En büyük sıkıntım anne sevgisizliği
Okurun ilk sorusu:
Merhaba Yeşim Hanım, ben 22 yaşındayım. Benim sıkıntım annemle ilgili. Biz iki kardeşiz bir de erkek kardeşim var. Bir abla olarak annemle en büyük sıkıntım anne sevgisizliği. Annem ve babam ayrı. Aslında bizim üstümüze çok düşerdi önceden ama ben üniversiteye başladığımda bambaşka bir anne oldu. Çok bencilleşti. Kendisine harcamalar yapan bakımlı bir kadındı her zaman. Ama artık bize bir şeyler alırken, bizim için bir şey yaparken dilinden düşmeyerek bize psikolojik bir zarar veriyor. Kendimizi özellikle de bana karşı “siz bana yüksünüz” şeklinde bir psikolojik düşünceye kaptırıyor. Babam için de aynı şekilde, yıllarca babamızı bizi kötüleyerek bizi babamızdan uzaklaştırdı. Hayattaki en büyük pişmanlığım annem yüzünden babamı yurt dışına yaşamaya göndermek oldu. Bizi çok seven kadın artık bize ne sarılıyor ne bizi sevdiğini söyleyip bizimle vakit geçiriyor, tamamen kendine odaklı bir kadın olmaya başladı. Yarın üniversiteye gidiyorum başka şehire benim yanımda durup benimle vakit geçirmek yerine kendi kız arkadaşlarıyla vakit geçirmek istedi. O kadar çok ağladım ki sizce ne yapmam gerekiyor? Biraz uzun olduysa kusura bakmayın, çok özür dilerim konuşacak dertleşecek kimsem olmadığı için iç dökmek istedim.
Yeşim Tijen: Size bugün cevap vereceğimi bildirdim ardından bu soruyu da yolladınız. Bonus oldu :)
Okurun ikinci sorusu:
Merhaba Yeşim Hanım, 2 yıllık bir ilişkim var. Sallantılı dememin sebebi ise kendisi çok düz biri. Zevklerimiz, müziklerimiz, yaşantımız hiçbir şey birbirime uymuyor ama o kadar çok seviyoruz ki birbirimizi. Yani bunları sorun etmeyip birbirimize her konuda fedakarlıklar yapıp bu sorunu görmezden gelebiliyoruz. Bana çok değer veriyor. Çok ilgili bana karşı. Gerçekten çok ciddi bir gelecek düşünüyoruz birlikte. Ben üniversite okuyorum fakat kendisi lise mezunu bile değildi, yeni açıktan lise mezunu oldu. Hiçbir zaman bu şekilde üsten bakan biri olmadım çünkü her şey üniversite okumak değil önemli olan saygı, sevgi ve zaten ailesi yüzünden okumamış, fırsat sunulmamış ama çok bilgili çok görgülü, kültürlü biri onunla sohbet etmeye bayılırım. Benim annem onu çok sever, bir gelecek kurmamızda aslında destekli ama bazen hiç onu istemiyor gibi bana kötülüyor. Ben bir defa çok ağlamıştım anneannem bana keşke zenginini bulsaydın demişti ve ben çok üzülmüştüm öyle demesine ama annem mesela ona dik durup zamanında beni zengin diye babasına verdin hayatımı bitirdin, benim kızım kimi seviyorsa onunla aşk evliliği yapıcak diye dik durdu, laf söylettirmedi(annemle babam ayrı babam biraz varlıklı olduğu için zamanında anneannem evlendirmiş)ama bazen ufaktan böyle laf çarpmalar yaparak onu istemediğini, bana yakışmadığını söylüyor.
Gelelim asıl konuya, sevgilimin ailesi beni çok sever ama ana sorun çok kötü, sorumsuz bir baba, boşanmış 1 çocuklu abla ve anne evde. Hiçbir şekilde adam akıllı gelir yok. Sevgilim çalışıyor ve ailesine bakıyor. Kendi işinde iyi aslında çok kötü bir maddiyatı yok ama o hep çok büyük seyler başarmak istiyor. Birikim yapıp yuva kurmak istiyor ama ailesine bakmaktan nasıl evleneceğiz o da bilmiyor, ben de bilmiyorum. Benim ailem hiçbir zaman benim hiçbir şeyimi eksik etmedi. Ben varlığı da gördüm yokluğu da ama ben hiçbir zaman sevgi görmedim. Sevgilim benim her şeyim ama ailesi yüzünden benim ailem istemiyor. İleride ailesi yüzünden maddi sorunlar yaşayacağımızı düşünüyor ki bunu aslında ben de düşünüyorum çünkü kendileri de oğullarını evlendirmek istiyor ama sıfır çaba, sıfır birikim, hiçbir yardımları yok. Benim gariban sevgilimi de caretta gibi salmışlar kendi kendine hep bir şeyler yapmaya çalışıyor ama nereye kadar böyle devam edecek? Yeşim Hanım inanın çok üzülüyorum, korkuyorum da ailesi yüzünden ilişkimiz bitecek diye. Kendisiyle bunları konuşmak da istemiyorum çünkü kalbinin kırılmasını istemiyorum, ailesinin kötü ve sorumsuz olduğunu söyleyip onu üzmek istemiyorum çünkü onu ailesi düşünmüyor. Ablası 2-4 erkeklerle gezip paralarını yiyip öyle takılıyor. Benden başka kimse bilmiyor mesela bunu sadece bana anlatıyor, dertleşiyor. Ben çok şaşırıyorum. Ablası çalışmıyor, eve katkısı yok. Baba tam sorumsuz, öyle var mı yok mu belli değil evde. Anne desen öylesine dümdüz. Yani benim sevgilimi sömürüyorlarmış gibi düşünüyorum. Sürekli onlara bakmaktan evliliğimize birikim yapamıyor ve benim annem ileride işler gerçekten ciddileşince çok büyük çatışmalar çıkacak bunu hissedebiliyorum. Şimdiden ben ne yapacağın, nasıl bi yol izleyeceğim geleceğimiz, geleceğim hakkında hiçbir fikrim yok. Sizce ne yapmayalım?
