı intihar etmiş çünkü ailevi sorunları varmış ve sevgilim de onun yanında olmadığı için pişman. Şu an benden uzakta, yanına gidemiyorum ve telefondan da pek etkili oluyor mu bilmiyorum ama elimden geldiği kadar yardımcı oluyorum, konuşuyorum bir şeyler diyorum ama etkili olmuyor. Hep üzgün. Ben ne yapabilirim? Bir fikriniz var mı? Lütfen biraz yardım ediniz.


Yeşim Tijen’in cevabı:

“Ey ölüm! Sen ne güzel hakikatsin. Sana bakıyorum, kendime geliyorum.”


Ölüm ne menem bir şeysin bizden sevdiklerimizden uzak dur… Korkutuyorsun. Ölüm kelimesini duyunca hepimizin içinden geçen bu değil mi? Hazır değiliz henüz, daha yapacak yaşanacak güzel günler var, olmalı… Galiba kimse ölmek için hazır olamayacak. Ölüm böyle zor bir mesele… Hep uzağımızda dursun. Garip değil mi? Ölüm kelimesi bile insanın kendine çeki düzen vermesine yetiyor; o an tüm arsızlıklar, huysuzluklar kısa bir süre için bile olsa bitiyor, hayatla, kendiyle etrafıyla bir barış yaşıyor insan sonra ölümün yörüngesinden çıkınca yaşamla insanlarla boğuşmaya kaldığı yerden devam.


Ölümle bir şekilde karşılaşınca ölümü hatırlayıp ölüm de vardı diyorsunuz ya ölüm en yakın arkadaşınıza gelmişse ne yaparsınız? Sarsılırsınız. Ardından vicdan muhasebesine girersiniz. Kendinizi onunla ilgili hesaba çekersiniz. “Ona iyi davrandım mı? Onun yanında oldum mu?” gibi gibi mahşer soruları başlar içinizde Hele en yakın arkadaşınız intihar etmişse bir çeşit travma atlatırsınız. Bu travma sizin ve çevrenizin sizi ne kadar rehabilite ettiğine bağlı olarak kısa ya da daha uzun bir süreçte atlatılabilir. Ölüm insanı, ölen kişiyi ne kadar çok sevdiğine ne kadar duyarlı bir kişilik olduğu oranda etkiler. Kimine “Ah yazık. Allah rahmet eylesin.” dersiniz. Kimi için Yasin okursunuz. Kimi için kendinizi kahreder yasını tutarsınız. Ölçüsü hep sevgiyle ve duyarlılığınızla oranlıdır. Sizin sevgiliniz en yakın arkadaşını kaybetmiş. Biriyle yakın arkadaşsanız mutlaka onun ruhsal durumundan haberdarsınızdır. Ruhsal durumunu bildiğiniz bir arkadaşınız için bir çaba harcamamış, onun bu hallerini göz ardı etmişseniz yaşanan ölümün ardından kendi kendinizde sınıfta kalırsınız. Kendinizi yetersiz, eksik hissedersiniz ve bu duyguların içine girmişseniz hemen şıp diye çıkamazsınız. Sevgilinizin yaşadıklarını yaşarsınız. Bu ölümün insanı terbiyesidir. Bazen kısa bir terbiye olur, bazen kalıcı bir terbiye olur. Dediğim gibi iyileşmek insanın yaşanan ölümden ne anladığı, ne kadar duyarlı olduğu, kendine ne kadar söz geçirdiği, yaşama karşı tutunduğu umutlarıyla alakalıdır. Böylesi durumlarda insanın kendine göre bir acıyla baş etme yoları vardır. Bu yolların en kuvvetlisi kendiyle ilgili umutlarıdır. Umutlar yaşamlarımızı karanlıklarda bile aydınlatır. Karanlıklarda içimizde yanan umutların ışığıyla karanlıkta kalmayız. Umutlarımıza tutunarak yolumuzu buluruz. İnsanın ölenle ölmemesi, hayata yeniden tutunması görüldüğü üzere hep yaşamla olan bağlarının sıkılığıyla bağlantılıdır. Yaşamla bağ gevşekse insan her acıya karşı dayanıksızdır. Sevgilinizin arkadaşının yaşamla bağları sıkı bir iple bağlı değilmiş. Diğer yandan bir insan arkadaşına bir yere kadar etkili olabilir, her şey insanın kendisinde neticelenir. Buradaki durumda erkek arkadaşınız, arkadaşının yaşamla olan bağlarının gevşek olduğunu görmüş olsa da ölüme uzanabileceğini öngörememiş olabilir. Şimdi bu öngörüsüzlüğünün yasını tutuyor. Ona kendisini affetmesi, arkadaşının ölümünü kabullenmesi için zaman vermelisiniz. Tabi sıkıştırmadan, üstüne aşırı düşmeden, ilgisiz de bırakmadan. Sadece siz değil, diğer arkadaş, aile çevresinin de ona olan ilgisini göstermesi, yalnız bırakmaması, beraber vakit geçirmesi “sen bizim için önemli, değerlisinin” hissettirilmesiyle erkek arkadaşınızın yaşamla olan bağlarını sıkılaştırabilirsiniz. Gerisi onda olacak yavrum. Kendini değerli hisseden, sevilen bir insan kolay kolay kendinden, yaşamından vazgeçmeyecek kendi kendine hesap vererek bu durumdan mutlaka çıkacaktır. Baktınız bu muhakemeden çıkamıyor, ailesiyle de bu durumu konuşarak psikiyatride yas kaldırmayla ilgili ayrı bir bölüm olduğunu duymuştum. Buradan böyle zor durumlarda yardım alınabilir. Bu da aklınızda olsun sevgili kızım.


Sevgiler sevgili okurlarıma...



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.