Bu ilişkiye devam etmeli miyim?

Yeşim Abla merhaba, öncelikle kendimi anlatayım size. Ben 18 yaşında, hukuk fakültesi okuyan bir kadınım. Erkek arkadaşım 24 yaşında, 1 senedir beraberiz. Her şey iyi hoş gidiyordu, ilk başlarda ufak tefek kıskançlıkları oluyordu ama göz ardı ettim. Erkek diye empati yaptım, geçiştirdim ama iş çığırından çıktı. Üniversite okumak için il dışında çıktım. Yurtta kalıyorum, yurdumuz ve üniversitemiz arasındaki mesafe 500 m vardır yoktur, bazen haber vermeyi unutuyorum, sonrasında arayıp orada olduğumu söylüyorum. "Neden söylemedin?" diye tartışma çıkıyor. Benden beklentisi o kadar fazla ki, o kadar fazla beni kontrol etmeye çalışıyor ki 24 yaşındaki bir insan olgunluğu yok. "Bana neden haber vermedin, benim yanımda giy o elbiseyi, orada sana bakarlar, erkek arkadaş edinme, onunla görüşmeni istemiyorum, bana ilgi vermiyorsun" gibi sözler sarf ediyor. Bazen sabaha kadar uyumadığım için akşam 2-3’e kadar uyuyorum. Onu arıyorum geri yatmamı söylüyor, "yat dinlen" deyip beni geçiştiriyor, sırf dışarı çıkmayayım diye. Bir yere giderken-o bir yer de 500 m mesafe olan okulum- neden haber vermiyorsun diye sinirleniyor, aşırı tepki veriyor, sakin kalmaya çalışıp dikkat edeceğimi söylüyorum. Fakat bu sıralar onun bana yaptığını ben ona yapınca "Aklıma gelmedi, ne kızıyorsun?" deyip sinirleniyor ya da "Bana neden haber vermedin?" dediğimde "Sen de bana vermedin, ben de o yüzden vermedim" deyip benim üzerime oynuyor. Son günlerde bana söylediği 3-5 yalanı yakaladım ve çok sinirlendim. Defalarca arayıp "özür dilerim, değişeceğim" diye yakarışlarda bulundu. Fakat bu yaptığı ve dediği kaçıncı söz verişi bilmiyorum. Her seferinde uyarıyorum beni boğuyorsun, yıprattın diye artık işin içinden çıkamıyorum. Adaletsizliğe gelen birisi değilim, hiç olmadım. Düzelmesini istiyorum fakat düzeltemiyorum. O da ilişkiyi toparlamak yerine daha fazla bozuyor, özür diliyor, sonra eskisi gibi aynı. Artık ne yapacağımı bilmiyorum, kendi kendimi yiyip bitiriyorum. Devam edip düzelmesini mi beklemeliyim yoksa buna daha fazla katlanmamalı mıyım?


Yeşim Tijen'in cevabı:


“Demek ki görmelerin hepsi görünenin aslını görünceye kadar bir rüyadır.”


Merhaba sevgili kızım, farkında mısınız rüyanızdan uyanmak üzeresiniz, artık aslıyla karşılaşmaya başlamışsınız. En iyisi açın gözlerinizi. Gördüğünüz rüya sizi strese sokuyor, mutsuz ediyorsa o rüyadan uyanmanın, gerçekleri görmenin kabul etmenin zamanı gelmiştir çünkü sevgi iki kişinin birbirine verdiği mutluluk olarak yaşanmalıdır. Mutszuluklar da olmaz mı? Olur tabi ama onu düşünmek ve hayatınızdaki varlığı size daha çok mutluluk veriyorsa mutsuzlukların üzerini mutluluklarınız örtüp yok hükmünde yaşatabiliyorsa o kişiyi sevmekten vazgeçmezsiniz. Sizdeki gibi baskılama, bunaltma, bencillik, anlayışsızlık olarak yaşanıyorsa orada bir sorun vardır. Yazdıklarınızda tam da fakülteye gitmenizle hafiften gördüğünüz "erkektir" diyerek geçiştirdiğiniz sorunlar birden büyümüş. Kendisinden uzakta, hayatınıza başkalarının girebileceği endişesiyle sizi hayatınızdan uzaklaştırmaya, yalnızlaştırmaya çalışmış. Yurt-okul arası bir yaşamın içine kimse müdahil olmasın istemiş. Endişelerini bir yere kadar anlayabilirim ama bu denli baskı kurması sevgilinizin kendine olan güvensizliği, bencilliği, korkuları ve çesaretsizliği olarak açıklanabilir. Kendi bu kadar olumsuzluklarla yüklüyken, bu genç arkadaşlığıyla size ne kazandırabilir hayatınıza stres katmaktan başka? Bunu düşünmenizi isterim. Bu kadar baskı, güvensizlik size göre de bir acziyet değil midir? Erkek arkadaşım dediğiniz kişi böyle mi olmalı? Yoksa kendine güvenli, gelecekten umutlu, yürekli bir genç olarak göğsünüzü gere gere elini tutmak mı isterdiniz? Siz bu gençte hangi özellikleri görüyorsunuz? Diğer düşünmeniz gereken şey, siz henüz 18 yaşındasınız. Kimsenin üzerinizde bu denli baskı kurmasına izin vermemelisiniz. Kimseye gelecek için şimdiden söz vermemelisiniz. Hukuk fakültesini kazanmış olabilirsiniz, sistemli çalışarak kazanabileceğiniz bir bölüm, tabi ki başarı da ama kendinizi tanımanız, ne istediğinizi anlamanız öyle ders çalışmakla olduğu gibi olmuyor. Yıllar, yıllar içinde insan kendini tanıyor. Öyleyse bu kadar erken, 18 yaşında daha henüz ne istediğini bilmezken kimseye üzerinizde bu denli hak vermemenizi önereceğim.


Ve sevgili kızım, gerçekten biri sizi seviyorsa "ben" diye diye değil "sen" diye diye sever. Onun mutluluğu sizi mutlu görmekten, mutlu etmekten geçer. Size huzur verir. Fark ettiniz mi gerçekten sevmek tıpkı bir annenin evladını sevdiği gibi hep sen, sen diye diye yaşanıyor. Sizi "sen, sen" diye mutlu eden bir genç var mı hayatınızda? Son sözlerime gelirsem, eğer bu gencin sizi anlamadığını, onunla bu ilişkide mutlu olmayacağınızı düşünüyorsanız bugün için doğru düşünüyorsunuz. Henüz kendisini oluşturamamış, oluşturursa daha ileride belki yine deneyebilirsiniz. Şimdi tavsiyem ya bu ilişkiyi yaşaya yaşaya bu gençten soğuyarak ayrılmak isteyeceksiniz ya da şimdi kendi hislerinizle, aklınızla ayrılığa karar vereceksiniz. Zaten siz "hayır" demeye başladıkça bu genç kendini daha çok açık edeceğinden ayrılmanız fazla uzun sürmeyecektir. Sizin sabrınız ve tahammülünüze bağlı. Yazımın başında dediğim gibi, demek ki "görmelerin hepsi görünenin aslını görünceye kadar rüyaymış" demiş ya biri; sizi uyanmak üzere olan akıllı bir genç kız olarak gördüğümü söylemeliyim güzel kızım.


Sevgiler sevgili okurlarıma...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.