Babam bekar gibi yaşıyor

Açıkçası nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Daha önce kimseye kendimi ifade edemedim, hep kendi içimde yaşadım bazı olanları. Ben 18 yaşındayım. Üniversite sınavına hazırlanıyorum, liseyi bitirdim. Benim annem ile babam sürekli kavga eder hatta bazen babamın anneme vurduğu zamanlar bile oldu. Annemin dudağı patlamıştı hatta ben de çok üzülmüştüm. Babam çok katı bir insan; eve bakmaz, evin ihtiyaçlarını almaz. İşte çalışıyor ama hep kendine ve arabaya yatırım yapıyor. Annem de çok çalışkan birisi. İşe gider, parasını kazanır, evin ihtiyacını alır ama gel gör ki annem de başkasıyla konuşuyor. Onu çok seviyorum ama bu sefer de yaptığı doğru değil. İşin özeti ben hep ikisi arasında kalıyorum. Acaba birine çok iyi, diğerine kötü mü davranıyorum diye kendime kızıyorum. Babamdan nefret eder oldum, ne bana ne de anneme bir şeyler alır. Ama annem benim her ihtiyacımı gideriyor. Biliyorum sonuçta birinden beklentiye girmemek lazım ama o sonuçta benim babam. İnsan kızını düşünmez mi hiç? Ablam da var. Şu an evli, kaçarak evlendi. Ona hele hiç yardımı olmadı, hep kendi çalıştı ablam. Bazen intihar etmeyi bile düşündüm ama Allah’ın verdiği cana kıyamazdım. Hele şu zamanlarda başımızda bir bela var. Evimizde kiracı var ama çıkmıyor. Annemle babam bu yüzden de hep tartışıyorlar ve ben çok üzülüyorum bazen hiç dayanamıyorum, kimseye de bir şey anlatamıyorum. Hep kendi içimde yaşıyorum. Bende kalp kırıklığı da var kimseye güvenemiyorum, hep yalnız kalmak istiyorum. Bu zamana kadar sevdiklerim tarafından hiç doğru dürüst sevilmedim. İşte durum böyle... Bazen ikisinin ayrılmasını bile istiyorum çünkü babamın bize hiçbir yardımı yok, sanki bekâr gibi. Ama annem de hatalı. Ne yapacağımı bilmiyorum, lütfen bana yardım et Yeşim Abla…


Yeşim Tijen’in yanıtı:



İnsan onsekiz yaşında böyle karışık aile halleri içinde olunca yaşama umutsuzca bakıp aklından ne kadar olumsuzca düşünceler geçirebiliyor, değil mi sevgili kızım? Ama yaşam anne babanızın yaşadıklarından ibaret değil. Hayat sizin yaşlarınızdaki gençlere hep ne yaşarsa yaşasın gülümseyerek bakıyor. O nedenle sakın ailenizin yaşadıklarına bakarak kendi hayatınızın kaderini biçmeyin. Kendinize yazık edersiniz. Sizin hayatınızın ümidi sizsiniz. Hayata güzel düşüncelerle, gerçeklerden de uzaklaşmadan pozitif bakışınız ve hayalleriniz sizi güzel günlere ulaştıracak. Sizin ümidiniz anne babanız değil, o çocukkendi. Siz artık genç bir kız oldunuz. Daha da genç olacaksınız daha da güçleneceksiniz, bunları görmeye hemen başlamalısınız. Evet, hayatın olumsuz yüzüyle büyümüşsünüz ama size hayatın çok güzel başka yüzünden bahsedeceğim. Güzel günlerden, mutlu kadınlardan, mutlu ailelerden… Bunlar hep emekle ve çabayla, seçimlerle yaşanan gerçekler. Siz isterseniz kendinize yaşatacağınız hayat bu olmalı. İşte hayatın bu güzel yüzünü ancak kendinizi bu sıkıntıların içinden çıkarırsanız, kendi hayatınıza odaklanırsanız görebilir ve yaşayabilirsiniz. Bu sebepten dolayı sizden kendi hayatınıza odaklanmanızı istiyorum, yoksa ailenizin sorunlarının içinde boğulacaksınız. Niye boğulasınız? Ailenizi, annenizi, babanızı o yaşadıkları durumlardan siz bu halinizle kurtaramazsınız ama kendinizi kurtarmak sizin elinizde. Tabi bunun için kendinize yönelmeniz lazım. Şimdi kendi hayatınızda yapılması gereken ne var? Üniversiteyi kazanmak. O zaman ona konsantre olup elinizden geleni yapıp mutlaka üniversiteyi kazanmalısınız. Bu sizin kendinize olan borcunuz. Artık küçük bir kız değilsiniz, on sekiz yaşındasınız. Kendi ayaklarınızın üzerinde durmalı, büyümelisiniz. Kendi ayaklarının üzerinde durmaya başlayan insan güçlenir. Sizde de öyle olacak, güçlendiğinizi göreceksiniz. Bu ailevi karışıklıklardan ablanız kaçarak kurtulmayı seçmiş, yanlış bir adım olmuş. Sorunlardan kaçmak için bir başkasına kaçmak; kurtulmak demek değildir. Kendini başka bir derdin içine atmaktır. Bunlar hep ailenizdeki dağınıklıktan, sevgisizlikten kaynaklı hareketler. Çözüm; doğru düşünmeyi ve sorgulamayı öğrenmeye başlamak ki siz akıllı bir kızsınız, yalnızca kendinizin farkında değilsiniz. Susmayı, konuşmamayı, içinize atmayı seçmişsiniz. Belki de susarak kendinizi koruduğunuzu düşünüyorsunuz ama insan tepkilerinin göstermekten kaçarsa nasıl kendi olacak, kendisini nasıl tanıyıp bilecek? İnsan kendini bilirse hayattaki yerini de bilir. Siz hayattaki yerinizi biliyor musunuz? Bilmediğinizi görüyorum.



