Keşke evlenmeden önce olmasaydı
Merhabalar, 21 yaşındayım ve üniversitede okuyorum. Öyle güzel hayaller kurarak gelmiştim ki bu şehre... Fakat çok karmaşık bir hayatın içinde buldum kendimi. 2. sınıfın sonunda bir çocuk ile tanıştım, ilk sevgilim ve de son olacağını düşünüyorum ama bazı sorunlar var. Her şeyin ilkini ve sonunu 1 kişiyle yaşamayı savundum hep. Şu anki sevgilim ilklerimi yaşadığım bir insan diyebilirim. Böyle başlayan ve size yazan, sayfanızda gördüğüm bir arkadaşın birebir arkadaşın yaşadıklarını yaşadım. O an istedim ve yaptım, sonrasında pişman oldum ama bunu erkek arkadaşıma söyleyemedim çünkü istemiştim. Prensiplerim yıkıldı. Keşke evlenmeden önce olmasaydı diyorum, kendi kendime kötü hissediyorum ama ikilemdeyim. Erkek arkadaşım ikinci defa olsun, artık sen benim eşim gibisin diyor. Bense hala keşke olmasaydı durumundayım. Bir türlü bu baskıyı üstümden atamıyorum. Ona da istediğimi söylediğim için suçlayamıyorum. Lütfen bana yardımcı olur musunuz? Ne yapacağımı bilmiyorum.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Mart ayından mart kadar soğuk olmayan sıcacık bir merhaba sevgili okurlarıma. Mart soğuk soğuk bakmaya, bakışlarıyla bile içimizi soğutmaya devam ediyor. Biz de her kış olduğu gibi bu kış da adı çıkmış olmasına rağmen marttan iyilik bekliyorduk. Tüm iyi niyetimize rağmen bu kış da marttan karı, soğuğu yedik mi? Yedik vallahi. Ne yaman bir ay olduğunu her kış olduğu gibi bu kış da kabul ediyoruz. İnsan doğanın gücüne karşı haddini bilmeli, gerçeklerden fazla uzaklaşmamalı. Haddini bilmeli dedim de hadi buradan yazıya girelim. Haddi nedir insanın? ya da Genç birinin haddi nedir? diyelim. Mesela istediğini yaşayamaz mı? Hayatında ille sınırları mı olması gerekir? Sınır sadece kadınlarda mı olması gerekir? Erkeğin niye sınırı yok? Kadın ve erkek eşitse neden kadın istediğini yapamıyor? gibi bir sürü soru insanın aklına gelebiliyor. Evet sevgili okurlar, ülkemizde kadın erkek ilişkilerinde hala sınırlar gerekiyor. Bu kişinin menfaati için gerekli çünkü hala bekaret önemseniyor ve bu yaşananın bedelini eskisi kadar değil tabi ama yine endişelenerek, üzülerek, kendinizi eksik hissederek ödüyorsunuz. Tıpkı sizin gibi sevgili kızım. Siz ana kendinizi kaptırmışsınız, sınırlarınız aşmışsınız. Dünyanın sonu olmadığını bilmelisiniz. Siz bekaretinizi kaybettiniz diye dünya başınıza yıkılmayacak. Siz kendinizi koruyacaksınız. O zaman kendinize kabir azabı çektirmek yerine en akıllıca olanı yapın, bir an önce olanı kabul edin yavrum. Zihninizle yaptığınız muharebeye son vererek olanı kabul etmek size çözümler için kapı aralayacaktır. Neden kapıyı aralamıyorsunuz yavrum?
Ders alınmış başarısızlık başarı demektir.
