Sevdiğimden vazgeçmek istemiyorum

Yeşim Hanım merhabalar, benim uzun zamandır bir sıkıntım var atlatamadığım. Yaklaşık 8 senelik bir birlikteliğim var ve birbirimizi çok seviyoruz, artık evlenmeyi düşünüyoruz. Öncelikle şunu söyleyeyim benim annemle babam yaklaşık 13 senedir ayrı ve annem şu an başkasıyla evli. Benim üzerimde annem bu zamana kadar tek başına karar vermedi sürekli eşini de öne sürdü, onun fikrini de önemsedi. Onun olumsuz dediği tüm noktalarda ise benim hayatımla oynadı. Erkek arkadaşım annemin eşiyle konuştu, annem öyle istediği için ortada tekrar bir anlaşmazlık oldu, kimsenin rızası olmadı. Çok uğraştık, olmaması için sebep ne dedik bize sebep sunan olmadı, geçerli bir sebep yok. Annemle eşinin arasında bir sürtüşme geçiyor ve bu durum anneme yansıyor. Annem, erkek arkadaşımı eve çağırıp eşinin gönlünü almasını istiyor. Erkek arkadaşım da her şeyin o zaman tatlıya bağlanacağını düşünerek tamam diyor tatlıya bağlamak için uğraşıyor. Yaklaşık bu durumun üstünden 3 gün geçti ve annem hala gönlü olmayacağını ve benim bir seçim yapmam gerektiğini dile getirmek için kendini hazırlıyor. Ben sevdiğimden vazgeçmek istemiyorum, o benim ailem, her şeyim, çok mutlu ve huzurluyum, onu çok istiyorum, olması için çok çaba sarf ediyorum. Sizce bu anlattığım duruma karşı benim ne yapmam gerekiyor? Aileme karşı dik duruşumu sergiledikçe bir seçim yapmamı istiyorlar. Erkek arkadaşım 30 yaşında ben 24 yaşındayım, ikimiz de üniversite mezunuyuz. Kendi işi ile ilgileniyor. Sosyal bir insan, kitap okumasını seven, her şeye merakı olan, merhametli ve anlayışlıdır. Bu zamana kadar ben anlatmadan beni anlayan bir insandı. Erkek arkadaşım annesiyle yaşıyor rahatsızlığından dolayı beraber kalmamızı rica etti benden. Bu durum önce ailem için sıkıntı olmuştu daha sonrasında buna da razı gelip sorununun bu olmadığını dile getirdiler. Ve şu anda ortada olmaması için geçerli bir neden yok. Hayatta her şeyin olabileceğini, insanın her şeyi zamanla atlatabileceğini bana öğreten annemdi. Annem kafasında bir profil oluşturup benim bu hayatta öyle bir insanla olmamı istiyor. Bir nevi benim hayatımı o yaşayıp hayatıma alacağım insanları da o seçmek istiyor. Bunu kendisine görev edinmiş. Bu konuda yardımınızı istiyorum anneme ve aileme nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum artık ve çok çaresizlik hissediyorum. Öz babam ve ailesiyle görüşmüyorum. Annemin eşine de sonuna kadar saygım var sırf annemin mutluluğu için sevemeyecek olsam bile sevdim çünkü annem istedi. O, onunla mutlu diye hiç bir şeyine karşı çıkmadım her aldıkları karara saygı duydum. Ama artık bana karşı olan bu anlayışsızlığın karşısında benim iyi niyetimi suiistimal ettiler. Ben annemden bu zamana kadar hiçbir şey için ısrar etmedim, yük olmamak için uğraşıp dimdik ayakta durdum. Küçük sorunlarımı paylaştım ama çıkmaza girsem bile anneme yük olmamak için hiçbir şey demedim. Beni en çok üzen bu zamana kadar ben herkesin mutluluğu için uğraşırken ailemin beni seçim yapmaya zorlaması oldu. Bu durumu gerçekten hakketmediğimi düşünüyorum. Ortada büyük tutarsızlık dönüyor. Yakın zamanda annem erkek arkadaşımı eve çağırdı tatlıya bağlanacağını düşündük ama sanırım bu annemin bize küçük bir oyunuydu. Ve erkek arkadaşıma "Benim seninle ilgili bir sorunum yok. Ben sana ve senin hayatına, yaşam tarzına hiçbir şey demedim. Bana ne dersen de ama benim eşimle aran bozuk olmasın. Gerekirse bana ilerde anne deme ama bu adam senin baban olacak" gibi söylemlerde bulundu. Şimdi ise ortada bir sebep yokken gönül olmadığını dile getiriyor. Annemin eşini benden önde tuttuğunu düşünüyorum. İkinci evliliğinde annemin ailesi karşı çıkmıştı bu evliliğe. Ama annem bu evlilik için çok direndi. Şimdi ise halen dile getirmekte "Ben ailemi ve sizi karşıma alarak bu adamla evlendim, beni üzdüğünde bunları hakketmediğimi düşünüyorum" gibi söylemlerde bulunur. Öz babam sevgisini içinde yaşayan gururlu biridir. Sevgisini içinde yaşadığından dolayı ona ne zaman gitsem kendimi eksik hissederim. Bundan dolayı yaklaşık 8 sene içerisinde topu topu 4 kere falan görüştük. Yani anlayacağınız aile parçalanmasından dolayı ben en büyük desteği sevdiğim adamda buldum. Anlatmadan anlaşılmayı seviyorum. Çünkü küçüklüğümde ailemden yana o kadar yara eksiklik yaşadım ki sevdiğim adamda bunların hepsi tamamlanıyor. 16 yaşında sevdim, ilk sevdiğim, ilk aşkımdı. Evet ilişki sürecinde çok yara aldık, çok hırpalandık ama birbirimize olan sevgimiz, tutkumuz her şeyin üzerini kapattı. Ayrıca annem psikolojik tedavi de gördü zamanında ve halen etkisi üzerinde olan durumlar var. Ne zaman ki istediği olmazsa kendine zarar verme peşine giriyor. Bu evlilik için çok direttiğimde annem yine hastanelik olmuştu ve bana denilen tek şey bak anne bir daha bulunmaz oldu. Zamanında ikinci evliliğini yaparken sadece kendi rızasıyla yaptı. Bizim görevimiz ise sadece eşini sevmek oldu. Aynı evi paylaşmıyoruz, ben dedemlerle anneannemlerle yaşıyorum. Zamanında eşini çok severdim ama bir babanın yerini hiçbir zaman tutmuyordu. Manevi olarak ne kadar desteği olsa ne kadar kızım dese de yine de bana çok eksik geliyordu. Benim düşüncem annem bu kadar zorluk çekmiş, ilk evliliğinde sevgi görmemiş ve aile isteğiyle yapılmış bir akraba evliliğiydi. Bunları yaşamış bir insan olarak benim annem beni sevdiğim bir adama değil de kendi kafasında oluşturduğu bir profille evlendirmek istiyor. Annem benim hayatıma hep yön veren biriydi; iş hayatım, okul hayatım vs. yön vermekten asla vazgeçmedi. Ben onun mutluluğu için her şeyi yaptım ama karşılığını aldığımı düşünmüyorum. Bana yardımcı olur musunuz? Ne yapmalıyım?


