Eşimle aramı nasıl iyi tutabilirim?

Pat diye söze girmeyi pek sevmem ama ne yazacağımı da tam toparlayamadım bir kusurum olursa af fola ama sizin düşüncelerinize ihtiyacım var. Ben 25 yanındayım, 5 aydır evliyim ve kaynanamla oturuyoruz her şey güzel olsa da elbette ki herkesin sıkıntıları, aynı evde yaşamanın zorlukları oluyor. Ancak ben sanki yeni evli değil de 40 yıldır evli gibi hissediyorum. Yaşlandım, esimle aramıza mesafe, soğukluk girdi. Hiç kendimizle ilgilenip zaman geçiremiyoruz ve ben her seferinde dayanamayıp onunla konuşuyorum, tartışıyorum. Ne yapabilirim? Eşimle aramı nasıl iyi tutabilirim? Benim eşimden başka kimsem yok ne annem ne babamla konuşmuyorum, kimsem yok arkamda. Ben kendimi savunuyorum yeri geliyor her şeye bir cevabın var diyor ve sinirleniyor bana ama benim psikolojim çok bozuldu. Annemle babamın yokluğunun üzüntüsünü yaşıyorum bir yandan ama hangi birine yetişeceğimi şaşırdım…

Yeşim Tijen’in cevabı:

Merhaba sevgili okurlar… Yeni evli çiftler ne şekerdirler, birbirlerinin gözünün içine sevgiyle, elektriklenerek bakarlar. Hayat onlar için sadece birbirlerinin yanında olmakla güzelleşir. Mıç mıç bir halde olmak varken hangi evli çift birbirinden uzak durmayı ister ki? Kadın da erkek de istemez. Kadın biraz daha sürekli ilgiyle, sevgiyle beslenmenin, yeni evli olmanın verdiği heyecan ve mutluluğuyla erkeğe göre daha çok yalnız kalmayı ister. Erkek gece odalarına gidene kadar sesini çıkarmamaya çalışacak kadar sabredebilir çünkü kadın gibi değildir. Erkeği cinsellik boyutu daha çok çektiğinden kadına göre dayanıklıdır. Kadın kadar şikâyetçi olmaz. Kadın eşine dokunmak ister, onun dokunmasını ister, aşk dolu sevgi sözleri duymak ister… Bunları evliliği eskise de hep isteyecektir haliyle bunlar olmayınca suratı düşecek hatta eşine küsecektir. Alemdir kadınlar.