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar, sanırım annelerden hep olağanüstü performanslar bekleniyor. Ne tesadüf. Anneler de kendilerinden olağanüstü performanslar bekliyorlar. Nasıl daha iyi anne olabilirim? Birçok anne çoğu zaman bu kaygıyı yaşar, tabii mükemmel annelik yok. Çünkü mükemmel insan yok. Annelikte de babalıkta da hep eksiklikler olacak. Bu Allah’ın emri. İyi annelik- babalık bunlar hep sizin hayatın sorunlarından kendinizi ne kadar sıyırabildiğinizle alakalı. Maddi şartlar, ruhsal durumlar, bilinç ve kalp işi = ANNE BABALIK. Hayata nasıl bakıyorsanız; ümitle, sevgiyle o kadar iyi anne baba oluyorsunuz. Biraz şartlarınız, yaşadıklarınız biraz karakteriniz, yaşamınızdaki olan bitenler sizi sizden uzaklaştırabiliyor. Evlatlarını çok sevmelerine rağmen o sevgiyi gösteremeyebiliyorlar, hata yapabiliyorlar, eksik kalabiliyorlar. İşte böyle zamanlarda bile evlatlar annelerin sevgisinden hiç kuşku duymamalı desem de çok genç oldukları için “Annem beni sevmiyor mu?” diye endişeye kapılabiliyorlar. Siz de sevgili yavrum, böyle bir düşünceye kapılmışsınız. Böyle bir şey olabilir mi yavrum? Bütün anne babalar evlatlarını çok severler. Bazen yaşam onları sarsar, yürüdükleri yol yorabilir. Onlar da evlatlarını görmeyecek duruma gelebilirler. Tıpkı anneniz gibi. Yalnız başına evlatlarının sorumluluğunu taşımak bazen yorgunluk verebilir, kendi geleceği ile ilgili ümitsiz düşüncelere kapılabilir ve nadiren de olsa çocuklarına sanki yükmüşsünüz izlenimini verebilirler. Dedim ya insan oğlu etten kemikten, kalp ve akıldan oluşan bir bütün. O akıl herkeste olsa da kullanma kısmı biraz sıkıntılı. Hal böyle olunca yanlışlar da olabiliyor. Bir anne evlatlarından uzaklaşacak, onları görmeyecek, umursamayacak hallere girmişse kendi özel hayatıyla ilgili sorunları olduğundandır. Bu evli/bekar birçok kadın için böyledir. Duygusal tükenmişlikler yaşayabilirler. İşte böyle zamanlarda hep anneden beklemek yerine anneye sokulmak, onu anlamaya çalışmak, uzaktan uzağa gözlemlemek değil de yakınlık kurmaya çalışmak lazım. Hep beklememek biraz da çaba göstermek lazım. Büyüklerle çocukların dünyası çok farklı yavrum. Büyüklerin sorumlulukları ağır, çalışma hayatı, annelik/babalık, kendi anne babaları, etrafları, arkadaşları, kendi özel hayatları, hayattan beklentileri, umdukları, buldukları, bunların hepsinden kendini sağ salim çıkarmak sanıldığı kadar kolay değil, maharet ister. Anneniz bekar bir kadın, kendi geleceğiyle ilgili kaygılar da taşıyordur “Yalnız mı yaşlanacağım? Ben de sevmek sevilmek istiyorum” gibi gibi. Bunlar bir ihtiyaç yavrum sadece çocukların sevgisiyle yaşanmaz. Anne babalar da sevmek, sevilmek ister. Diğer yandan sizlerin kardeşinizle nasıl gençler olduğunuz, sorumluluklarınızı taşıyıp taşımamanız bunlar bir annenin psiklojisinde hep etkendir. Bir evlat gereğince sorumluluklarını taşımıyorsa anne babasının kafasında o zaman yük olur. Yük kısmına biraz buradan bakın. Bunlar kısaca sizin kuruntularınız. Yanlış, çarpık düşüncelerden oluştuklarından insanların gerçeklerden uzaklaşarak mutsuz olmasına sebep olurlar.