Sevilmediğinizi düşünüyorsunuz. “Sevememek biraz yorgunluktandır” demiş Gülten AKIN. Aileniz kendi uyumsuzlukları, kavgaları, tatminsizlikleri, içinde yorgun olmalılar. Bu yorgunluklarından size sevgilerini göstermeyi, hissettirmeyi beceremeseler de her ikisi de mutlaka seviyorlardır, bundan kuşku duymuyorum. Anne babanızın, çevrenizin sevgisini duymanız önemli tabi, size kendinizi iyi hissettirir, peki siz kendinizi seviyor musunuz? Kendinizi mutlu etmek için ne yapıyorsunuz? Kendiniz için ne çaba gösteriyorsunuz? Kendini seven insan kendisi için bir çaba içinde olur, değil mi? İşte bu çabayı kendiniz için gösteriyor musunuz? Kendini ortaya çıkarmak, değerli kılmak için yaptığınız bir şeyler var mı? Bu çabanın içinde olursanız intihar etmeyi aklınızdan bile geçirmezsiniz, birisiyle kaçmayı düşünmezsiniz. Sevilmediğiniz düşüncesi içinde olmazsınız. Hem bilmelisiniz sevgi her zaman sözlerle ifade edilmez. Bazen annenizin yapmış olduğu bir kekin içindedir sevgisi, bazen beraber ettiğiniz sohbetlerdedir, bazen de gözlerindedir, görmek isterseniz… Ailenizin sorumsuz üyesi ve sözde reisi babanıza gelirsek; annenize şiddet uyguluyor, sadece kendini düşünerek yaşıyor, sizlerin maddi manevi hiçbir ihtiyacını karşılamıyor olmasıyla aslında pek çok şeyi hak ediyor. Bu, annenizin hareketini tabi ki doğru kılmıyor ama günümüzün gerçeği gizli ilişkiler içinde olmak ne yazık ki. Kadın için de erkek için de bu durum başa baş aynı oranda geçerli. Kadın-erkek eşitliği burada sağlanmış. Sosyal medya insanları elinde oyuncak etmiş durumda. Bir sizin değil birçok ailenin farkında olmadan aldatıldığı alan sosyal medya. Bu duruma siz mani olamazsınız. Anneniz bu konuşmayı istiyorsa devam edecektir. Kendinizi huzurlu hissetmek istiyorsanız annenize yaşadıklarını anladığınız ama bu durumun sizi rahatsız ettiğini çekinmeden söyleyemeye cesaret edebilmelisiniz. Annenizin sizin ihtiyaçlarınızı karşılaması sizi ona karşı borçlu bırakmamalı. Artık biraz cesareti olmalısınız içinizde sakladığınız, susturup durduğunuz, baskıladığınız kız özgürleşmeli. Bu özgürlük sizin kendinize güveninizi kazanmanız için önemli. Bütün bunların sonunda size hüzünlerinizle, içinizde birikenlerle, içinizden taşanlarla ve sorun ettiklerinizle vedalaşmanız gerektiğini öğütlüyorum. Bu hayatın içinde yaşasanız, bir parçası olduğunuzu düşünseniz de bu sizin hayatınız; sizin seçiminiz değil. Siz annenizin hayatını yaşamayacaksınız. İçinizden birçok benzer yanlarınız çıksa da annenizin hayatı çıkmayacak. Çünkü siz kendinizi geliştirerek, hedefler koyarak, çaba göstererek kendinizi yarınlara hazırlayacaksınız. Emin olun kendi hayatınızı çok seveceksiniz. Yazdıklarımı anlayana kadar okumanızı öneririm.


Sevgiler sevgili okurlarıma…



Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.