Sevgili kızım siz de eşinizin etrafında, yanı başında hatta soluğunda… O kadar yakınında olmak istiyorsunuz. Olun yavrum, yeni evli genç bir kadın olarak hakkınız. Kayınvalidenizle yaşıyorsunuz diye onun varlığıyla eşinizden uzaklaşmamalısınız. Bu durumları ayarlayacak düzeltecek olan siz olacaksınız. İki kadın birbirinize sevgiyle yaklaşırsanız, birlikte yaşamanız gerektiğini kabullenirseniz sıra çözüm üretmeye gelecektir. Sanırım siz henüz o fasıla gelememişsiniz. Kabullenmek kısmı biraz hala ortada bir yerde, sahiplenmemişsiniz. Niye kayınvalidenizle berabersiniz kısmını geçiyorum. Demek ki öyle olması gerekiyor. Birlikte oturmayı kabul ettiniz demektir. O zaman birlikte oturabilmenin çözüm yollarını bulmanız gerekiyor. O da elinizden geldiğince bu beraberliği kafanızda itici hale getirmemekle mümkün kılınabilir. Şöyle düşünün yavrum: Daha yeni evlisiniz ve bu durum hep bu şekilde sürmek zorunda değil. Yani ilerde ayrı eve çıkabilirsiniz, bunun bilinciyle hareket edin. Ümit insanın gönlüne huzur verir, yoluna ışık tutarak aydınlatır. İlerde çıkabileceğiniz göre bugünleri de kendinize zehir etmemek elinizdeyse ne yapacaksınız? Kayınvalidenizin varlığına iyi niyetle bakacaksınız. Kendinize hep bunu söyleyin. Siz yaşadıklarınıza güzel bakarsanız ayrı bir eve çıkarken geride kendinize kazanılmış bir saygı bırakırsınız. Bu hiçbir şeyle değişilmez. O zaman size düşen bu durumun eksilerini nasıl olabildiğince artıya çevirebilirim olmalı… İşe utanmayı saygısızlaşmamak kaydıyla bırakmakla başlayabilirsiniz. Yoksa eşinizle birbirinizden soğumak demeyelim istediğiniz gibi bir evlilik ilişkisi içinde olmazsınız ki evlilik o samimi davranışlarla, kendini içinden çıkarmalarla, utanmayı bırakmalarla evlilik olmaya başlar. Kadının kendi içinden çıkamadığı evlilik gerçek anlamına ulaşmadan yaşanır ki bu kadın içinde erkek içinde hoş olmaz. Sonralarda insana kalan hep ah keşke şöyle yapsaydım, böyle yapsaydımlardır. O nedenle size ilk tavsiyem kayınvalidenizin varlığını engel utanma nedeni olarak görmeden eşinizle kayınvalidenizi de rahatsız etmeden samimi davranışlar içinde olabilirsiniz. Kayınvalideniz bu durumu kabullenmek zorunda çünkü bir zaman o da yeni evli oldu sizi anlayacaktır. Bazı anneler oğluyla gelinin birbirleriyle samimiyetinden rahatsız olmaz. Mutlu olur. Bazı kayınvalideler de bunu saygısızlık olarak görür “Yatak odası yok m? Odalarında ne yaparlarsa yapsınlar” derler. İşte siz bu odaya kadar birbirinizden uzak kalma kısmını aşacaksınız. Kocanıza sarılarak oturun, birbirinizin elini tutun, içinizden geldiğinde öpücük kondurun kayınvalidenizin olmadığı anlarda kaçamak öpüşün. Bunlar hem size tatlı heyecanlar yaratır hem de ilişkinizi renklendirirsiniz. Kayınvalideniz de size daha az batmaya başlar.

Anladığım kadarıyla ailenizden kimseyle görüşmüyorsunuz. Buradan bakarsak izinsiz bir evlilik gerçekleştirmiş olabilirisiniz. Evlenince insan büyür. Büyümek zorunda kalır yavrum. Yaşadıklarına karşı elinden geldiğince daha güçlü durmaya çalışır. Annesini babasını aylarca yıllarca göremeyebilir şartları neyi gerektiriyorsa öyle davranır. Şartları iyileştirmek için çalışmıyorsa çalışabilir eşine destek olacak tutumlar içinde olur. Bu hareketlerle ne demek ister? Ben evliliğime sahibim. Bir de şu var anneniz babanız her zaman sizin anneniz babanız olarak kalacak bu hiç değişmeyecek ama evliliğiniz sizin ne kadar iyi sabırlı sevgi dolu saygılı bir kadın eş anne gelin insan olmanızla alakalı olarak sürebilir. Bunlar eşiniz içinde geçerli. Bunun ışığında size düşen ailesine sahip çıkarak benimseyerek kendi hayatında yürümeye devam etmek olmalıdır. Siz bu evlilikle kendi hayatınızı yaşamaya başladınız mızırdanmayı bırakıp ailemiz için ne yapabilirim “nasıl daha mutlu olabiliriz?”i düşünmeye başlamalısınız. Size mızırdanmak değil çözüm bulmak iyi hissettirebilir bu sözüm aklınızın bir köşesinde olsun. Çözüm insanı olmak harika bir duygu şimdi ya mızırdanarak eşinizin başını yiyeceksiniz “Annemi babamı özledim hem evde annen de var sana hiç istediğim gibi davranamıyorum” diyeceksiniz ya da çözümün kadını olacaksınız kayınvalidenizin varlığını kabul ederek onunla arkadaş olarak ister mumlu masalar hazırlayacaksınız ister eşinizin elini tutup oturacaksınız. Kayınvalideniz de sevgiyle mutlulukla sizleri izleyecektir. Anlatmak istediğim mutlu olmak da mutsuz olmak da insanın bana göre tercihidir. Hayata nereden baktığıyla alakalıdır yavrum.

Sevgiler sevgili okurlarıma…