Yeşim Tijen’in cevabı:

Sevgili kızım, yazdıklarınızda bir nevi annenizi mutlu etmek adına kendi hayatında annesinden huzuru kaçmasın diye saklanmış, birçok şeye susmuş ve geri planda durmuş sizle karşılaşmak beni üzdü. Sizin gibi akıllı bir genç kıza hiç kıyamadım. Hiçbir çocuk bu şekilde büyümemeli. Anne babanın görevi çocuğu dünyaya geldiğine pişman etmemek, ona kendini ezik hissettirmemektir. Anne babanın gösterdiği sevgiyle, ilgiyle kendini güvende hissetmelidir. Size bu sevgi ve güven hissettirilmemiş. İyi ki anne anneanneniz ve dedeniz varmış da siz daha fazla yara almadan, annenizin uzaktan uzağa talimatlarıyla kolay olmasa da bu yaşa gelmişsiniz. Ne kolay uzaktan talimatlarla sorumluluğunu tam almadan annelik yapmak... Maalesef bazen kadınlar kendi mutlulukları için çocuklarının hayatıyla oynayabiliyor. Onları ne anne ne baba ne de bir yuva sahibi yapıyorlar. Biraz sabredin, o çocuk anne babasıyla büyüsün sonra ayrılırsınız. Geç kalmış olmazsınız, hayat her yaşta güzeldir ama yok ille hemen ayrılacaklar. Aceleleri var. Hiç sabretmeden, yeterince fedakârlık etmeden gitmek doğru değil. Eninde sonunda hayat size hesap ödetiyor ya böyle yapmasaydım diye dedirtiyor. Bu önemli kararlar öncelik ve değer meselesi. Kimi için en değerli her zaman kendisidir. Dünya onun etrafında döner. Şiddetli bir geçimsizlik varsa bir kadın ya da erkek mutlu değilse elinden geleni yaptığına inanıyorsa ayrılmak, ikinci kez evlenmek en doğal hakkıdır ama bu ayrılıklarda kadın da erkek de bir afallayıp şaşırıyorlar. Hayatına bir başkasını alınca anne baba olduğunu unutuyorlar. İnsan kanından canından bir parçayı nasıl ihmal edebilir, nasıl ikinci plana atabilir? Ancak denk tutabilirsiniz. Kocanın yeri ayrıdır. Çocukların yeri ayrıdır. Kocasını önde tutarsa anneliğinin hakkını veremez sadece evliliğinin hakkını verir. Kadın isterse bunu bir şekilde ayarlar. Zaman içinde güzelce her şeyi rayına oturtturur. Kocasını önde tutup çocuklarını geri planda tutarsa sizin gibi tam anne olarak göremediği kendinden hep bir ödün vermek zorunda olduğu bir hayatın içinde annesiyle yabancılaşır. Buna dur demek zorundasınız. Ne kadar anne o kadar saygı = sevgi. Daha fazla sevgi saygı isteniyor, bekleniyorsa hak edilmeli.