Prensiplerinizin olması güzelmiş bu sizin değerlerinizin de olduğu anlamına geliyor. İnsan prensipler oluşturabilir, o prensiplere karşı duramayabilir de. Yaşanılan her deneyimle insan yavaş yavaş kendini şekillendirmeye başlar. Heykeltıraşın heykelini yapması gibi düşünün. Yontarak, törpüleyerek yapmalıyım, etmeliyim düşüncelerinden yaparım, ederim gibi kesin cümlelere geçer. İnsan kendini tanıdığında adeta yaşamın içinde bir evrim geçirir dersem yalan olmaz. Siz de şimdi öyle bir dönemeçtesiniz. Kendinizle konuşuyor, sorguluyor, kızıyorsunuz. Ben ne yaptım? Allah kahretsin, yapmamalıydım diyerek monolog halindesiniz. Çok doğal durumlar, kendi kendinizi hayal kırıklığına uğratmışsınız. Sadece sizin değil birçok genç kızın hayali ilk aşkıyla ya da evlendiği erkekle ilk beraberliğini yaşamaktır. Bu eski zaman için mümkündü şimdilerde bu kadar dip dibe, iç içe yaşamın içinde kadın erkek bır arada çokca vakit geçirince pek mümkün olamıyor. Hala başaranlar da var tabi. Mühim olan ilk beraber olduğunuz kişiyle ille evlenmek değil yavrum. Mühim olan sizi mutlu eden, kıymetinizi bilen, sizi tamamlayan, değer veren, beraberce kahkahalarla gülebildiğiniz biriyle evlenmelisiniz. İlklere takılı kalmayın, ilkler eski zamanın değerleriydi. Her yaşanan zaman kendi dinamiklerinide beraberinde getiriyor. Bugünün dinamiği ne? Kimse ilk beraber olduğu kişiyle evlenmek zorunda değil. BEDEN SİZİN. İlle beraber oldum diye evlenmek zorunda değilsiniz. Sizin bekaretinizin olması ya da olmaması sizi değersizleştirmez. Sizi değerli kılacak olan sizsiniz. Bunu bir an önce fark ederek hayatınıza yön verin. İnsan kendine kattıklarıyla kendini ortaya çıkarır. Diğer yandan erkek arkadaşınızın bir kere beraber oldunuz diye yine beraber olmak istemesine gelirsek ona göre hava hoş. Bütün dünya erkelerin arzusunua zevkine göre dönüyor. Yok öyle hala beraber olmaya devam etmek. Sizinle evlenemeyi düşünüyordur, bunu hatta çok istiyordur ve tabi hormonlarının etkisiyle gümbür gümbür bolca vaat ediyordur ama yarın? Yarın aynı duygularda o olsa siz olacak mısınız? Bunu bilmiyorsunuz. Kimseye güvenerek hayatı yaşayamazsınız. Bakın kendi kendinizi bile hayal kırıklığına uğratabildiniz. O halde yarının ne getireceğini bilebilir misiniz? Bilemezsiniz. Bu durumun yaşanmış olması süreklilik haline getirmenizi gerektirmez. Sınırı burada koymalısınız. Yaşanmış yaşanmıştır, sürekliliğiyse sizi farklı noktaya götürür. Bir takım şeyleri ülkece aşmamız evrim geçrdiğimiz anlamına gelmiyor. Hala birtakım değerler ülkemizde bazı kişilerce değerli bunu unutmayın Yarın bir gün süreklilik haline getirdiğiniz bu cinsel beraberliğin pişmanlığını da yaşayabilirsiniz Yaşam sizin yavrum, yaptığınız her şey yaşamda karşılığını bulur. Hayat bumerang gibidir deniyor ya hayata güzellik bırakırsanız güzellik, dert bırakırsanız dert size geri gelir. Bunun farkındalığıyla adımlar atın. Daima aklınızla kalbiniz kararlarınızda örtüşsün sadece kalple yanılırsınız, o günkü gibi. O gün aklınızla hareket etmiş olsaydınız bu sıkıntıları yaşamıyor olurdunuz. O halde ne yapıyorsunuz? Hayata ümitle ve akılla bakıyorsunuz güzel kızım.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR