Koca olmak istemeyen koca
Sorunlarım bayağı uzun ve çıkmazdayım. Şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim. Ben 36 yaşındayım. 3 tane çocuğum var. 13 yıllık evliyim. Evliliğimin ikinci yılında kocam beni aldatmaya başladı ve aldattığı kişiler genelde ya bekar ya da şehir dışında olan kişilerdi ve ben bunları telefon mesajları ile yakalamıştım. İlk aldattığında 1 tane çocuğum vardı ve onun için boşanma taraftarı değildim. Tekrar bir şans vermek istedik. Bu arada bende ona karşı güvensizlik durumu gelişti ve ona güvenmediğimi ve inanmadığımı kendisine defalarca anlattım çünkü bu aldatma olayları tekrarlandı ve benden uzaklaşmaya başladı. Karı koca olarak ilişkimiz bitmiş durumda ve yıllardır karı koca ilişkimiz yoktu. Bir evde iki arkadaş gibiydik. Söylediğim her şeyi yapar, ev işlerine ve çocuk bakımına yardım ederdi. Sanki aramızdaki tek sorun cinsellikti. Cinsellik konularını görüştüğümde de “canım istemiyor” diye beni reddederdi. Bir ara aramız düzeldi gibi oldu ve 3 yıl evvel ikiz bebeklerim oldu. Geçenlerde yine bir aldatma olayı ile karşı karşıya geldim. Eşim farklı şehirden birisi ile mesajlaşmaya başlamış ve bunu gördüm. Kendisiyle konuşmaya çalıştığımda benim söylemlerim yüzünden benden nefret edip dışarıya yönlendiği, istemediği gibi bir sürü şeyler söyledi. Tartıştık, evden ayrıldı ve boşanmaya karar verdik. 10 gün kadar ayrı yaşadık. Boşanma taraftarıydı. Benimle görüşmeye geldi. Ben de “Bana kocalık edeceksen, çocuklarına babalık edeceksen ve o aldatmalarını bırakacaksan gel. ‘Yok, bunları yapamam.’ diyorsan ayrılalım.” dedim. O da ayrılma taraftarı ama çocuklar için kararsız. “Biraz düşüneceğim” deyip yine gitti ve ertesi gün bu kararı vermek benim için çok zor oldu. Çocuklar için en sağlıklısını düşünmeye çalıştım. “Bu saatten sonra sen sadece benim çocuklarımın annesisin ve ben de senin için çocuklarının babasıyım, dahası olmaz.” deyip tekrar eve döndü. Şu an bana küs ve soğuk. Ne yapacağımı bilmiyorum. Gerçi ben de bir şey yapmıyorum, konuşursa konuşuyorum. Ayrılmak istiyorum ama çocuklarım var. Birlikte olsam, mutlu değilim. Lütfen bir fikir verin. Çok teşekkür ederim.
Yeşim Tijen’in yanıtı;
Merhaba sevgili okurlarım. Biraz evvel bir söz okudum. “Geleceğinin sana ihtiyacı var, geçmişinin değil.” demiş biri. Evet, insan ne yaşarsa yaşasın, ihtiyaç duyduğu tek kişi kendisi. O yüzden kendine umutla bakmalı. Yenilgileri, sevilmemelerini, istenmemeleri, kısacası artık ne yaşıyorsa onlara rağmen kendisiyle ilgili umutlarını ve kendine olan inancını yitirmemeli. Umutları olmayan insan yaşamıyor demektir. Yaşadıklarına inat, kendine daha çok özenmeli ve süslenmeli. Kendini istemeyen, kadın olarak görmeyen eşine arkadaş gibi davranmalı ve karşısındakini bin pişman edebilmeli diye düşünüyorum. Bir erkek neden eşiyle beraber olmak istemez diye insan soruyor. Kendinize bedeninize -beden kısmı çok önemli- dış görünüş olarak temiz bakıyor, evinizde ya da dışarda ışıl ışıl dolaşıyorsanız ve eşiniz bunu görmüyorsa cinsel uyumunuz yoktur ya da eşinizde başkaca sorun vardır. Kadın için kötü bir durum… Kadın yaş aldıkça kadınlığı güzelleşir, kendini ve bedenini keşfetmiştir. O yüzden de kadınlığını tam anlamıyla yaşamaya başlar. Siz de kadınlığınızın güzelleştiği yaşlarda olmalısınız. Böyle olmamalıydı. İnsan kendini yeterince sevmeyen, kocalık vazifelerini yapmayan, başka kadınlarla aldatan ve sadece kâğıt üstünde evli olduğu kocasıyla hala nasıl aynı evde kalabilir? Çocuklar için bir evlilik yürütülür mü? Ya da yürütülmeli mi? Kadının hem kadınlığı hem anneliği arasında sıkışıp kaldığı durumlar maalesef yaşanabiliyor. Bazı erkekler kadının ruhsal ve bedensel ihtiyaçlarını görmezden gelerek yaşamlarını düşüncesizce sürdürebiliyorlar. Kimi kadın mutsuzca yaşamına devam ediyor, kimi kadın mutluluğu gizlice dışarıda arıyor. İşte bu şekilde, mutsuzluğunu kendi içinde yaşayan kadın böyle zamanlarda birtakım sorularla baş başa kalıyor. “Benim hayatım mı, çocuklarımınki mi?” diye kendine sorup cevabını her şeyde arıyor. Bu soruların cevabını bulması öyle hemen olmaz. Kadını bir kolundan anneliği, bir kolundan “Elalem ne der?” endişesi çeker. “Yuvam” dediği evi bir kolundan çeker, kocasız yaşama korkusu bir kolundan çeker. “Madden ne yaparım, nasıl yaşarım?” endişesi bir kolundan çekerken sorularının cevabını bulması bazen yıllar alır her şey kişinin değerlerine, umutlarına, cesaretine ve kişinin kapasitesine göre değişir. Yani insanın atacağı adımları ve şartları kadar karakteri ve cesareti de belirler. Yazdıklarınızdan gördüğüm; ayrılığı tam istemiyorsunuz. Tabi ki boşanmanın getirileri ve götürüleri olacak. Az çok bildiklerinizle bunlardan yana korkuyorsunuzdur. Sorularınızın cevabını siz kendi yaşamınızın içinde bulacaksınız. Kendinize soracaksınız “Ben bu adamla bu şekilde sevilmeden, kadınlığımı yaşamadan, karın tokluğuna sadece çocuklarımın babası olarak ömrümü harcayabilir miyim?” diye kendinize soracaksınız sevgili kızım.