Gelelim bonus olarak son dakika göndermiş olduğunuz soruya, keşke hayat hesap, kitap ve herkesin pek de başarılı olmadığı matematik gerektirmeseydi. Eskiden hayat bu kadar hesap gerektirmiyordu. Aşk olunca samanlık seyran falan olur deniyordu. Bu sözü duymuşsunuzdur. Maalesef hayat şimdi inceden hesap mümkünse master falan istiyor. Yoksa yara bere içinde kalıyorsunuz. O yüzden hiçbir konuda uyum sağlamadığınız biriyle nasıl bir evlilik yaşayacaksınız inanın merak ettim. Birbirinize şimdi göz yumduğunuz o huylarınız batacak, sinir olacaksınız. Bugün birbirinize yeterince yakınlaşamadığınız için saygı duyuyorsunuz çünkü sizin sorumluluğunuz ailenizde. Sorumluluklar ikinizde olduğunda aynı evde yaşamaya başlayınca bu saygı devam edecek mi sanıyorsunuz? İnsanlar maalesef şimdilerde her uzaktan baktıkları arzular için birbirinden uzaklaşıyorlar, sorumlu tutuyorlar. Evlenince suçlamalar, soğumalar, iteklemeler başlıyor. Bir de sorun yumağı bir ailesi varsa yandınız. O yüzden genç çok iyi biri olabilir ama hem aile sorumluluğunu taşıyanın tek kendisinin olması hem eğitimsiz biri olması hem de hiçbir şeyinizin birbirinize uymaması bu çocuğun tüm iyi güzel biri olmasını yok ediyor. Bir de buna günümüz Türkiye’sinin ekonomik ağır şartları eklenince hiç şansı yok. Eğitimli birinin bile şansı az yavrum. Diğer kişiden daha fazla artılarınız olması gerekiyor. O artılarda kendine eğitim olarak fazladan neler kattığı, insanlarla iletişimi, kendini geliştirmeye açık ve uyanık olması gibiyken bu gencin işi azmine ve şansa kalmış. Siz kendinizi bir ihtimalin eline bırakabilir misiniz?
Ailesinin sorumluluğunu taşıyor olmasına gelirsek ailesine ses çıkaracak, susmayacak. Ablası çalışabilir. Erkek parası yiyerek yaşamak yerine kendi hayatında, çalışma hayatında olarak ufuklar açabilir diye düşünüyorum. Bu yolu ablasına göstermekten kaçınmayacak. Erkeğim diye bütün her sorumluluğu sırtlamaya çalışmak kendini hiçe saymak demektir ama onun da kendi yaşamı için bir şeyler yapması, geleceğini hazırlaması gerekiyor. Bu konuda onun cesaretle davranmasına yardımcı olmak ona saygısızlık değil, sözlerinizi dikkatlice seçerseniz gözlerini açmaktır.
Annenizin aşk evliliği yapmamış olması nedeniyle sizin aşk evliliği yapmanızı istemesine gelirsek bunu anlamaya çalışıyorum. İnsanın içinde, aklında kalır muhakkak. Aşk evliliği güzeldir. Anlayamadığım henüz 22 yaşındaki kızının aşk ile ilgili ne bildiği ve aşık olduğu kişinin kızına uyup uymadığı çünkü günümüzde aşık olmak şansı çok yavrum. Başka birine de aşık olabilirsiniz, el elden üstündür. Biriyle evlenmeye niyet koymak mantıklı düşünmeyi gerektirir.
Babanızla ilişkinize gelirsek babanızdan kimse için vazgeçmeyin. Anne babalar anlaşamayabilir, bu onların sorunu. Siz babanızla iletişim kuracak kadar cesaretli olmalısınız. Anneme yük oluyorum kaygısıyla kendinizi hayatın içinde kısıtlamayın. Yapmanız gereken doğruları bize annem bakıyor diye yapmaktan kaçınmayın. Anneler ve çocuklar arasında bugün küsülür yarın bir şekilde bu küslük aşılır. Öteki türlü kendinizi gerçek siz olarak oluşturamazsınız; korkularınız, endişelerinizle içinizde kalır farkındalığa ulaşıncaya kadar başka biri olarak yaşar sonra da kendinize kızarsınız. Bir parça cesarete ihtiyacınız olduğunu görüyorum. İnsanın mutlu bir kişilik oluşturması; korkularını aşmasıyla, olumsuz düşünceleri ve aç gözlülüğünü kendinde ne kadar elediğiyle, kendini ne kadar geliştirdiğiyle, hayatın içindeki dışındaki güzellikleri ne kadar görebildiğiyle alakalıdır. İnsan hayatındaki güzellikleri gördüğü kadar umut dolu ve mutludur. Hayatınzdaki güzellikleri görür ve bunu kişiliğinize yansıtırsanız yük değil, bir anne baba için ancak umut olursunuz yavrum. Kendinizi sevin, değerli bulup geliştirin yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR