İnsanlara nasıl güveneceğim?

Merhaba Yeşim Hanım

Güven ile ilgili araştırma yapıyordum, sizin bu konuda biriyle yazışmanızı gördüm. Ben de size yazmak istedim. Geçmiş ilişkimde çok kötü güven eksikliği yaşadım. Geçmiş dediğim 2015 senesi. O günden sonra karşıma kim çıkarsa çıksın bir türlü kimseye güvenemiyorum. Şimdi 2 senedir ilişkim var. Yine bu kişiye bile güvenemiyorum. Son zamanlarda artık sinir hastası oldum resmen. Geç arasa, telefonu meşgulse, 1 saat geç mesaj yazsa vs aldattığı düşüncesi beynimi resmen fare gibi kemiriyor. Son zamanlarda sürekli aldatıldığım hissi sarıyor içimi. Hatta rüyada bile beni aldattığını görüyorum. Paranoya oldum resmen. Ben kaybolan güvenimi nasıl telafi edeceğim kendimde? Nasıl insanlara güveneceğim? Yardım edin bana lütfen.


Yeşim Tijen'in cevabı...

Merhaba sevgili oğlum, gençken hayat insanının üzerine soldan soldan gelir ne zamanki kişi aklını keşfeder işte ondan sonra kişinin hayatı düzene girer. Onlar ermiş muradına kısmı başlar. Siz de eğer aklınızı keşfederseniz yaşamınız düzene girecektir. Yaşadıklarınızla kırılmış yıpranmışsınız. Güvensizlik eşittir “Korku”. Korkular insana neler neler yapar. Zihninizde cirit atan korkularınıza dur demeyi bilmezseniz bir zaman sonra SİZİ ELE GEÇİRMEYE BAŞLAR. Dengenizi bozar tıpkı yara almış bir hastanın kan kaybı yaşaması gibidir korkulara düşmek. Dolayısıyla korkular her şeye gebedir. Şayet korkularınızın ümüğünü sıkmazsanız sizinle kedinin fareyle oynaması gibi oynar. Buna dur diyeceksiniz. Fakat bu durum sizi aşmışsa o zaman bir doktora gidersiniz bir ilaçla sizi rahatlatır. O rahatlama esnasında siz de birçok şeyi zihninizde yola koyarsınız. Geçer yani yavrum. Her şey gibi, geldiği gibi geçer gider. Evet aldatılmışsınız, aldatılmanızla kendinizi eksik hissetmiş olmalısınız. O eksiklik duygusunun etkisi içinde kendi kendinizi olumsuz düşüncelerinize maruz bırakmışsınız. “Ben yetersizim, demek ki bende eksik bir şeyler var. Kimle beraber olsam beni aldatacak.” İşte bunu içten içe kendi kendinize yazıp çizmiş olmalısınız. Böyle olunca da kendinize olan güveninizi kaybettiğinizden başkalarına güvenmemeye başlamışsınız. Ben eksiğim, yetersizim, beni aldatırlar düşüncesine kendinizi inandırarak adeta kendi kendinizi yaftalamış olmalısınız. Yoksa niye bu derece bir güvensizlik içine düşesiniz? İlle biriyle beraber oldunuz diye enerjileriniz, kişilikleriniz birbirine uyacak, bu ilişki evliliğe gidecek, yıllarca birbirinizi taşıyacaksınız diye bir kural ve şart yok. Olmayabilir, yürümeyebilir, ayrılabilirsiniz. İnsanın başına her şey gelebilir. Kişiye düşen yaşadıklarından dersini alıp yoluna devam etmektir. Geldi, geçti, gitti diyeceksiniz. Siz geçirmemişsiniz, yaşadıklarınızla farklı şekil almışsınız. Oysa kendinizi hemen olamasa bile akabinde toparlayabilmeliydiniz. Kendinize inancınızı kaybetmişsiniz, eksiklikler hissetmişsiniz. Kim tam ki... Herkes yaşamı boyunca kendini tamamlamayla geçiriyor. Tamamlayan var mı sanmama hep eksik o zaman elinden gelenei yapmakla yükümlüyüzü. Yaşadıklarınız sizin değil sizi aldatan kişinin acizliği, çirkinliği aldatmak. Siz tam da orada, aldatılmanızda takılı kalmışsınız. Yazık size yavrum. O kısmı zorlansanız da geçmek için elinizden geleni yapmalıydınız. Aldatılmaya yenilmişsiniz. Şimdi size düşen kendinizi yeniden diriltmek. Bunu ya siz yapacaksınız ya siz ve doktorunuz yapacak. Kısaca yaşadıklarınıza yenilme hakkınız yok. Hayatla savaşmayı öğrenmelisiniz. Yıkılıp yıkılıp ayağa kalkmayı öğrenecek, kendinizi istediğiniz kıvama getireceksiniz. Şu anki korkak güvensiz kıvam size uygun değil. Ne kadar ondan saklamak, göstermemek için çaba harcasanız da sevgilinize söz olarak, davranış olarak, enerji olarak yansımıştır. O nedenle kendinize bir an önce sahip çıkmalısınız. Bu da zihninize sahip çıkmakla mümkün olacaktır. Kendinizi motive edeceksiniz; ben iyiyim, ben harika bir erkeğim, kendinizde sevdiğiniz beğendiğiniz yönleriniz ile kendi kendinize kendinizi sevdireceksiniz. Şunu görün beğenilen birisiniz ki ilişkileriniz kısa sürmüyor, bu önemli bir tespittir. Bazı şeylere engel olamayacağınızı bilmelisiniz, farklı bir çağdayız.


Bu çağda en güzel kadın da aldatılabilir, en yakışıklı erkek de aldatılabilir. Çünkü şartlar çok müsait. Engel nedir derseniz kadın ya da erkeğin karakteridir yoksa çağ çok müsait. Bir genç kız kişilik olarak aldatmaya meyilliyse dışarıya ve erkek arkadaşlara olan ilgisiyle, alakasıyla, sosyal medya paylaşımlarıyla, çevresiyle, iletişimiyle kendini belli edecektir. Beni aramadı, geç aradı acaba beni aldatıyor mudur diye endişe yaşamak yerine onu gözlemleyerek sizi aldatıp aldatmadığını hissedersiniz. Siz kendinizden emin olmaya bakmalısınız. Kendinizden emin olursanız zaten bu kadar aldatılıyor muyum diye düşünemezsiniz. Güven böylesine insanın ruhunu dolduran bir duygudur. Bu duygu eksik olduğunda da yaşadıklarınızı yaşarsınız. KORKARSINIZ. Diğer yandan şüpheleriniz gerçekse kız arkadaşınız sizden uzaklaşır, sizinle beraber vakit geçirmemeye çalışır. Yalan konuşur, o yalanlarla size sık sık yakalanır. Ayrılmaktan daha sık bahseder, ayrılıktan korkmaz. Aramaz, merak etmez, sizinle ilgilenmez. Sizden uzak durur, elini bile tutmanızı istemez, zoraki isteksizce tutar, sonunda zaten bırakır. Yani bayağı bayağı sizden uzaklaşarak “ben senden soğudum” demeye başlar. Siz bu yazdıklarımdan ilişkinize bakacaksınız.


Sevgili oğlum, herkesin yaşama uyandığı bir an olmalıdır yoksa yaşamınız güneşsiz günler gibi soluksuz, renksiz ve mutsuz geçer. Buna izin vermeyeceğinize inanıyorum. Göreyim sizi.


Sevgiler sevgili okurlarıma...


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.