Öncelikle sizin bir babanız var. Sanırım yıllar içinde biraz da annenizin etkisinde kalarak babanızdan da uzak durdunuz diye düşünüyorum. Sevgisini belli edemese de insanın babası varken bir başkasını baba yerine koyamaz. Koymamalı. Bir babaya bu hareket büyük darbedir. Anneniz babanıza karşı haksızlık yapıyor, siz cesaretle “Benim babam var.” diyebilmelisiniz. Annenize susmayı artık bırakmalısınız. Kendi hayatınız için ortaya çıkmaya tam da buradan başlayabilirsiniz. Annenizin devri bitti şimdi sizin devriniz, sizin geleceğiniz söz konusu. Bir anne evladına zorla kocasını saydıramaz, hele hele baba sıfatı, bunlar öyle bedavadan kimseye verilmez. Ya fizyolojik olarak kazanılır ya da hiçbir şeyiniz olmaz ama öyle fedakardır ki hak edilir. Gerçekten bir kadının çocuğuna baba gibi davranan erkeklerde vardır. Böyle yüreği güzel insanlara olacaktır da ama sizin anlatmalarınızda böyle yüreği güzel bir adamı hissetmedim. O adamı pış pışlayan bir anneniz var. Anneniz sizin de onun sayarak eşinin gözünde, ruhunda daha fazla yer kazanmak istiyor. Tabii ki bunları size yazarak annenizle saç baş olun demiyorum asla ama annenize artık ilk süt dişlerinizi göstermekle haklarınızı korumaya başlayabilirsiniz. İster ayılsın isterse bayılsın bunlar olacak diye korkmayın. Bu tarz korkutmalarla söyleyeceklerinizden geri durmayın. Annenize biri gerçekleri söylemeli. Ruhunuzu tırmalayan duygulardan annenizle baş başa kalınca konuşarak kurtulmalısınız. Anne-baba-çocuk arasında küslük olmaz, kin olmaz. Konuşmazsanız farkında olmaz. Doğru yapıyorum bilir bazen sizin gibi akıllı çocuklar ebeveynlerine annelik yaparlar.


Gelelim sevgilinize; eğer anlattığınız gibiyse düzgün bir genç. Üniversite eğitimi, işi olan ve oldukça uzun zamandır bu ilişkiyi taşıyabilen bir genç. Yalnız bir sorun var, sizin sorun olarak görmediğiniz büyük bir sorun var. Kayınvalideyle oturmak sandığınız kadar kolay bir durum değildir. Bu konuda sizi uyarmak zorundayım sonra o çok sevdiğiniz adam bile size zor gelebilir. Eşinizin annesi bir müddet sonra hareketleri, sözleriyle, varlığıyla sizin gözünüze batmaya başlar. Battıkça oğlunu sıkıştırmaya başlarsınız. Onun annesi rahatsız olmaz ama sizin için öyle mi? Bu şimdiki zamana göre bir durum değil yavrum. Ya altlı üstlü oturun ya yakın oturun ama aynı evde oturmayın derim. Kararınızı bu durumu çözerek vermelisiniz. Anneniz konusunda yazımın başından beri anlatmaya çalıştığım gibi sessiz kalamayacaksınız. Kendi nasıl ailesine istiyorum diye direttiyse siz de istiyorum diye direteceksiniz. Bunun başka yolu yok. Annenize sessizliğinizle kendinizi gösterememişsiniz bir sesinizi çıkarın da bir evladı ve onun da istekleri arzuları olduğunu hatırlasın. Size her şeyin güzel olmasını diliyorum yavrum. Siz bu güzellikleri çoktan hak etmişsiniz ama hak verilmez alınır denir bilin istedim.


Sevgiler sevgili okurlarıma...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Ailem sevdiğim çocuğu istemiyo Erzurumlu diye illa bizim köylü olucak o çocuğu birakicaksin diye ablamla baskı yapıyorlar her seferinde babana söyleriz diye tehtit ediyorlar beni o çocuktan ayırmaya çalışıyorlar ama çocuk çok iyi ve asla ondan ayrilmicam ailemin baskısı artık psikolojik soruna yol açıyor illa Bizim köylü olucak diye üstüme geliyorlar napmam lazım ablam bizim köylü birini buldu diye illa benim de bizim köylü biriyle olmam lazımmmiş bizim köyde böyle bir adet gelenek yok ama o kar çok baskı yapıyor illa istediği çocukla birlikte olursam beni dışarı salicakmis o çocukla olduğum...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.