İnsan kendisini kadın olarak görmeyen birine nasıl yaklaşabilir ki? Kadınlık gururu diye bir şey var. Kadın bir yanaşır, iki yanaşır, karşıdan ilgi görmeyince kendini geri çeker. Adeta kendi içine kaçar, güvensizleşir. Kadınlıkla ilgili tüm duygularını arzularını bastırarak yaşar. Diğer yandan, çocuklar anne baba için çok önemlidir. Bakın burada eşiniz sizlerle kalırken hayatını başka kadınlarla gün etmeye devam edecek ama sizin böyle bir hakkınız yok. Siz onun karısısınız. Çocuklarını evet bırakmak istememiştir ama eşlerini de kendilerine zimmetli, genelde namusları olarak görüyorlar. Ne güzel bir hayat değil mi? Ne yardan ne serden vazgeçiyorlar. Çünkü boşanınca yalnız kalmayacağınızı biliyorlar ve ne bunu istiyorlar ne de çocuklarının bir başka erkeğin yanında büyümelerini istiyorlar. Hal böyle olunca aynı evde “Yaşar ne yaşar ne yaşamaz” misali bir evliliği sadece kâğıt üstünde yaşanır kılıyorlar. Diğer yandan üç çocuğu olan bir kadın için boşanmak kolay da değildir. Başka biriyle evlenmek, yeniden bir yuva kurmak ihtimali oldukça zayıftır. Kimse üç çocuklu bir kadınla evlenmek istese de cesaret edemez. İnsanlar kendilerine zor bakıyorlar. Durumu iyi birinin olması lazım. Kimse dört kişinin sorumluluğunu almak istemeyecektir. Bir başka şansınız olmayabilir de bir ihtimal olabilir de. Günümüzün modası, biriyle beraber yaşayabilirsiniz. Bu daha çok ihtimal dahilinde. Bunları bilerek yani bir yerde göze alarak adım atmalısınız. Çocuklarınız küçükler, babaya ihtiyaçları var, bunu göz ardı edemezsiniz. Çalışma hayatınız var mı yazmamışsınız. Çalışmayan bir kadının boşanınca bir ev geçindirmesi çok zor. Bu da sizi oldukça zora sokacaktır. Ben diyorum ki biraz daha evliliğinizde sabredin ama dediğim gibi kadınlığınızı göstere göstere onu şaşırtın. Kendiyle ve yaşamla barışmış bir kadın olmak için gayret edin. Ondan uzak durarak kimden vazgeçtiğini, kimi kadın saymadığını göstererek onu pişman edin. Bu zor bir şey değil. Sadece biraz kendinizden çıkacaksınız. Daha işveli, cilveli olun konuşmalarınızda. Kıyafetleriniz hafif seksi olsun, dişiliğinizi ön plana çıkarın evde ama bütün bunları yaparken ona sadece arkadaş kadar yakın olun ki bu tepkiniz eşinizi etkileyebilsin. Üç çocuğu olan bir kadına “boşan” demek kolay bir söz değildir yavrum. Demeyi isterdim eşinizin siz yok saymasına karşın ama o üç çocuk insanı engelliyor. Yaşayacağınız zorlukları öngörmem beni engelliyor. Biraz siz güçlenin, biraz çocuklarınız babasıyla büyüsün. Hayat kaçmıyor. İnsan hayatı bir şeyleri kaçırsa da bir yerinden yakalayabiliyor diyeceğim ve beni bir kısım okuyucum sözleriyle topa tutacak. Olsun, onlar yaş aldıkça beni anlayacaklardır. Şimdi gençliklerinin verdiği heyecanı, kurdukları tüm olumsuz cümlelerini hoş görmeye çalışıyorum. Çünkü bazıları saygı sınırını aşıyor. Eleştiriye açığım ama saygısızlığa açık değilim sevgili okurlar. Herkesin aradığı mutluluğu eşinde bulabilmesi dileğiyle, umutlu günler diliyorum.
Sevgiler...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR